diriliş ertuğrul

entry1031 galeri71 ses1
    294.
  1. her ne kadar türk dizilerini izlemesem de muhteşem yüzyıl saçmalığından daha iyi olduğunu düşünüyorum.

    muhteşem yüzyılda bize tarih olarak gösterdikleri tek şeyin cinsellikten ibaret olduğunu gördük.

    trt'de yayınlanmasından dolayı mı acaba cinsel sahnelere yer verilmemiş bilmiyorum ama olmasa da olur mantığı ile yapılan yüzlerce türk dizisi var.
    1 ...
  2. 295.
  3. kıçı kırık kayı boyunu sanki seçilmiş bir boymuş gibi gösteren dizi. ulan o dönemde dünya çapinda iki önemli oğuz boyu var biri kınık hanedanın boyu biride çepni ordunun boyu. ama sikko kayı ne seçilmiş bi boymuş öyle amk.
    0 ...
  4. 296.
  5. şu sitede çok güzel bir eleştirisi yayımlanmış.

    http://www.murat-aktas.co...ilk-bolum-elestirisi.html

    valla diziyi kim çekiyorsa ellerine sağlık. muhteşem yüzyıl denen ısmarlama osmanlı düşmanı pembe diziden sonra bende iyi duygular uyandırdı. game of thrones hayranıyım, bende yabancı yapımları andırır bir tat bıraktı, o kadar sağlam prodüksiyon.

    eleştiri yazısını alıntıladım. blog siteleri kapandığı zaman maalesef dönüp beğendiğimiz yazıları tekrar okuma şansımızı da kaybetmiş oluyoruz.
    sözlükten yazıyı tamamen okuyan çıkacağını zannetmiyorum ama yazıyı okumak isteyen olursa bir tık tıklasın verdiğim linke oradan okusun, emeğe saygı olsun!

    --spoiler--
    Bu yazıda; TRT 1 ekranlarında Çarşamba akşamı(10.12.2014) yayınlanmaya başlayan ve Osmanlı Beyliği'nin kurucusu Osman Bey'in babası Ertuğrul Gazi'yi anlatan Diriliş: Ertuğrul dizisinin ilk bölümünün tarihi gerçeklik, senaryo, oyunculuk ve kurgu gibi değişik açılardan eleştirisi yapılacaktır.

    Önce eleştirinin ne olduğundan bahsetmek istiyorum. Milletimiz genelde karamsar olduğundan eleştiriyi de o manada anlamaya ve yorumlamaya meyillidir. Eleştiri, herhangi bir konu, durum ve olayı doğru ve yanlış yönleriyle tartışmaktır. Eleştiride, eleştirilenin hem doğru hem de yanlış yönleri belirtilir. Ben de bu ilk eleştiri yazımda Çarşamba akşamı TRT 1'de ilk bölümü yayınlanan Diriliş: Ertuğrul dizisinin ayrıntılı bir eleştirisini yapacağım.

    Diziyi, 4-5 ay önce yayınlanmaya başlanan "Pek Yakında" fragmanı çıktığı günden beri sabır ve heyecanla bekliyordum. Daha önce de aynı heyecan ve sabırla yine bir TRT dizisi olan Kızıl Elma'yı beklemiştim. Açıkçası bu dizi benim için tam anlamıyla kesin bir hayal kırıklığı olarak kalmıştı. 2006-2008 yılları arasında Star'da yayınlanan Köprü dizisinden beri hiçbir Türk dizisini bir bölümden fazla izlememiş biri olarak Diriliş Ertuğrul'dan beklentim çok yüksekti. Beklentilerimi de yeteri kadar karşıladığını belirtmeliyim. Öncelikle dizinin yapım süreci ve verilen emek hakkında kısaca konuşalım:

    10 aylık çekim sürecinde bulunulan dizi için büyük bir oba kurulmuş, 3 ay kadar uzun bir süre sadece tarihi araştırma yapılmış, kostümler için kumaşlar yurt dışından getirilmiş, efekt ve dövüş koreografileri için Holywood'da ünlenmiş Kazak bir ekip Türkiye'ye çağrılmış. Bunların dışında yine özel olarak kurgu üzerinde 3 gün boyunca tartışmalar yapılmış. TRT tarihinin en büyük projelerinden biri olarak gösterilen Diriliş Ertuğrul'a TRT'nin 50. yılı nedeniyle de büyük bir maddi kaynak ayrılmış...

