bugün

herkesin okuması gereken müthiş tespitlerin olduğu ve kesinlikle inceliğine rağmen insanın delirircesine düşünmesine neden olan kitaptır.
"küçük adam üzerinde yetkisini uygulaması için kendini iktidara teslim ediyorsun .sonra da kalkıp ağzını açmıyorsun. en kötü eğilimlerle yüklü güçlere ya da güçsüzlere kendi adına konuşabilme yetkisi veriyorsun. ve bir kez daha aldatıldığının farkına vardığın zaman çok geç kalmış oluyorsun."
"Sevgi, iş ve bilgi hayatımızın güzel kaynaklarıdır. Bunların iyi yönetilmesi gerekir."
Wilhelm Reich
Wılhelm reıch ın güzel eseridir.

"Büyük adam, ne zaman ve niçin küçük adam olduğunu biliyor. Küçük adam, ne zaman küçük olduğunu bilmiyor ve bunun bilincine varmaktan korkuyor.
süper bir eleştiri eseri kendisi. dün tanışma fırsatımız oldu. tam böyle alıntılar yapılabilecek kitap arayanlara göre bir kitap. wilhelm reich kitabında özellikle hitler başta olmak üzere tüm faşistlere tabiri caizse tek tek giydirmiştir. yahudilik konusunda yazdığı kısım özellikle şahanedir.
kitapta feminist olgulara rastlarken, zaman zaman kadının fiziksel açıdan aşağılanması da görülmüyor değil. özellikle ' cinsel özgürlük ' ve bağnazlıktan kurtulma konusunda fazlaca üsteleyerek (muhtemelen akılda kalıcılığı arttırmak amacı güdülmüş) durulmuş. kitaptan alıntılamak gerekirse:

' Özgürlüğünü poker fişi gibi harcadığına bir başka örnek vereyim. Yaşamının her anında büyük bir cinsel açlık içinde bulunduğunu ve karşı cinsten olan herkese büyük bir doymakbilmezlikle baktığını artık şu kadarcık çocuklar bile biliyor; dostlarınla sevgi konusunda konuştuğunda, ağzından yalnızca açık- saçık fıkraların çıktığını, kısacası, aklının yalnızca iğrenç ve açık- saçık şeylere çalıştığını herkes gibi, benim gibi, sen de biliyorsun. Bir gece arkadaşlarınla sokakta şöyle bağırdığınızı duydum: ' Kadın istiyoruz! Kadın istiyoruz '

' çocuklarınızı nasıl fıçı gibi bir kadının eline eğitim için bırakıyorsunuz ' tarzında bir bölüm vardı ki o kısımların atılması taraftarıyım. yazdıklarının hepsi değil ama çoğu kısmı doğru olan bir kitap. yararlı olanı alıp, zararlıları bir köşeye atmak lazım.

kitaptan güzel bir başka bölümle bu yazıyı bitirelim. günümüz şartlarına da uyarlanabilecek, günümüzde hala anlaşılarak okunmadığını söyleyebileceğim kitaplardan biri.

'Baskıya göz yummasaydın ve birkaç kez de etkin bir biçimde baskıyı desteklemeseydin seni ezenleri çoktan silkip atardın. Senin şu kadarcık öz saygın olsaydı, günlük yaşamında kendine azıcık saygılı davransaydın, yaşamın sensiz bir saatçik bile sürmeyeceğini azıcık sezseydin, dünyadaki hiçbir güç seni ezecek kadar güçlü olamazdı. « Kurtarıcın » sana bunu söyledi mi? Hayır. Sana « Dünya Proleteri » dedi, ama « anayurdun onurundan » sorumlu olmak yerine kendi yaşamından senin, yalnızca senin sorumlu olduğunu söylemedi hiç.
Kendi Küçük Adamlarını seni sömürenler haline getirdiğini anlamalısın artık; aç gözünü ve gerçekten büyük olan adamlarını kurban ettiğini gör; onları çarmıha gerdiğini, canlarını aldığını, açlıktan öldürdüğünü anla artık; onları bir an bile düşünmediğini, senin için çalıştıklarını aklından geçirmediğini kabul et; yaşamın boyunca yaptıklarını kime borçlu olduğun konusunda hiçbir fikrin yok, bunu anla artık. '
- dinle küçük adam, artık sabahları erkenden kalkmanı istemiyorum.
+ zoiii zoiii.
- bak yine ya.
+ zoiii zoiii.

edit: espriyi de kimse anlamadı lan.
büdüt: gelen mesajlarla erkeklerin anladığı anladım. *
insanca pek insanca yakarıların olduğu kitap;

