bu dünyada yasak olanın diğer dünya da ödül olması, ve bu dünyada elde edemediklerini diğer dünyada elde edeceğin vaadi. madem istediklerin bu dünyada, öyleyse neden...
Sadece birinin doğru olması. Aslında goradaki dövüş tekniği yüklemesi gibi karışık yapabilsek ilginç olurdu. Kesin çok tanrılı bişey seçerdim ikinci üçüncülere.
Halbuki düşününce dünyanın farklı yerlerindeki inanış biçimleri birbirinin aynı. O dönemde bu insanlar nasıl irtibat kuracak da böyle ortak sistem gelistirecek. Avustralyadaki aborjinlerin bile islama benzer inanışlari olduğu söyleniyor.
şu an elimizde bulunan kur'an'da ayetlerin tamamı bulunmaması ya da eklenme yapılması. ve bu sebeple kur'an'ın kendi içinde çatışması.
örnek olarak;
kur'an'da kimi ayetlerde muhammed'in kur'an'ın ''nas'''a yorumuna göre insanlığa gönderildiği bildirilirken enam suresi 92. ayet ve şura suresi 7. ayetlerine göre yalnızca ümmü'l-kura yani mekke ve çevresine gönderildiği bildiriliyor. hiç bir tanrı inancında rastlanmaz ki, ''eksiksiz'', ''bilgisi sonsuz'' diye nitelenen tanrı, birini önce bir yere, dar bir çevreye peygamber olarak göndersin sonra da şimdi sen tüm insanlığa peygamber yaptım desin.
bu anlatılanlar ne yalan, ne iftira, ne de hakarettir. olguları gerekçeleri dile getirmektir.
çok fazla sınır var. onu yapma bunu deme. tüm dinlerin esası vicdan sahibi olmaya dayanır aslında çalma, öldürme, hak yeme. yaratıcı olduğuna inanıyor ve vicdan sahibi iseniz pek endişe etmeye gerek yok bence.
hiçbir dinde zerre mantık olmaması. kaçıncı yüzyıldayız modası geçicek hepsinin. allah ile ra aynı şey olacak birkaç bin sene sonra. hatta bilgisayar oyunu ya da o teknolojiyle bilemiyorum da yaptıkları mitolojik bir oyunda allah'ı nasıl modelliyecekler çok merak ediyorum.
kutsal kitaplarda yazılanların ya da bunu yorumlayan din alimlerinin tutarsızlıkları başta gelir.
Kutsal kitaplardan sadece kuran değiştirilmemiştir denilse bile kur'anın bazı yönleri saçma gelmektedir. Sadece kur'an'dan bahsediyorum çünkü diğer dinlerin zaten batıl olduğuna inanan bir topluluk var bu ülkede ki zaten hıristiyanlığın 4 kitabı da bazı konularda birbirine taban tabana zıt. Yahudilikteki tevrat ve bazı el yazmaları çeliştiği için tam bir olgu kafanızda oturmuyor.
Bu yüzden tek kitaba sahip kur'andan örnek vermek gerekiyor.
Bunun en büyük nedeni süveyş arapçasına sahip olması diye düşünüyorum.
Öncelikle herkesin dini kendine ve kimsenin inancını sorgulayacak da değilim.
Madem ki hak dini ve indirilen son kitap peki neden doğru düzgün çevirileri yapılmamış yani o dönemde yaşayan insanlar değiştikçe neden hiç bunları kendi dillerine çevirip meal oluşturmamışlar?
Bunların hepsi karmaşa değil mi?
Islamiyet mantık diniydi hani. Anlamadığın bir şeye körü körüne inanmak mantık mıdır?
Mealler ne derece doğru?
Bu biraz darwin'in türlerin oluşumuyla ilgili fikirlerine benzetilebilir aslında.
Bilmeden anlamadan sadece birinin size darwin insan atasının maymun olduğunu söylüyor diye söylemesiyle kafanıza kazınan ifadeler hatta bunlar biyolog olduğu halde bilimden zerre anlamayan kişilerin kafamıza doldurduğu saçmalıklar gibi değil midir?
Ya da yerlere göklere sığdıramadığız tarihimizin aslında tam anlamıyla masum olmadığını okul dışı yapılan araştırmalarla öğrenme durumumuzu andırmıyor mu?
Ha diyeceksiniz ki oku' kur'an okuyayım, haklısın. arapça okumayı biliyorum fakat anlamıyorum. Diyeceksin ki öğren! o kadar yabancı dil öğrenmişsin onu da öğren hangi kaynaktan? Günümüz arapçasıyla kuranda yazılan arapça aynı mı? Kim biliyor o orjinal dilini, kimse. Farklı kişiler tarafından yazılmış meallere bakın bazen birbirinden çok farklı açıklanabiliyor aynı ayetler hangisine inanacaksın ya da hepsi yanlış çevirilerse?
