dinlerin kendisinin saçmalık olduğunu düşünürsek eğer (herkesin görüşüne saygılıyım ama bu benim görüşüm) ( hava atmak için de demiyorum, sonra galeyana gelmeyin) o kadar saçmalık arasından bunun mantığını düşünürsek, aslına hiç bir şeyde mantık olmadığını kolaylıkla bulabiliriz. tabii önyargısız bakmak gerek.
din dediğin (gene tekrarlıyorum bence) bir kontrol mekanizmasıdır ve bizim ahlaki ve bilmemne iyiyi kötüyü bilmemiz için ortaya çıkmıştır. zira bütün dünyayı total kaostan uzak tutan yegane şeydir. evet.
cehennem cezasının mantıksızlığını cehennemde yanarkende mantıksız bulmaları arzu edilen insanların mantıksızlığıdır. artık yanarken "olsun ben mantığımı kullanmıştım zekiyim ben kahretsin" dersiniz bir zahmet.
evet allah * insanların cennete mi cehennememi gideceğini bilir. lakin orta da bir şey vardır ki o da madalyona tek taraflı bakmaktır. imanın şartlarında derki kader'e iman etmek. Allah insanları yaratırken hayvanlardan farklı olarak nefis ve irade vermiştir. yani insan oğlu kendi yolunu kendisi çizecektir. Allah * insanların önüne sebepler ve yollar sunar. Sen hür iradenle gitmek istediğin yolu seçersin. Örneğin cami de ezan okunurken ya önünden geçer gidersin veyahut girer içeriye namazını kılarsın. Sebepler ve sonuçlar tamamen insanın elindedir. Allah'a inanmakta inanmamakta insanın elindedir. ceza konusunda ise Allah öyle uygun görmüşse doğrusu odur. işine gelirse islamiyeti seçersin işine gelmesse başka dinleri veyahut dinsizliği seçersin. benim hürriyetim ahiret hayatında, senin hürriyetin dünya hayatında.
cehennemimizin güneş olacağını idrak edebilirsek, islam dininde sözkonusu mantıksızlığa rastlamanın anlayış yetersizliğinden kaynaklandığı görülür. malum, güneş dünyayı beş milyar yıl sonra da olsa içine alacak. (bkz: uykudaki zaman kavramı)
dünyaya gelmiş insan sayısı kadar tanrı mefhumu vardır. örneğin şevkatli ve affedici özelliği çok olan bir insan hep allah'ın affediciliğinden bahseder.
kısasa kısas uygulamaya meraklı, fazla rijit ve kuralcılar allah'ın cezasından ezasından, cehennemden bahseder durur.
nasıl inanılıyorsa öyledir allah...
nasıl inanılıyorsa öyledir din...
islam dinin de bu konu akıl ile değil nefis ile açıklanır. kişi eğer dinin bütün kurallarını biliyor ve buna rağmen yasak görülen bir şeyi yapıyorsa bu beyininde ki nöron eksikliğinden değil herkeste eşit olan iradenin kullanımıyla ilgilidir.
örneğin:mahmut abi y ablaya tevavüz ediyor ama mahmut abi dinin bütün kurallarını da biliyor .
bu elbette mahmut abinin beyin kıvrımlarının az olduğu anlamına gelmez o yüzden değirmenciyle bilim adamının bu kuramda adil olarak yargılandığı rahatlıkla söylenebilir.
her şeye gücü yeten bir tanrının insanların cennete mi cehenneme mi gideceğini bilmesinden öte, kimin cennete kimin cehenneme gideceğine karar vermesinden ötürü ortaya çıkan mantıksızlıktır.
mantikli yada mantiksiz olmasinin Pek bir onemi yoktur aslinda.din dedigin sey zaten mantik degildir. inanc uzerine kuruludur. hic bir sey de mantik ariyamazsiniz aslinda. einstein'in da bahsettigi * izafiyet teorisinde her sey goreceli der. her mantik belirli gorecelige sahiptir yani kesin bir bilgi yoktur. dinin dayanak noktasi ise inanctir kesinlikle mantik degildir.
herkes dinde mantıksızlıklar olduğunu savunabilir ancak dinde zaten mantık olmadığını herkes bilir. din inanç işidir. tabi mantik aramadan bişeye inanmak doğru mudur yanlış mıdır her zaman bir çatışma ortamı hazırlamıştır.
Dante'nin ilahi Komedya'da tasarladığına benzer bir mantıksızlıktır. Yeryüzünün önemli hiçbir şahsiyeti cennete gidememiştir. Arafta bile lütfedirse bulunurlar.
islam dininin bir mantık dini olduğunu kabul ederek başlıyorum yazıya. ki bu din binlerce peygamber, milyonlarca evliyaların bizlere haber verdiği yani tevatürle gelen, olduğunda şüphe olmayan bir varlıktır. yolda giderken karşımıza yalancı biri çıksa dese "ilerde seni gasp edecekler gitme" biz dinlemeyiz. ancak birkaç * insan gelip aynı şeyleri söylese biz oraya çok yüksek ihtimalle gitmeyiz. halbuki bu dini dediğim gibi binlerce peygamber ile milyonlarca evliya haber veriyor ki böyle mubarek kişilerin yalandan ne kadar uzak olduğunu herkes bilir. nitekim peygamberimiz hz. muhammed'i (s.a.v.) kafirler suçlamaya niyet etmişler de yalancı diye suçlayamamışlar onlar dahi o kadar emin.
hz. Ali'ye (r.a.) kafirin biri gelip demiş: "ya Ali! Bu kadar ibadet ediyorsun, ya dediğin gibi bir ahiret yoksa?" Hz. Ali (r.a.) de cevaben demiş: "evet biz namaz kılıyoruz, oruç tutuyoruz, dinimizi yaşamaya çalışıyoruz. senin dediğin gibi bir ahiret, cennet-cehennem yoksa benim yaptığım ibadetin bana bir zararı yok. Ancak ya dediğim gibi bir ahiret varsa... "
işte cehennemin varlığının mantıklılığı da böyle olur diye düşünüyorum. islami yaşantının bedene, psikolojiye etkileri hakında ise sözü bilime bırakıyorum. onlar anlatsın...