    MEKAN TASARIMLARI, EFEKTLER VE MÜZiK
    Ekibin dizideki obayı kurarken çok fazla emek harcadığı belli oluyor. Çadırların dış mimarisinden iç dizaynına kadar hemen her şey dönemine uygun ve yerinde tasarlanmış. Mekanlar seyirciye 13. yüzyıl sonlarında yaşıyormuş havası vermek için ideal hale getirilmiş. Bozkır kültürünün halen Türkmen boylarında devam ettiği algısı mekan çekimlerinde de yerli yerince işlenmiş. Bunlara ek olarak küçük ayrıntılar da zekice düşünülmüş. Örneğin tahta kaşıkla yemek yenmesi, bakır güğümler, kayı boyunun simgesi, Süleyman Şah'ın otağı... Bizans mekanları da gerçeğe yakın olacak şekilde tasarlanmış.

    Kostümler, 13. yüzyılın konar-göçer Türkmen boylarını tasvir etmede yeterli ve dengeli, oklardan tutun da başlıklara kadar hemen her şey doğru ve gerçeğe yakın şekilde tasarlanmış. Kostüm konusunda yanlış yapılan tek bir yer görebildim. O da Tapınakçıların kostümleri; Tapınakçılar beyaz üzerine kırmızı haç değil, siyah üzerine kırmızı haç damgalı üniformalar giyinirdi. Tabi ki bu her dizide olması muhtemel küçük bir ayrıntı sadece...

    Dizide çok fazla efekt yok ancak, gerekli yerlerde gereken efektler kusursuza yakın bir şekilde koyulmuş, ayrıca dizide fazla bir efekte de ihtiyaç olmamış, en azından ilk bölüm için. Dövüş sahneleri gerçekçi denecek kadar iyi bir koreografiye oturtulmuş. Tabi bunda yukarıda da bahsettiğim Kazak ekibin büyük payı var.

    Dizinin müziklerine gelince, Alpay Göktekin'e aitler. Özellikle Jenerik müziği benim çok hoşuma gitti. ilk dinlediğinizde tını olarak Dombra'yı andırsa da devam ettiğinizde aslında çok farklı ve diziye yakışır bir müzik olduğunu hissediyorsunuz. Gerçekten de dönemin havasına yakışır bir müzik olmuş ve tamamen Orta Asya Türk ezgileri kullanılmış, hiçbir islamî ögeler içermeyen bir müzik türü olsa da dizinin atmosferine bir eksi katmadığını, aksine pek çok artı getirdiğini söylemek mümkün...

    erdar Gökhan, Hakan Vanlı, Hülya Darcan gibi pek çok usta oyuncuyu bünyesinde barındıran dizi kadrosuyla muhteşem duruyor. Oyuncular, -genel itibariyle- oyunculuk manasında iyi olmasına rağmen dizide büyük bir diyalog sorunu var. Diyaloglar 13. yüzyılın yalın Türkçe'sini karşılamakta çok yetersiz kalıyor. Dizinin danışmanları Tarihçi yazar Prof. Feridun Emecen, ilahiyatçı yazar Prof. Ekrem Demirli yine bir tarihçi olan ve daha önce pek çok projede yer almış Yrd. Doç. Hilmi Arıç. Ben dizinin ilk bölümünü izlediğimde, keşke 3 Tarih Danışmanı alacağına 2 Tarih Danışmanı ve bir tane de "islam'a Geçiş Dönemi Türk Dili" konusunda uzman Edebiyatçı alsaydılar diye düşündüm. Gerçekten de konuşmaların içinde neredeyse hiç 13. yüzyıl Türkçesi yok. "21. yüzyılda yaşıyoruz, 13. yüzyılı nasıl anlayalım?" derseniz 13. yüzyıl Türkçesi'nin 19. yüzyıl Türkçe'sinden daha kolay anlaşılır olduğunu hatırlatayım. Çünkü o dönemde Türkçe daha yalın, daha az yabancı dilden etkilenmiş durumda. Bu diyalog eksikliğini gideren bir unsur da atasözü, özdeyiş tarzı cümlelerin konuşmalar arasına ustalıkla serpiştirilmiş olması. Gerçekten bu cümlelerden en az bir tanesi halen izleyenlerin aklındadır.