Din insanları sömürmenin köleleştirmenin en basit yoludur hıristiyanlıktaki gibi din adamlarının oyununa gelinmediği belli midir? Ki günümüzde gayet açık sekilde bunu görüyoruz.
Bütün dinlerin hatta pagan kelt ve budizm gibi diğer dinler bile hak dini olan (sonradan 3üçü bozuluyor) 4 dine paralellik gösterir bazı yerlerinde. Tanrılara kurban etmek beslenmesi için yemek götürmek onlara itaatini göstermek amacıyla tapınmak vs.
Burada gözlemlenen tek bir şey var ki o da insanın kendini güçsüz hissetmesi ve buna bağlı olarak kendine ilahi bir güç aramasıdır. insan sadece itaat etmek ve inanmak için yaratılmıştır.
Ilkel toplumlarda gördükleri ve kendilerini korkutacak şeyler olmuş ilk başlarda sonraları ise şükrv öğrenmişlerdir böylelikle onlara güzel şeyler verenlere de tapmışlar fakat içlerinde hep gizliden gizliye bir korku olmuştur.
Kitapların ve dinlerin akıbeti nedir bilmem ama içimizde bir tapınma duygusuyla doğduysak bizi yaratan ve bu sistemi düzenleyen bir yaratıcı var demektir.
bazı insanlar "dindar" olduklarını ifade eden insanların yaptıklarını dinle ilişkilendiriyorlar. osmanlı örneğini vermek isterim. osmanlı teokratik bir yapıya sahipti. padişahlar görece halifeydi. bir kısım insan osmanlının uygulamalarını referans alarak din budur diyor ama bunun islam terminolojisinde yerini ve dayanağını araştırmamışlar veya bunu araştırmaya uzaklar.
bu yöntemsel bir sorun. dindar olup olmadığımızla ilgili değil. din adına inandığımız ya da uyguladığımız algıların ne derece dinde ilahi doğruluk anlamında yer aldığı ile ilgili. ayrıca dinlerin ahlaki yönlerini onlardan ayırıp düşünmek hatalı. bütün dinler bazı ortak ahlak kurallarını vaaz ederken bunları top yekün yok saymak hatalı olan. nerede yazdığı veya hangi peygamberin dediği olarak değil makul mü değil mi bunu da anlamak önemli.
öldürmeyeceksin kadar açık bir hükmü ortalama bir insan din ile ilgili düşünmeden de anlayabilir ama her toplumda ortalamanın altında ve üstünde insanlar var.
din insanları öldürür. din insanları kısıtlar. din toplumları kontrol etmenin en kolay yoludur. yeryüzünde 200'den fazla din vardır eğer nepal dağlarında doğmuş olsaydın oranın dinini benimsemiş olacaktın. dinler varolduğu çevre şartlarına göre şekillenir. insan mantığının kavrayamadığı şeyleri doğaüstü güçlerin varlığına inanarak cevap bulur. insan yeryüzündeki adaletsizliğin adil olmadığını ve başka bir hayatta bunun karşılığını alacağı inancıyla yaşamak ve böylelikle rahatlamak ister.
daha sayıyım mı?
Çünkü inanmak beraberinde bazı sorumluluklar getirir dostlar. Bazı yükler bindirir insanın omzuna.
Inanıyorum dedin mi, sorumlusun çoğu şeyden. Muslumanliga göre konuşmak gerekir elbet müslüman bir ülkede. Namaz kılmak zorundasın meselA INanıyorum Dedin mi. Yahut oruç tutmak.
Karıya kıza son vermeyi saymıyorum bile. Hele vıcık vıcık olmuş arkadaş ortamlarında ki sik taşak muhabbetinin yanında içilen biralar.
Küfürü ağzımıza meze yapmışız bi kere. Vazgeçer miyiz hiç. Alıştık ya bi kere koymaya. Millet taşıyamaz önünde bi tane. Biz toplum olarak taşıyoruz Iki tane. Hem önümüzde hem ağzımızda.
Hadi gel de vazgeç şimdi bütün bunlardan. Kalk sabah erkenden namaz kılmaya. Tut yazın 45 derecede orucunu.
Iki Bin liraya telefon al ama 500 liraya kurban kesme istersen. Istersen caminin önünden hiç geçme. Inanmak daha zor Çünkü dostum. Inanmamak kolay.
Keske hepimiz tam manasıyla inanabilseydik yaratana. Keske verebilseydik canımızı onun yoluna. Keske yakmasaydik yaşı da kurunun yanında. allah son nefesimizde nasip eylesin onun adını anmayı.
Allah yar ve yardımcımız olsun..