herhangi bir din adamının mucit olmamasından mütevellit kesinlikle haklı bir önerme.
dünyanın gelişen teknolojisine bir arpa boyu katkısı olan bir tane desen din adamı yoktur,
olması da beklenemez zaten, zira sorgulamadan bilim ışığında yürümeden iman etmiş bu cenahın bir icat yapması,
sadece raslantı olabilirdi ki o bile olmadı.
hülasa: dinin bilim eksenine oturamayacağından dolayı misal hz musa tarafından kızıldenizin ortadan ikiye bölünmesi,
bunun altında kalmak istemeyen hz isa tarafından gökten yemek indirilmesi, bunların hepsine meydan okuyacak bir iddia atan,
hz muhammedin ay'ı ortadan ikiye bölmesi bilim tarafından kabul edilebilecek olaylar değildir elbet.
ama şu an yaşadığımız dünyada arabadır uçaktır telefondur internettir hep imanı zyıf insan işidir.
iyi geceler.
benimsemediğim savdır. dinler dünyanın ve hatta kainatın varoluş amacını açıkladığı ve hayata bir anlam kattığından mütevellit dünyanın gelişimine büyük bir katkıda bulunmuşlardır.
cevap 1:gerçek imana sahip bir kimse herhangi bir düşüncesinin dinle çelişeceğinden korkmaz. eğer bilmediği bir konuda atıp tutmuyorsa bu da onun tercihidir. ama her insanın içersinde vicdan denen bir terazinin olduğuna ve bunun o kişiyi doğru yola sevk edebileceğine inanır. buna en büyük örnek hazreti ibrahim'dir.
cevap 2: evet dünya bir sınav yeridir. ama bu inananlar için bir tembellik kapısı değildir. en azından öyle emredilmiştir. "Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalış, yarın ölecekmiş gibi de ahirete çalış"(Câmius-Sagîr, II/12, Hadis No:1201) hadisi bunun ehemmiyetini açıklar zannımca.
cevap 3: sorgulamadan ve icattan uzak olduğu iddiası ilk emri "oku" olan bir dine atılabilecek en büyük iftiradır. islami coğrafyada nerdeyse varolan bütün bilim dallarında çok büyük alimler yetişmiş, avrupalılar onlardan ders alabilmek için kapılarında kuyruğa girmiştir. farabi, harezmi, ibni sina, biruni, ali kuşçu ve daha onlarca bilim adamı yetişmiştir islam coğrafyasında.
cevap 4: felsefe dinle bir güzel de yürür. birçok uluslararası kabul görmüş islam filozofu mevcuttur. düşünmek islamda hiçbir şekilde yasaklanmamıştır. hangi düşünce olursa olsun insanı cehennemlik etmez. allah insana aklı düşünsün diye vermiştir. yani islamda düşünmek değil düşünmemek bir ayıptır bile diyebiliriz.
ismi arap diye din adamı sanılan arap bilim adamları örnek gösterilmiş.
o adamların müslüman olduğu bile tartışılır eğer iyi araştırılırsa.
hatta son nefeste kelime i şehadet getirdiği anlatılır bazılarının.
bakış açısıyla ilgilidir birazda. yorumlamak meselesi. sırf bu yanlış yorumlamalar yüzünden bırakın bilime katkı sunmamasını gelişimine engel olmuştur çoğu kez.
yanlış önerme. Bağdat'ı Moğollar işgal ettiğinde kütüphanedeki kitapları nehre atmaları akabinde nehrin bir kaç gün mürekkep renginde akması.
fakat günümüzde bir işe yaramaz çoğu din sadece zihni dinlendirme amaçlı kullanılabilir.
tabi bilime tapılıyorsa durum değişir.
Hem yanlis-hem dogru onerme. Neden katilmadigimi belirtmeden once 2 maddeyi acikliga kavusturmak istiyorum.
1 - Musluman bilim adamlarinin var olmasi, copy-paste edilmis listelerinin bulunmasi, Islamin bilime katki yaptiginin degil engel olmadiginin kanitidir.
