inanç ve inançsızlık insani tercihlerdir. toplumsal öngörü, seçimlerin bireysel boyutudur. çevreninin elbette göz ardı edilmemesi gereken etkileri vardır. ancak bu etkileri hele yaşadığımız akıl almaz iletişim imkanlarında fazla da abartmamak gerekir. bilgi artık gizli odalarda saklı kozmik niteliğini kaybetmiş, erişilebilirlik özelliği kazanmıştır. akıl sahibi herkes bilgi deryasında, yönünü tayin etme olgunluğuna kavuşmuştur. bunu yadsımak, kendine ait görüşlerin onay bulmadığı hallerde, bunlar da kim, ne anlarlar kolaycılığıdır ve maalesef çıkmaz yoldur.
dalga geçmek insani tavırdır, belli derecelerde kabul edilebilir. ama inanç ve inançsızlıkla ilgili, kişinin tercihlerini küçümser, aşağılar haller kabul edilemez, bir anlamda insanlık suçudur. egemen iktidarlar da gün gelir insan tercihlerinin reddi temelinde insanlara, insanlık dışı muamelelerde bulunur. benzeri otorite edasıyla insanlara yaklaşmamak gerekir. inanç ve inançsızlık, gönül işi olduğu kadar, zora dirençlidir. bu yönde aşırılıklar insanın kendi sosyal çevresinin sükunet ortamını zehirler ve huzursuzlaştırır. ez'an cümle, önce latife boyutunda başlayan tacizler, insanın aklın alamayacağı istenmeyen sonuçlara varabilir. insanlarda kendi bireysellikleri içinde laik bir ruhla davranabilmelidir.
yetersizlikleri vardır. bakın biraz daha kalite ateistler eleştirilerini yaparlar kendilerince ama yetersiz olanları kendilerince böyle dikkat çekmeye çalışırlar.
modern kişidir. 2014 yılında hala "din din" diye zırlayan geri kalmış insanlara batmaktadır. herkes bilmektedir ki hiç kimse namaz kılmakla, oruç tutmakla, hacca gitmekle, zekat vermekle veya dua etmekle bir şey elde edemez. ne toplum gelişir ne insanlar değişirler.