"Siyasi parti tutmamak" ya da "Takım tutmamak" gibi bir şeydir.
Dünyada islam ülkeleri haricinde, tüm hristiyan ülkeleri ve diğer dinlerle yönetilen ülkelerde dinsizlik illegal değildir.
islam ülkelerinde ise cezalandırılma sebebidir...Müslüman ailede doğmuş bir kişinin sonradan dinden çıkmasına bile izin verilmez.
Çok garip...Kendi halinde olan ve denese de islam'a inanması mümkün olmayan bir kişinin dinden çıkmasını cezalandırılma sebebi olarak görmek gerçekten de garip bir kafa.
Şimdi bazıları diyecektir "inancını içinde yaşasın kardeşim o zaman" diye.
Müslüman ailede doğmuşsan,islam'ın hakim olduğu ülkelerde kimlikteki dinini bile değiştiremezsin,zorla resmi olarak kimliğinde islam yazar.Kendi halinde takılan ve propaganda bile yapmayan herhangi dinsiz birisinin sırf dinden çıktı diye cezalandırılması bana mantıklı gelmiyor.
"Ey haktan uzaklaşıp fitneyi bayrak edinenler! Dinsizliğin fitnesi, sadece bir inançsızlık meselesi değil, insanlık onuruna ve yaratılışın hikmetine karşı açılmış bir savaştır!"
Dinsizliğin Maskesi: Hürriyet Mi, Hezimet Mi?
Dinsizlik, insana hürriyet vaadiyle yaklaşır ama onu nefsinin esiri yapar. "Tanrı yoktur!" diyen bir akıl, hayatı anlamsız bir tesadüfler yığınına indirger. Bunun neticesinde:
Ahlak, keyfiyetin oyuncağına dönüşür. "Doğru" ve "yanlış" artık kişinin çıkarına göre şekillenir.
Toplum, menfaat çarkında ezilir. Dinsizliğin kalbi yoktur; adalet, merhamet ve kardeşlik bu çarkta un ufak olur.
Hayat bir kargaşa olur. Bir anlam arayan insan, dinsizliğin çıkmazında nihilizme sürüklenir.
Peki, hürriyet dediğiniz bu mu? insan ruhunu bu kadar köleleştiren bir düzen mi?
Fitnenin iç Yüzü: Boşluk ve Çürüme
Dinsizlik, fitne eker çünkü bir boşluk doldurma çabasıdır. Allah’ı reddeden insan, kendine sahte ilahlar edinir:
Kimi servetini tanrı yapar.
Kimi nefsini ilah edinir.
Kimi ideolojileri kutsar.
Ama sonunda hepsi aynı bataklığa düşer: Çürüme ve yozlaşma!
Din, insanı yüceltir; ona ahiret bilinci kazandırır, dünyayı geçici bir imtihan alanı olarak gösterir. Dinsizlik ise, insanı toprakla eşitler; geçici bir varlık olarak gösterir ve hiçbir sorumluluk yüklemez. Bu yüzden, dinsizlik fitnesi insana mutluluk değil, ruhsal bir boşluk getirir.
Dinsizlik Neden Yayılıyor?
Dinsizliğin yayılmasının birkaç sebebi var:
Nefsaniyet ve kolaycılık: Dinsizlik, insana hiçbir sorumluluk yüklemediği için nefsin hoşuna gider.
Batının zehri: Materyalizm ve seküler ideolojiler, hayatı yalnız dünya ile sınırlandırıp ahireti unutturur.
Dinin yanlış temsil edilmesi: Bazı sahte dindarların ikiyüzlülüğü, dine saldıranların eline koz verir.
Ama unutulmamalıdır ki, dinsizlik ne kadar yayılırsa yayılsın, hakikat her zaman kazanacaktır.
Çözüm: imanla, Fikirle, Ahlakla
Dinsizlik fitnesini ancak iman, hikmet ve ahlakla alt edebiliriz. Bu mücadelede:
Fikri derinlik: Gençlere islam'ın hikmet dolu yüzü anlatılmalı, Kur’an ve sünnetin evrensel değerleri açık bir şekilde izah edilmelidir.
Cesur duruş: Dinsizlik karşısında suskun kalmak, onların zaferi anlamına gelir. Hakikati haykırmalı, fikir meydanında dik durmalıyız.