2 - Dini felsefenin sorgulanamaz olmasi bilimin onunde engel olabilir ancak bu durum dini kavramlar ile bilim arasinda saglikli bir ayrim yapabilen bireyler icin engel teskil etmez. Bir insan allah'a inanip evrim arastirmasi yaparak bilimsel katkida bulunabilir. Hepsinin otesinde, dini ogelere cok bagli olup da inanclari ile celisen bilimsel teoremleri yine bilimsel bulgular ile cokertebilen bir insan yine bilime ve dunyanin gelisime katkida bulunmus olur.
Din, insanlari mental olarak "rahatlatmak", insanlari "hizaya getirmek", dogayi algilamakta zorlanan bireyler icin "inanc" yolu ile mucizevi ve dunya disi varliklarin tanimi yolu ile aydinlatmak icin vardir. Islam'la sinirli dusunulmezse ise ( ki islamda da bu ogeler vardir ) bu durum gorulecektir.
Ancak hic bir din yoktur ki, " haci bizim kurallar soyle, soyle; ister inanin ister inanmayin " desin. Dinler tanri(lara)ya kesin bir inanc ve saygi on kosulu sunarlar.
Hayati ve dogayi, sebep-sonuc iliskisi icerisinde algilamak isteyen bir birey sorularina aradigi cevaplari din icerisinde bulamayacaktir, zira nasil oldugunu bilmedigi olaylarla dolu olan dinler, yalnizca 1 kisinin sahit oldugu mucizelerle doludur. Bu sebeple gozlemlenebilir ve her yerde herkes tarafindan ayni sonucu veren deneylenebilir, yanlislanabilir ogeler barindirmaz. Iste bu yuzden bilim ile en temel noktada celisir. Bilim icin ispatlanmayan herhangi bir sey kesin dogru kabul edilmez iken, bir dindar icin aksi ispatlanmadikca tanrisi vardir.
Eger bir insan, dunyanin gelisimi kavramindan yalnizca bilimsel gelisimi kastediyor ve buna deger veriyorsa malesef dinler bu konuda pek az katki saglarlar. Yine de hatri sayilir din bilimsel gelismeyi tetikleyecek ahlaki kurallari koymakta ve bu duruma olanak saglamaktadir. Ancak skeptik bir bakis acisi kazandirmakta yetersizdir.
Fakat, toplumsal kaoslara ve kotu olaylara getirdigi kabul edilebilirlik sebebiyle din toplumu sekillendiren bir unsurdur. Annesini genc yasta kaybeden bir genc icin annesinin cennete gittigini hayal etmek, onun sonsuz bir boslukta, soguk toprakta curudugunu dusunmekten cok daha kabul edilebilirdir. Boyle bir genc, daha saglikli ve mutlu ( nispeten ) bir zihinle dunyanin daha iyi bir yer olmasi icin yasamina devam edebilir. Oteki turlu realite onu bogacak, muhtemelen dunyadaki adaletsizlige ve esitsizlige tepki olarak sosyal yasalara aykiri hareketler sergileyecektir.
Din, kendi kurallariyla celismedigi surece bilimin onunde set olarak durmaz. Ancak nasil evrim teorisini biolojinin "b"sinden anlamayan dindar hemen curutmeye cabaliyorsa, herhangi bir ogreti ile celisen bilimsel teorem de karsisinda bu sekilde duran cahil bir dindar bulacaktir. Zaten bilindigi uzere tartisma ortaminda bir cahili alt etmek imkansizdir.
Sonuc olarak din, toplumsal ahlaki yerlestirmek ve hayati daha yasanilabilir kilmak gibi faktorleri gozonune alinirsa insanin aklini bilimsel ogeler etrafina toparlamasina katki saglayacagindan bilim icin ve daha iyi bir dunya icin gerekli olabilir. Ote yandan bireylerin olaylara sorgulayarak yaklasmasini ve hic bir seyin ispati olmadi kabul edilmemesi gerektigi felsefesini asilayabilmek konusunda cok basarisiz olmasi sebebiyle din bilim onunde cok buyuk de bir engeldir. Bu sebeple ateizm egitim seviyesinin artmasiyla daha yaygin gorulen bir anlayistir, ancak asla bilim icin gerekli bir kosul degildir, ateist olmayan zilyon tane de bilim adami vardir.
bunlar kuranda yazıyor deyip işin içinden sıyrılanların cevap veremeyeceği durum. madem hepsi kuranda yazıyor niye hiçbirini müslümanlar çıkaramadı ortaya.