"Sen "halk" değilsin ki, küçük yargıç. Halkı esas hor gören sensin, çünkü halkın hakkını korumak yerine, mesleğinde ilerlemeyi düşünüyorsun."
kuzenim tavsiye etmişti ben gittim aldım. ince bir kitap. ama sayfalarının milyon kat üstünde kapasitede bir kitap. okumaya başladığınız ilk 10 sayfada bunu hemen farkedersiniz evlilikten milliyetçiliğe kadar her konuda insana o kadar güzel tokatlar atıyor ki öfkelenemiyorsun çünkü yazarın haklı olduğunu biliyorsun. yani içten içe o kadar iyi biliyorsun ki bu tokatı hakettiğini diyecek fazla birşeyin olmuyor haliyle

'' dinle küçük adam'' diyor sana ve sana neden küçük dediğini açıklıyor ama sadece o dönem yaşananlardan değil geçmişten hatta gelecekten bile örnekler veriyor. sen bunları okudukça nasıl hala 100 yıl önceki hatalara düştüğüne şaşıp kalıyorsun.

sana küçük diyor kalkıp kızamıyorsun çünkü haklı olduğunu görüyorsun. sadece küçük adamıda anlatmıyor tabi büyük adam olmak nasıldır ondanda bahsediyor büyük adam olma yolunda nasıl ilerlenir neler yapılmalıdır anlatıyor sana yol gösteriyor eğer kitabı okudukça küçük adam olmaktan utanmışsan sana bir çözüm yoluda sunuyor.

yani özetle 2-3 gününü ayır şu kitabı oku derim inan bana hiçbirşey kaybetmez aksine kendine çokça şey katarsın.

hadi bakalım iyi okumalar.
(bkz: bir kitap okudum hayatım değişti)
herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm Wilhelm Reich kitabıdır.
(bkz: Wilhelm Reich)

"Küçük adam üzerinde" güçlerini uygulamaları için iktidar sahiplerine yetki veriyorsun. Ama kendin dilsizsin; seni temsil etmeleri için güçlülerin ya da kötü niyetli güçsüzlerin daha fazla güçlenmelerine göz yumuyorsun. Her zaman aldatılanın sen olduğunu çok geç fark ediyorsun."

ne kadar küçük olduğunu görebiliyor musun?
"dünyada kim olduğuma yalnızca kendim karar veririm, başkası değil. ben dirim bilimsel ve kültürel olarak bir melezim ve tüm sınıfların, ırkların ve ulusların fiziksel ve zihinsel ürünü olmaktan, senin gibi saf ırka mensup olmamaktan, şovenist olmamaktan ve tüm ulusların, ırkların ve sınıfların sıradan faşisti olmamaktan dolayı gurur duyuyorum."
Mükemmel bir kitap insanın yaşamını değiştiriyor. Tavsiye ederim.
Alman edebiyatina ilgimi artiran kitap.
"...
bir kartal, tavuk yumurtaları üzerine kuluçkaya yatsa ne olur, biliyor musun küçük adam? başlangıçta kartal yumurtalardan kartal yavruları çıkacağını, bunları büyütüp büyük kartallar yetiştireceğini sanır. bir bakar ki, yumurtalardan civciv çıkıyor. çaresizlik içinde bulunan kartal, civcivlerin büyüyüp kartal olacağını umar gene de. bir kez daha kuluçkaya yatar, sonuç aynı. kartal bu durumda, gıdaklayan tavuklarla civcivleri yeme itkisini bastırmak için çok uğraşmıştır. onu yemekten alıkoyan tek şey küçük bir umuttur. yani bu civcivlerden birinin, bir gün küçük bir kartal olabileceği, büyüyüp kendisi gibi yetenekli, kendisi gibi çook yükseklerdeki yuvasından bakıp uzakları görebilecek, böylece yeni dünyalar, yeni düşünceler ve yeni yaşama biçimleri bulunduğunu anlayıp bunları arayabilecek büyük bir kartal olabileceği umudu. üzgün ve yalnız kartalı yumurtalardan çıkan tavuk ve civcivleri yemekten alıkoyan şey yalnızca bu küçücük umuttur. tavuklara ve yavrulara gelince, onlar bir kartalın kuluçkaya yatması sonucu dünyaya geldiklerinden habersizdirler. nemli, karanlık vadilerde çook çok yükseklerde sarp kayaların üzerinde yaşadıklarından habersizdirler. tek başına kalmış kartal gibi uzaklara bakmazlar. kartalın kendilerine getirdiği yiyecekleri tıkınıp durmaktadırlar boyuna, durmadan gagalamakta, karınlarını doyurmaktadırlar. yağmur yağdığı ya da fırtına koptuğunda onun güçlü kanatları altında ısınmakta, korunmaktadırlar. kartalsa kendi gövdesini fırtınaya siper etmekte, herhangi bir korumadan yoksun bulunmaktadır.

daha da kötüsü, bu tavuklar ona tuzaklar kurmakta, siperler ardına gizlenerek ona ucu sivri kaya parçaları, taşlar atmaktadırlar. onların kendisine kötülük yaptığını anlayan kartal ilkin bu tavukları parçalama isteği duyar. ama düşünür, onlara acımaya başlar. belki, diye umar, gün gelir, bu yalnız önünü gören ve gıdaklamaktan, yalayıp yutmaktan başka bir şey bilmeyen civcivler arasında kendisi gibi olma yetisine sahip bir kartal çıkar.

