bir kere farklı bir kokusu var, bunu bir kenara koyalım. kimilerine ağır gelebilir. asıl mevzu kişilik. derseniz ki ben eşofmanla dolaşan, çok güzel moonwalk yapan bir adamım, o zaman bu parfüm size göre değil. en azından gömlek pantolon falan giymelisiniz bu kokuyu kullanmak için. bir de derinden gelen dior homme sport var.
parfüm zevki caldion dunlop jagler kalitesizliğinde olanların eleştirdiği kokudur. Kokuya da bir sormak lazım aslında bakalım o senin üstünde durmaktan keyif alıyor mu? dior homme statüdür bir kere, herkesin üstünde aynı durmaz. eğer kişilikle tamamlandığında, kullanan kişinin adeta etiketi olur. öyle bir kokudur.
ilk sıkıldığında lavanta, ada çayı ve bergamot ile değişik ve sanki biraz gırtlaktan hissedilen kadife kokular gibi kokladıkça koklayası gelen bir yumuşaklıkta, orta notalarda ise kokuya kimliğini veren iris çiçeği, dip nota olmasına rağmen orta nota olarak kullanılmış fakat çok az belli olan kokao ve amberin yanında kakule ile harmanlanmıştır.
dip notalarında ise vetiver, paçuli ve deri ile son bulur.
genel itibariyle yumuşak bir koku piramidine sahiptir. zaman geçtikçe güzelleşen kokular vardır halk ağzında. işe bu onlara güzel bir örnektir.
tavsiye olunur fakat birazcık pahalı.
edp formatındaki dior homme parfum versiyonu, her ne kadar aslını anımsatsa da birçok noktada birbirinden ayrılan bir parfümdür. Deri notasının baskın olması çoğu kimse tarafından beğenilmemesine neden olacaktır ve aslı kadar hiçbir zaman popülariteyi yakalayamayacaktır..
Derler ya hani bir insanın iki şeyi unutulmaz: 'simasi ve kokusu'. Yıllarca dior homme kullandım daha sonra lanvin avantgarde ye geçiş yaptım. Bu sabah tekrar eski parfümümden satın aldım. Dior homme elbette benden kaynaklıdır bugün kokusunu alınca içimde canlanan anılar. Parfümlerin prensidir benim için.