    Oyunculuktan devam edelim... Oyuncular bana dönemleri ile ilgili pek araştırma yapmamışlar gibi hissettirdi. Ya da buna pek zamanları olmadı, bilemiyorum. Ama dönemin ruhunu yansıtmakta biraz eksik kalıyorlar gibi. Bunu da dizinin diğer artıları kapatıyor sanırım. Oyunculuk anlamında en iyi işi çıkaran kişinin tüm bölüm boyunca ses tonu, vakarlı duruşu, anne şefkati ve toparlayıcı kişiliğinin yanında hitap şekliyle Hayme Ana karakterini canlandıran Hülya Darcan olduğunu düşünüyorum.

    Senaryo ve kurguya gelelim... Özellikle yukarıda bahsettiğim diyalog meselesinin en çok da senaristlerden kaynaklandığını düşünüyorum. Oyuncu her ne kadar kendinden bir şeyler katsa da, siz ne yazdıysanız onu okur. Bu durumda dizinin senaristleri Mehmet Bozdağ ve Atilla Engin'in senaryoyu inşa ederken daha dikkatli davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Dizilerde konu olarak aşkın işlenmesine karşı değilim ama tarihi bir dizide olayları aşka bağlayarak işlemek ve diziyi tarihi dizi yerine romantik bir diziye çevirmenin mantığını bu tür dizilere yakıştıramıyorum. ilk bölümde kendini çok hissettirmese de gelecek bölümlerde dizide aşkın daha fazla işleneceği endişesini yaşıyorum...

    TARiHi GERÇEKLiK
    Tarih bölümü öğrencisi olduğum için tahmin edersiniz ki en önemli kısmı bu konuya ayırdım. Zaten eleştirdiğimizin tarihi bir dizi olduğundan hareketle bu oldukça normal bir durum. Şu ana kadar müziklerin döneme uyumluluğundan, kostümlerin ve mekanların gerçekliğinden bahsettik. Ancak "Tarihi Gerçeklik" alt başlığında dizi ile ilgili bazı tarihi yanlışlardan bahsedeceğim...