yalnız kartal, bugün bile umudunu yitirmiş değildir. bu yüzden kuluçkaya yatmayı, civcivler çıkarmayı sürdürmektedir.

sen bir kartal olmak istemiyorsun, küçük adam, bu yüzden de akbabalara yem oluyorsun. kartallardan korkuyorsun, bu yüzden sürüler halinde yaşıyor, senden kalabalık olan sürüler tarafından da yutuluyorsun. çünkü senin tavuklarından bazıları da akbaba yumurtaları üzerine kuluçkaya yattı. ve akbabalar, kartallara, seni daha ileriye daha iyi geleceklere götürmek isteyen kartallara karşı olan führerler haline geldi. akbabalar sana leş yemeyi ve birkaç buğday tanesiyle yetinmeyi öğretti. sana bir de "heil, heil, büyük akbaba!" diye haykırmayı öğrettiler. şimdi büyük kitleler halinde açlıktan kıvranıyor ve ölüyorsun, ama gene de senin yumurtalarına kuluçka yatan kartallardan korkuyorsun.

düşünürken de korkak davranıyorsun, küçük adam, çünkü gerçek düşünme eylemi, bedensel duygularla birarada gerçekleşir, sense bedeninden korkarsın. pek çok büyük adam söyledi sana: "aslına dön -içinden gelen sesi dinle- hakiki duygularının buyruğuna uy- sevgiyi yeşert, sev." ama onların sözlerine kulak tıkadın, sağırdın sen, çünkü kulakların bu sözlerden sağır olmuştu. söylenenler uçsuz bucaksız çöllerde yitti; hakikati söyleyen yalnızların sesiyse, senin korkunç boşluğun içinde, senin çöllerinde yokoluyor küçük adam."
.
Ne umutlarla aldığım ama beklediğimi bulamadığım kitap.
(bkz: ahmet sen misin)
her şeyden önce insanlara "küçük" diyerek kibirine ortaya koymuştur yazar. ayıp.
(bkz: dinnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn)
kutsal sözcüklerin tohumunu ektim
yeryüzüne.
çok geçmeden kötülükler silinecek
savaşçılar ölecek
taşlar toprak olacak;
çok geçmeden anlı şanlı krallar kuru güz yaprakları gibi savrulacak: her tufanda, binlerce nuh gemisi şu
sözlerimi yankılatacak: ekilen tohumlar ürün verecek.
Çok kötü bir kitap.
görsel
psikiyatrist wilhelm reich tarafından 1945 yılında yazılıp 1946'da basılan ve 1948 yılında ingilizce'ye çevrilen, kısa olmasına karşın çok şeyi özet cümleler halinde tek tek anlatan, bombardıman niteliğinde kitap.
“Sana kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vaat ediyorlar. Sana insani öz saygı değil, ulusal büyüklük vaat ediyorlar. “Ulusal özgürlük” ve “devletin çıkarları” ifadeleri bir kemiğin bir köpeğin ağzını sulandırdığı gibi senin ağzını sulandırıyor ve sen onları alkışlıyorsun (…) Onlar seni bir sembole kurban ediyorlar ve sen onları kendi üzerinde iktidara taşıyorsun. Bütün maskeleri düştüğü halde senin efendilerin senin tarafından yükseltildiler, senin tarafından beslendiler...
Sen Hitler ve yanlılarını ancak milyonlarca insanı öldürdükten sonra asıyorsun. Bu milyonlar öldürülmeden önce neredeydin ve ne düşünüyordun? Doğru düşünmen için bir düzine ceset yetmez mi? insanlığın ancak milyonlarca ceset gördüğünde mi ortaya çıkıyor? Senin bu tek tek küçüklüklerin, insan-hayvandaki büyük sefaleti ortaya çıkarıyor...
Dönüp de senin vatansever dediklerine bak bir kere. Onlar adım atmıyor, hücum ediyorlar. Onlar düşmanlarından nefret etmiyorlar, onlar ezeli düşmanlarını on yılda bir değiştirdikleri ezeli düşman yapmak için ebedi arkadaş yapıyorlar. Şarkı söylemiyorlar, yürüyüş marşları söylüyorlar. Onlar kız arkadaşlarını kucaklamıyorlar, sadece onları becerip bir gecede kaç kez iş bitirdiklerini hesaplıyorlar...

t: wilhelm rich in tekrar tekrar okunulası unutulmaz eseridir.
nlp koktu buralar.
Askerde okuyup bitirdiğim wilhelm reich kitabı.

Kimiz, neyiz sorusunun cevabını suratınıza tokat atarcasına veriyor.

"Mutluluk gökten düşmez, kazanılır"
liseli bir küçük adamken alıp yarım bıraktığım eser. belki büyümüşümdür diye tekrar başlayacağım bir ara.