eğer bilinç bir başka bedene veya dijital ortama aktarılacak olursa şundan kesinlikle ve kesinlikle emin oluruz, ölümden sonra hayat vardır.
insan duyvusal varlıktır, duygular kimyasal tepkilerdir. çoğu zaman mantıklı davranmayız, kötü olaylar üzerimizde daha çok etki bırakır. varoluşumuz hüzün ve kederle anlam bulur. bu bir tür geribildirimdir. bu yüzden haz peşinde koşarız. bugün nöroloji bilmi bize diyor ki, özgür irade yoktur.
dini oluşturan ve çekici kılan unsurlar tamamen duygusal meselelerdir. ölüm, hayattaki asli gerçektir. bu bağlamda gerçek tek korkunun etkisini azaltacak çareler ararız, temennileri gerçek kabul etmek isteriz.
oysa ölümden sonra bilinç aktarımı icad edilirse bu buluş dinlerden farklı olarak bir önerme, temenni, hurafeler, kültürel öğeler, geleneklerden farklı olarak somut, elle titulur bir ger"ek olacaktır. elbette insanoğlunun zihni kayıtsız bir evrenin bilinç bulmuş halidir. bu buluş da haksızlık, ayrımcılıklar, tıpkı ruhban sınıfı benzeri elit gruplar oluşacak. cennetin maddi bedeli yükse. eskiden olduğundan fazla ekonomik değeri olacak.
caprica dizisini izleyenler anımsarlar. inanç insani bir özelliktir, toplumda küçük parçalara bölünmeye eğilimli varlıklar olarak aramızdaki işbirliği ruhunu pekiştirir. yalnız büyük bir sorunu vardır, beyni hack'leme ve bozmanın en etkili yoludur. zannediyoruz ki evrenin merkezinde çok ayrıcalıklı yaratıklarız. halbuki en kırılgan olan biziz. kötülüklerimiz, hırçınlığımız ve şiddetimiz, çaresizlik duygusunun sonucudur. cehaletimiz de bakidir. din toplumsal işbirliği için gereklidir ama aynı zamanda iki ucu keskin bıçaktır. insan zihninin işleyisini bozabilir.
bilim ilerledikçe tüm antik dinler önemini yitirecektir. manevi açlık ölümün çaresizliğini, dehşetini dindirecek yeni araçlar arayacaktır. bilim belki de heni bir din olacaktır. yine ölümden sonra yaşamı gerçekten garanti eden sömürü aracına dönüşebilir. burada da altred carbon muhtemel senaryoya ışık tutuyor.
bugün mitoloji dediğimiz hikayeler uzun zaman önce dini öğelerdi. zaman gçitikçe, insan kavramsal olarak geliştikçe, bilgi edindikçe bildiğimizdinler mitoloji haline gelecek.
hastalıklar lanet değildir. dünya düz değildir, güneşin çevresinde döner. güneş de mensubu bulunduğu yıldız sistemi ile beraber galaksi etrfında döner. galaksimiz samanyolu galaksi grubu ile beraber uzayda hareket eder. bu yazdıklarım bilimkurgu olmadığı gibi, dinin etksini yitirip form değiştireceği, veya evrileceği mantıklı bir öngörüdür.
bir başkası da inandığı zaman herhangi bir inancın sonsuz geçerlik kazanacağı kesindir. hiçbir din hiçbir zaman yok olmayacak inananlar silinse bile inanç silinmez. kant falan işte din felsefesi.
insanlar bir şeylere inanmak ister o arayışta olur hep hristiyanlık islam vesaire hepsi bir anda yok olsa insan oğlu kendi kendine yeni dinler ûretir çünkü bir ustün yaraticının varlığına ölümden sonra hayata inanmak ister.
Refah yönünden Birinci sınıf ülkelerde (y. Zelanda, kanada, baltık ulkeleri ve iskandinavya) zaten pek etkili değil, estonya'nın yüzde 70i direkt ateist mesela, diğerlerinde de kiliseler cemaat bulamıyor.
Öte yandan birinci sınıf ulkelerdeki bu dinsiz nüfus, vasıfsız insanlarla dolu nijerya, etiyopya, afganistan ve pakistan gibi ulkelerde nufüsun orantisız artışıyla rahatlıkla amorti ediliyor.