    Dizideki belki de en bariz ve en büyük tarihi hata Ertuğrul Bey'in babası Süleyman Şah'tır. Tarihi araştırmaların 3 ay sürdüğünü en başta belirtmiştik, zira bu araştırma sürecinde en azından Diyanet islâm Ansiklopedisi'nin Ertuğrul maddesine göz atan biri bile Ertuğrul Bey'in babasının Gündüz Alp olduğuna kesin gözüyle bakar. Daha rahat anlayabilmeniz için şimdi bu "Süleyman Şah/Gündüz Alp" ikileminin biraz daha ayrıntısına inelim:
    Ünlü Osmanlı ilk dönem tarihçileri(vakanüvisleri) Aşıkpaşazade ve Neşri, Ertuğrul Gazi'nin babasını şecerelerine Süleyman Şah olarak kaydetmişlerdir. ilk Osmanlı tarihçilerinden Ahmedî, Enverî ve Karaman da Ertuğrul'un babasının Gündüz Alp olduğunu belirtmişlerdir. Bu tartışma uzun bir süre iki tarafın da birbirine üstünlük sağlayamaması şeklinde devam etse de Osman Bey dönemine ait bulunan bir sikke tüm dengeyi değiştirmiştir. Zira sikkenin üzerinde "Osman b. Ertuğrul b. Gündüz Alp" yazılıdır. Yani Gündüz Alp oğlu Ertuğrul oğlu Osman! Bu tarihten itibaren tarihçiler Gündüz Alp'in Ertuğrul'un babası olduğuna kesin gözüyle bakmaktadırlar...
    Bir diğer tarihi hata da Gündüz Alp(Süleyman Şah)'in Bursa'ya kadar gelememiş olması, Pasinler'de ölmüş olmasıdır. Ayrıca Bursa'ya gelen Kayı boyu değil, Kayı boyunun Karakeçili oymağıdır. Karakeçili oymağı 400 çadırlık bir oymaktır, 2000 çadır sallama bir rakamdır. Başka bir hata da tıpkı Gündüz Alp gibi Ertuğrul'un ağabeyi Gündoğdu'nun da Bursa'ya gelmemiş olmasıdır. Bu karmaşık durumu da kısaca ayrıntısına inerek tarihi süreç içinde açıklayalım:
    Kayı boyu, Moğol hücumlarından kaçarak Gündüz Alp komutasında bugünkü Ahlat(Bitlis)'a yerleşir. Ancak Moğol istilâlarının bu bölgeye de sıçraması tehlikesi baş gösterince biraz daha yukarı çıkarak, Erzurum'un Pasinler Ovasına göç ederler. Gündüz Alp burada vefat eder ve boyun başına Ertuğrul Bey geçer. Bir süre sonra Gündüz Alp'in en büyük oğlu Gündoğdu diğer kardeşi Sungur Tekin'i de yanına alarak tekrar Ahlat'a geri döner. Bunun üzerine Ertuğrul da küçük kardeşi Dündar'ı alarak Batı'ya doğru harekete geçer. Bir süre Trabzon Rum imparatorluğu'na karşı buradaki beyliğe katılarak çarpışır. Daha sonra Sivas taraflarına göç eder. Ardından, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından Candaroğulları'na bağlı bir uç beyi olarak Bizans sınırına yerleştirilir.
    Yukarıda belirttiğim tarihi süreç içinde Ertuğrul ile ağabeyi Gündoğdu arasında bir çekişme yaşanması olasılığı yoktur. Olsa bile bu ancak Erzurum'da iken gerçekleşmiş ve muhtemelen iki kardeş birbirini bir daha hiç görmemiştir. Buna binaen dizide sofrada iken adı yadedilen ve gerçekte ağabeyi Gündoğdu ile birlikte giden Sungur Tekin'in de Bursa'da olma ihtimali yoktur. Ertuğrul'un en küçük kardeşi Dündar, dizide 13-15 yaşlarında bir çocuk olarak tasvir edilmektedir. Ertuğrul'un oğlu Osman Bey ile Osman'ın amcası Dündar arasında en fazla 10 yaş fark vardır. Umarım yakında Osman Bey doğar...

    Kostümlerle ilgili kısımda bahsetmiştim; Tapınakçılar beyaz değil, siyah üzerine kırmızı haç bulunan üniformalar giyiyorlardı. Ayrıca o dönem içinde Ertuğrul'un Tapınakçılarla hasbi-hal ettiğine dair bir bilgi ve belge yoktur. Benim bildiğim Osmanlıların Tapınakçılarla ilk karşılaşması Batı'ya doğru genişlerken, Viyana harbi sonraları olmuştur. Ayrıca Ertuğrul'un Bizans'a komşu bir uç beyi olması dolayısıyla Tapınakçılardan çok Bizans ile mücadele içinde olması daha gerçekçi bir yaklaşımdır.

    Dizide Ertuğrul'un yardımcısı konumundaki Bamsı Beyrek adlı karakter Dede-Korkut hikâyelerinde adı geçen bir kahramandır, muhtemelen senaryoyu doldurması için yaratılan hayali bir karakterdir. Bunun yanında yine ilk bölümde tanıdığımız kötü karakterli Selçuklu kumandanı Kara Toygar da uydurma bir karakterdir. Bu bir kuş adıdır. Ayrıca bu herhangi bir Selçuklu Kumandanı olsa dahi, bizzat Selçuklu Sultanı tarafından yurt tayin edilen bir uç beyine emir vermesi, tehdit etmesi, obasını basması tarihi gerçeklikten yoksundur...

