bir sahnesinde beni kıran dizidir.
malum sahnemiz evin hizmetlilerin oğlu oğuz* adlı delikanlımızla evin deli mi akıllı mı olduğunu çözemediğim gülfem onu *adlı kızımız arasında geçmektedir.delikanlımız kızımızı evin arkasında oturmuş beklemektedir ve kızımız arkasından yavaşça yaklaşıp gözlerini kapatır.
delikanlımız:
-gülfem sen misin?
sonra delikanlımız ayağa kalkar kızı kollarından tutar.*
kızımız:
-nerden bildin? *
evladım şimdi delikanlımız orda oturup seni beklemektedir.durduk yere arkasından senin annen abin onun annesi vs. gelip gözlerini kapatacak hali yok.onun yerine arkalarından seslenmesi daha mantıklı değil mi? (bkz: tam akıllandı diyorduk yine delirdi)
anneler tarafından zorla izlettirilen dizi.
yahu, bir dizide bu kadar mı kötü oyunculuk olur arkadaş. yetenekli diye bildiğimiz insanları bile tanımıyoruz. demek ki, yeteneksizlik de geçiciymiş.
ya bir sonraki durakta inersen...sadece el mi sallarsın bana, ben sürüklenip giderken? eğer asla yüzünü göremezsem, bu içimdekileri tutabilir miyim ?...
ceren mehmet'e aşık, anladığım kadarıyla geçmişte aralarında bir şey geçmiş, mehmet ise hande ile beraber. hande nin annesi mehmet in babası ile geçmişte sevişmiş ve hatta 3 aylık çocuk aldırmış, şu anda mehmet in babası ceren ile evlenmek üzere. tabii ceren in annesinin mehmet in babasına aşık olduğunu da unutmamak gerekir.
bütün bunlar yetmezmiş gibi radyoda mutfakta çalışan kadın da büdü adında bir eşcinsel karaktere aşık olmasın mı.
senaristleri burdan alkışlıyorum. bu kadar karışık ilişki ağı kurup bunu bir mantık çerçevesinde halka sunmak büyük maharet ister.
bu arada bütün bunları 3 bölüm izleyerek anladım, zira flashbackler çok yerinde diziyi özetliyor.