tıpkı gece tırnak kesme gibi bir hurafeliktir bu. zamanının en büyük hurafesi olmasına karşın bir şekilde güçlenmiş ve günümüze kadar gelmiştir. mormon'lara nasıl hurafe diyorsak diğer dinler de bir zamanlar hurafe idi.
kesinlikle katıldıgım önermedir ana felsefesi sümer inanışlarına dayanan ve diğer inançlardan etkilenmiş hep birbirini taklit ederek bikaç değişiklik yapılarak yeni bir din diye ortaya çıkmış mistik inanışlardır kanımca.
o senin hurafendir; "dinlerin hurafe olduğu hurafesi"..
dinler gerçektir. hem de hepsi; felsefi olarak oluşturulmuşlar dışında hepsi... kızılderili dini de gerçektir, maya dini de, sümer dini de. ama tarihî süreç içinde şöyle olmuşlar, böyle olmuşlardır.
yalandır. bir kişi inanmıyor diye bütün dinleri yok sayamaz. saygısızca.
milyonlarca inanan var o dinlere. sadece islamiyetten bahsetmiyorum. bütün dinler için durum aynı. o dinler onlara inananlar olduğu sürece vardır. mormonlar din değilse bile onlara inanan insanlar var. görüşlerine anlayışlarına dinlerine inanmam, katılmam ama hiç olmazsa buna saygı duyarım.
bunu düşünene de gülmem, acırım.
bilimsel altyapısı nedir nasıl ispatladın dediğimiz, binlerce yıldır üzerine bilen bilmeyen milyarlarca insanın kafa yorduğu, uğruna bir sürü çalışmalar yapılmış, akademik düzeyde çalışılmış bir konuyu uludağ sözlükte 80 iq ile nasıl neticeye bağladın diye merak ettiğimiz sözlükcünün tezi. duymuşsun besbelli bir yerden, ancak bunu satarken biraz içini doldur nedir nasıldır falan. ee gece tırnak kesilmiyor ya bir de mormonlar var tamam o zaman dinler ''hurafelik''tir. ayrıca bu hurafelik nedir nasıl birşeydir o da ayrı mevzu. herkes herşeyi bilince cehalet denen şey ortaya çıkıyor sanırım.
din, insanın ciddiyetine ve saygınlığına bir hakarettir.
onunla ve onsuz; iyi insanlar iyi işler,
kötü insanlar kötü işler yapabilirler.
ama iyi insanlara kötü işler yaptırmak dinlerin işidir.
-accaip zekiyiz ha mesela bizimm bir arkadaş iki satır yazıyla islamı göçertmiş.
...
+abi peki bunca yıl bunca bilgili insan çözememiş o çözmüş demek ki haklısın çok zekiyiz.
günlerden birgün isa peygamber şehirde kurulmuş pazarda dolaşıyor...
bir konuşmacı pazarın orta yerinde yüksekçe bir taşa çıkmış ve insanların isa'nın yolunda yürümeleri gerektiğine dair konuşma yapmaktadır...
bir süredir şehirden uzak kalmış olan isa konuşmadaki yanlış öğretileri sabırla dinler. konuşma bittikten sonra konuşmacıya ''yalan söylüyorsun'' diye hiddetle seslenir...
konuşmacı gayet sakin ve pişkin isa'nın yanına yaklaşır ve her türlü inancın anahtarı olan şu sözü eder;..
''önemli olan senin anlattıkların değildir. ben onlara duymak istediklerini söyledim''
ne acıdır ki; duymak istenenler isa'nın yada tanrının sözleriymiş gibi kitaplaştırılıp hristiyanlık adı altında günümüze kadar gelmiştir.