Dinler hala varolacak ama ulusal iq ortalaması 90 altı olan 3. Sinif ülkelerde.
zaten çoğu yok oldu. koca zeus gitti lan. geriye kalanlar da biraz dünyadaki eşitsizlik ve yoksullukla ilgili. o sorunlar çözüldükçe dinler otomatikman tarihe gömülecek.
dinler yok olmaz. Daha sofistike "seylere" evrilirler. Gunumuz dinleri de eski mitolojilerin kalintilari uzerine kurgulanmistir zira.
Bugunun dinleri bir noktada mitoloji olacak fakat hic bir zaman her seyi bilemeyecegimiz icin her zaman bilinmeyeni bildigini iddia eden bir takim mitler olacaktir.
Ayrica bilgiye ulasma hizi, dinlere karsi bir olgu degil.
Adam dunyanin uzaydan cekilmis onlarca fotografina 10 saniyede ulasabilecegi akilli telefona zaten sahip fakat beyin olmayinca "Dunya duz" diye iddia ediyor.
Dinler yok olcaktır. Bunu olumlu bir olgu olarak aksedilmesi yanlıştır. Çünkü diyor alta geçiyorum.
Dinleri yok olması için evvela dinlerin olması gerekir. Kimi insanlar tarafından var olan şu vakitte zaten din yoktur. Ek olarak 'dinler bir gün yok edilecek' nidaları atanlar şuan dini kabul etmiyor ve dinin dünya için bir -kısaca- kaos olduğunu düşünüyorlar.
Dini tamamen yok edecek olanlar ise dini kabul edenler olacaktır.
Pekala soruyorum onlara,din tanımazlar olarak neden gelecekte bir zamanda dinin tamamen yok olacağını umut dolu gözlerle bekliyorsunuz. Dini yok edenler yine bugün dini körükleyenler değil mi ? Saf ve samimi inaçlılar haricinde tüm dini körükleyenler birer kötü insanlar olduğuna göre, nasıl onların dini yok etmesine -tıpkı uydurdukları gibi- umutla bakıyorsunuz?
Ve diyorum ki eğer bir gün tamamen din yok edilecekse bunu yine kötü insanlar yapacak!
dinler sürekli karanlıktan beslenip burası üzerine yuvalanıyor ve aydınlandıkça o karanlık daha da metafizik safsatalara gidip kendini orada var etmeye çalışıyor.
misal: önceden insanlar şimşeği tanrı öfkesine bağlıyordu ve bu öfkeyi bir tanrı üzerinden açıkladığı için tanrıyı dindirmek adına ona ibadet ediyor veya kurbanlar sunuyordu. peki ama neden neydi? neden işte bilinmezliği tanrı ile açıklama kafasıydı ve bu açıklama doğru olmadığı için insanlar saçma sapan şeylere yıllarca inandılar. halen daha da inanıyorlar.
tabi bunu ne kırdı? o karanlığı aydınlatmak, şimşeği doğanın kendi içinde hiçbir uhrevi safsataya yer vermeden açıkladık ve gidip bunun arkasında tanrısal bir öfke aramadık. kurban da kesmedik gidip mantıklı açıklamamız üzerine paratoner taktık ve bunu önleme yoluna gittik.
peki şimdi olan ne? gene bazı şeyler karanlıkta ve gene bu karanlığı tanrı üzerinden açıklayıp saçmalıklarında ısrar edenler var o puta tapan atalarının bir nevi geleneklerini, ilkel açıklamalarını farklı şekilde sürdürüyorlar.
dolayısıyla dinin buradan yola çıkarak ortadan kalkmasının ancak ve ancak bilimsel toplum modeliyle ve bilimin ilerlemesiyle olacağını anlıyoruz. bir şeyler karanlıkta kaldıkça her daim karanlıktan beslenen uhrevi safsatalar bir takım kişiler için kaçış yolu olacaktır ve din ortadan kalkmayacaktır.
o yüzden her şeyi materyalist temele oturtup açıklamak zorundayız ve zaten gerçeğin dili de budur.