beyoğlu'nda bir arkadaş vardı esnaf. çocuk çankırı doğumlu, geldi köyden hasbel kader burada parayı buldu. çocuk yaşta evlendirilmiş,eh beyoğlu'nda amı götü dağıtmaca tabi. amsalağın da tekidir zaten.
bu türbanlı bir karıyı kandırıyor ve götten çakıyordu devamlı dükkanın üst katında. sonra da bize anlatıyordu. karının adı harbiden de merve. (burada gülücük var)
bir gün tesadüf bunun dükkana gittim, bu kasada yanında bu karıyla oturuyor. baktım suratlar kıpkırmızı çaktım ben köfteyi.
naber lan recep (isim gerçektir) nasılsın diye elimi uzattım tokalaştık,, insanız ya, karıya da uzattım merhaba diye, karı elimi sıkmadı ''ayy ben elimi virmem abdestim bozulur'' demez mi bana? lan koskoca devenin pabucu durur mu? yapıştırdım cevabı ; ''elini virmezsin ama götünü virin di mi'' dedim şakkadanak!
karının kırmızı rengi yeşile, recep'in kırmızısı mora döndü o saniye.
bir salak dinbaz kafayı kapatıp götü açan türbnlıyı daha göt etmenin hazzı ile çıktım dükkandan..
ister tokalaşır, ister tokalaşmaz. Kişiye bağlıdır.
Ayrıca görgü kuralıdır; kadın elini tokalaşmak için uzatmadıkça erkeğin de uzatmaması gerekir.
Hani biliniyordur da ben yine de söyleyeyim. *