    SONUÇ
    Yukarıda -tarihi gerçekliğe kadar- bahsettiğim kısımlar dizi ile ilgili kendi görüş ve düşüncelerim, Tarihi Gerçeklik kısmı ise var olan tarih bilgim ve araştırmalarımla elde ettiğim sonuçlar ışığında ortaya çıkanlardır. Tarihi kısımda bahsettiklerime ehemmiyet vermeyenler bizzat bu bağlantıdan Prof. Dr. Fahamettin Başar'ın yazdığı DiA(Diyanet islâm Ansiklopedisi)'nın Ertuğul Gazi maddesini okuyabilirler...

    Sonuç olarak Diriliş Ertuğrul, yayınlandığı ilk bölümde bile büyük beğeni toplayan ve sırf bu yüzden ardarda iki kez yayınlanan, yayınlandığı akşam diğer tüm dizi ve programları geçerek reytingleri alt üst eden, Türk izleyicisinin ilk bölümünü gerçekten çok beğendiği bir dizidir. Tarihi Gerçeklik kısmında diziyi her ne kadar "yerden yere vurmuş" gibi olsam da diziyi ben de çok beğendim ve ikinci bölümünü izleyeceğimden eminim. Siz de ikinci bölümü izleyecek olanlardan biriyseniz, Diriliş Ertuğrul dizisinin ilk bölümüne dair yaptığım bu eleştiriyi ikinci bölümün fragmanını vererek tamamlıyorum. Daha güzel bölümlere inşallah...

    --spoiler--
    1 ...
  6. 297.
  7. tarihsel gerçekleri saptıran bir dizi.

    tutmadı zaten. boşa çabalıyorlar.

    madem amacın osmanlı reklamı, az otur çalış, bu amerikanlar film ile dizi ile nasıl propaganda yapıyor, bir öğren. sonra yine çekersin filmini, çekme demiyorum.
    1 ...
  8. 298.
  9. kuruluş Osmancıkın yeni versiyonu derler. dizi iyi güzel hoşta abi o kadar adam ölüp kiliclarin hala ayna gibi parlaması nedir biraz boya sürseler daha iyi olmaz mıydı?
    0 ...
  10. 299.
  11. Sözlükçülerin saldırısına uğrayan dizi. Sadece uludağ'da değil. He la he dizi tutmadı o yüzden reytingler başı çekiyor.
    2 ...
  12. 300.
  13. anlatılan hikaye en kadar gerçeğe uygun, bunun hakkında yorum yapabilecek kadar tarihçi değilim. bir bölümünü izledim. atmosfer başarılı.
    0 ...
  14. 301.
  15. tarihin kılıçtan ibaret olduğu saçmalığını pompalayan bilindik yayınlardan birisidir. heybetli türkler döver, asar, keser. izleyicimiz "heyt be! işte böyleydik biz!" diyerek uyuşturur kendisini. tabii şu hıristiyanlar hep pis pis güler ve haince entrikalar düzenlerler. biraz gerçekçi olun, tarihi biraz da gerçekçi anlatın ne olur!