bilim adamı, bilim adamıdır. bilim adamı müslüman olmaz, diyen bi' insanın beslendiği inanç ateizm, hristiyanlık, yahudilik vb. olabilir. ateist bilim adamı olmaz, diyen biri için de aynı durumlar geçerlidir. bunlar tabudur. bir insanın inancını değil, bilgisini alın. inanci açıdan o insan radikal ateist, yaratılışçı, evrimci, maddeci, müslüman, hristiyan v.s. olsun ya da olmasın; hiç farketmez. bir insan zeki ve bu zekâsını bilgi edinmede kullanıyorsa bilim insanı olması kaçınılmazdır. zekâ, nörolojik bir faktördür; sosyolojik ya da ideolojik değil.
inançsal çatışmalara girerek bilime katkı sağlayamazsınız. bunu yaparken beyninizin sağ lobu aktiftir, sol lobu değil. ömer hayyam'ı bilim adamı yapan şey şiirleri değildir. yarattığı matematiksel formüllerdir. rasyonal düşünce de duygusal olmaya ve duygusal davranmaya yer yoktur.
üzülerek söylüyorum ki bu pek doğru değil. insanlık vahşi ve şiddet seven bir topluluk. ve insanlık tarihinin büyük bilimsel atılımlarına bakar isek savaş dönemlerindeki peakleri görebiliriz.
sağolsun dinlerden daha çok savaş sebebi olan ve fanatik dincilerden daha çok savaş isteyen hiç bir insan evladı olmadığı için de savaşların ve toplu insan katliamlarının çok büyük kısmından sorumlu olan dinler aynı şekilde bilimsel gelişmeye de katkıda bulunmuş oluyorlar. iyi niyetli katkılar mı bunlar? değil elbette.
yine de ilerleme süper bir yandan da tüm dinler için; zamanında piyi musaya 3 aldıran; dünyanın oluşumunu bugünden 8bin yıl önceye kadar uzatan tanrı 8bin yıl önce yarattı herşeyi diyen; muhammede gemilerin tanrı üflediği için gittiklerini yazdırtan temporal lob epilepsisi zamanla en azından artık rüzgar ile gemilerin gittiğini kabul edebiliyor. bu inanılmaz bir gelişme.
göz meselesini de çözseler süper olacak. mükemmel ile karmaşık aynı şey değildir. ve göz denilen organ kesinlikle mükemmel değildir. gece göremez belirli bir bant içinde görür 3d görüntüyü 2 de çevirip çıktısını 3d olarak beyine yorumlatmaya çalışır. vs.vs. bunu anladıkları zaman benim için yeterliler.
Yalniz dünya gelisimin sosyal ve siyasal boyutu önemli degil senin icin? sadece teknolojiye bakiyorsun ? entresan..yoksa genel anlamda katildigim tespitdir..
bilimin icadından beri dinin dünyayı açıklama iddiası tamamen geçersiz kaldı. dinin kabileyi bir arada tutan zamk görevi de tam tersine dönmüş durumda. kabileler, kavimler mezhep savaşlarında birbirini doğruyor.
insanoğlu var oluşunun gereği bir şeylere inanma ihtiyacı hissetmiştir. Dinler ve inançlar bu yüzden doğmuştur. Bu ihtiyacına karşılık arayan insanlar kendi arayışlarına cevap veren dinleri sahiplenmiştir. Fakat günümüz insanları bu inanışını insanca karşılamamıştır. ilkel olarak adlandırdığımız yakın geçmiş zamanda bile insanlar araştırarak birtakım şeylere ulaşmıştır. Biz ise dinlerimizi araştırmadan onun bunun dediğine göre seçme eyleminde bulunuyoruz. Hangi mezhep diğeriyle kavga etmiş. inancımıza kim laf etmiş hemen kavga çıksın. insanların bu ihtiyacı nasıl kötü emeller için sömürülür... Hep bu tarz şeylere takılıp kalmışız. Ah bir de din altında yardımlaşma faaliyetleri yok mudur ? Yerine ulaşanlar olsa da insanların duygularını sömürmektir çoğunun amacı ve günümüzde birçok kanıtı vardır. Bu tarz çatışma ve çakışıklıklar olduğu sürece dinlerin değil dünyanın gelişimine kendi içinde bile fayda sağlayamaz hale gelmiştir.