Son Söz: Fitne Yok Olacak, Hakikat Kalacak!
Ey fitneye aldanan! Bil ki, Allah’ın nuru tamamlanacaktır. Sen kendi varlığını tesadüfe bağlayarak bir "hiç" olduğuna inanabilirsin, ama biz inanıyoruz ki insan, Allah’ın halifesidir! Dinsizliğin çürüttüğü dünyayı, Allah’a teslim olanların gayretiyle yeniden inşa edeceğiz. Çünkü hakikat, her zaman galip gelir.
Dinsizlik, insanın ruhundaki boşluğu doldurmak yerine onu daha da derinleştirir. Dinsiz insan, kendi içindeki boşluğu fark ettiğinde, bir bunalıma sürüklenir. O bunalım, insanın hakikatten uzak kalışının, Allah'tan kopmuşluğunun sonuçlarıdır. insan, bir yanda nihilizmle, diğer yanda boş bir hayal dünyasıyla mücadele eder.
Dinsizlerin amacı, insanın içindeki değerleri çürütmek, hakikate olan inancı zayıflatmaktır. Fakat unutmasınlar ki, hakikat; ne kadar karartırlarsa karartsınlar, kendi ışığını taşır. Bir insan, hakikate yöneldiğinde, o hakikat onu tüm karanlıklardan kurtarır.
Bir insan, dinsizlikle karşılaştığında, yalnızca dışarıdaki bir düşmanla değil, kendi içindeki boşlukla da savaşmak zorundadır. O boşluk, insanın inançsızlıkla, karanlıkla ve boşlukla buluşmasından doğar. Ama o insan, yeniden inançla, hikmetle ve nurla buluştuğunda, ruhsal bir uyanışa geçer. işte o zaman, bir insanı gerçek anlamda öldürmek mümkün olur: Onu Allah'tan, hakikatten koparmaktır.
Dinsizlerle mücadele, onlarla sözle değil, yaşamla, düşünceyle ve aksiyonla yapılır. Bir mümin, imanını savunarak, kendi içindeki huzuru koruyarak, bu savaşı kazanır. Düşmanı daima geride bırakmakla yükümlüdür. Çünkü gerçek zafer, nefsin ve şeytanın üzerindeki zaferdir.
dinsizlik, insanın içindeki boşluğu derinleştiren bir güçtür ve bu boşluk insanı ruhsal bir bunalıma sürükler. Dinsizlerle mücadele, onların yarattığı bu ruhsal boşlukla mücadele etmek, hakikati savunmak ve imanla dirilmek anlamına gelir. Müslüman, dinsizliğe karşı en büyük silahını, içindeki iman ve aksiyon gücüyle ortaya koyar. Hakikat, her türlü karanlıktan ve ruhsal bunalımdan daha kuvvetlidir.
özgürlüğün ta kendisidir. korkunun ve baskının rasyonel zekaya zarar verememesidir. insan olmayı öğrenmektir. ahlakın dinden bağımsız olduğunu anlamaktır.
çok sıradan bir şey olmasına insanların çoğunun dinin adını bile duymadan yaşayıp gitmesine rağmen, dindarlar için dünyanın en kötü şeylerinden biridir.
inandığınız tanrınızla aranıza hiç kimse giremez. Kim ki tanrıyla aranıza girmişse bilin ki o veya onlar tanrınızı sizden söküp almıştır. Yerine kendi yarattıkları tanrıyı vermişlerdir.
Dinsizlik içteki (hakiki) peygambere kulak vermektir.
Tanrı'ya kalabalık mabetlerde değil.
Yapayalnızken varılır.
Edit: her türlü tanrı inancı kendi tanrısını yaratır. Dinsizin tanrısı için de hakiki diyemeyiz.
çok güzel bir şeydir, dinsizlik insana insan olmayı, sevmeyi öğretir. o sevmeyi öğretince o sevgi üzerinden başkalarını sevmeyi de öğrenirsin. din denen lanet, kan emici vahşi yaratık insanlığını alıp götürüyor, vicdanını, kimliğini, insanlığını öldürüyor. dinden nefret etmek de duyguların en büyüğüdür.