    yok ilayı kelimetullah için mücadeleymiş yok hak davasıymış. dünyada bu iddia ile kurulan tek bir devlet yoktur. devletin kuruluş amacı bellidir. ertuğrul'un, osman'ın yaptıkları da böyleydi. hükmünü güçlendirmek, vergi ve haraç toplamak derken o mekanizma genişler ve çevresini yutar hale gelir. olağanüstü misyonlarla milleti büyülemenin manası yok. tgrt'nin eskiden pompaladığı uçan şeyh filmlerinin mantığını bırakın artık.
    1 ...
  16. 302.
  17. aslında çok da abartılsa bile bırakın da kendi tarihimizi biraz abartılarak izleyelim. böyle giderse de fenomen olacaktır yakında. leyla ile mecnun gibi.
    0 ...
  18. 303.
  19. Izlemek kısmet olmadı ama iyi diyorlar.
    0 ...
  20. 304.
  21. akp propagandası yapmasına rağmen daha çok ab grubunun yani chp'lilerin izlediği dizi. akp'liler o gün güzel köylü ve stv izliyorlar.
    1 ...
  22. 305.
  23. Bizans tohumlarınının ''yha ama tapınakçılar çok rererö'' diye zırladıkları dizidir. Ulan bu dizinin muadili muhteşem yüzyıl eleştirilirken ''yha ama tarihi gerçeklikten bağımsız düşünmek lazım kurgu sonuçta" diyenlere bende aynısını diyorum. Alıyorum çerezimi çayımı önüme her Çarşamba akşamı Titus'a "anayı bacıyı seni vaftiz eden papazı o papaza diploma veren psikoposu eşikten beşiğe..."diye çok pis kayıyorum. Yeter la mınako. Yanarım yanarım devletimiz bi gün olsun gün yüzü görmemiş ona yanarım.
    3 ...
  24. 306.
  25. Halep pazarıyla sarayı arasına sıkışan dizi.

    (bkz: ay bayılazaam)
    1 ...
  26. 307.
  27. süleyman şah ın emir aziz e koyduğu posta yılın postası olur aga. 1.52 dakika da enfes bir iş çıkarmışlar. 3 kez izledim lan.

    (bkz: halep e yazık olur)
    2 ...
  28. 308.
  29. trt yayınladığı için izlemediğim bir dizi. AKP, takip ettiğim kadarıyla bu dizi üzerinden ideolojik birtakım mesajları önemli bir kitleye ulaştırmakta. reytingleri fena değil. bu kadar izlendiği için istedikleri mesajları abartılı bir şekilde vermediklerini de tahmin ediyorum. vaktim olmadığı için bu detayları da tam olarak cevaplayamıyorum tabi, çok da önemli değil.
    0 ...
  30. 309.
  31. Biraz fazla şovenist olan dizidir. Vurdu kırdı derken bir adamin dört kılıçlıya nasıl karşı koyduğuda muammadır.
    1 ...
  32. 310.
  33. Geçen çarşamba ab grubunda 1. olmuş. Bu diziyi kaparlar ben söyliyim. 20 share nedir lan.
    0 ...
  34. 311.
  35. Süleyman şah'ı izlemeye yüzümüz yok mk..
    0 ...
  36. 312.
  37. Ismarlama senaryo ile hizmet etemktedir. Paralelin işi olmasın.
    http://haber.rotahaber.co...le-mi-basladi_516936.html
    0 ...
  38. 313.
  39. şu an özeti gösterimde olan dizidir.
    0 ...
  40. 314.
  41. Süleyman şahı izlemeye yüzümüz olmayan dizidir.
    2 ...
  42. 315.
  43. Demin denk geldim adamlar o kadar çarpişti savaşti ama ne adamda kan var ne kılıçta kan var amk (bkz: swh)
    0 ...
  44. 316.
  45. trt ekranlarında kendini göstermiş izlenebilir nadir tarihi dizilerden. biraz saçmalasalarda olsun.
    0 ...
  46. 317.
  47. Bu sefer de olmayan dizidir.

    Desem yalan olur. Hiç bi' iş beğenmeyen sözlük ağızcılarını iplemeyin diyorum. Diziyi soluksuz izlemekteyim. Uzun sürmesi de çoğu kesimin canını sıkmıyor. Nedeni ise halkın tarihimize duyduğu ilgi ve merak. Bunun içerisinde de sahneler zaten sürükleyici. Yani illa özel sebepler olması gerekmiyor. Şu sıra aşk mevzusu biraz kafaya takılabilir, o da olacak mecbur. Dizi gayet tadında devam ediyor. iyi seyirler.
    2 ...
  48. 318.
  49. Şuaralar izlediğim tek dizi. Bi diziye bukadar bağlanmayalı bayaa uzun bi zaman olmuştu. insanın milli duygularını kabartan insanı gaza getiren güzide dizilerimizden biri. izleyin pişman olmazsınız.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük