sözlükte gözlemlenen acayip durum. tıpkı inanmak gibi inanmamak da vicdani bir haktır ancak bu hakkın kötüye kullanılması çok rahatsız edici. hz. muhammed şöyleymiş, örümcek böyleymiş, allah şöyleymiş, melekleri böyleymiş. e ne oluyor bu başlıkları açınca?
şu oluyor, karşı taraf da komünistlerin cenabet gezmesi, ateistlerin bok kokması kabilinden başlıklar açıp sözlüğün sol tarafının ebesine komple atlanmış oluyor. inanmalı ya da inanmamalı ama inancın ya da inanmayışın kavramlarına adice saldırmamak lazım. fikirlerle dalga geçilir, insanlarla dalga geçilir, olaylarla dalga geçilir ama türü ne olursa olsun inançlarla dalga geçmek belki de bütün bunlar içinde en adice olanı. yeltenmemek lazımdır.
özellikle bugün yapılan bu ekolün temsilcileri iyice artmıştır. birisi bir başlık açmış daha muadili olarak 50 tane daha başlık açılmış. bu durumda sadece sözlüğün ebesine değil anasına da atlanmış oldu ya neyse.
bu başlıkları açan insanların açıkçası ortaokul seviyesinden yukarı çıkamamış dangalaklar olarak nitelendirebiliriz. belki de öyledirler ya bilmiyorum.
inandığı şeylerin aslında iyi kurgulanmış masallar olan yazar arkadaşların, birileri bu masalların absürd yanlarıyla mizah yapınca, çileden çıkmaları üzerine açtıkları ve "hoşgörü" içeren girdilerini yazdıkları başlık.
bir de dinde yeri olmadığı ispatlanan, hurafe olduğu bilinen şeyleri; allah'ın emretmediklerini emir gibi gösterenlerin yazdıkları da dalga geçmektir. yalanları gerçek gibi göstermek dalga geçmelerin en büyüğüdür.*
edit: gerçekler acıdır, hazmedemeyenlere allah acısın.
herkesin karşı çıktığı ekoldür. yalnız şu noktada iki kelam etmek gerekir;
birader tamam eyvallah, din ile abuk subuk dalga geçen insanlar gerçekten sıçıyorlar bazen. ulan eşşek sıpası, tanrı içine alamayacağı dildo yaratır mı gibi başlık açmak, sana ne kazandıracak? nedir yani, kendi düşünceni de açıklamıyorsun adam gibi, ucuz ateistlik yapıyorsun, kanıtlara dayandırmadan salak salak konuşuyorsun.
ancak inanan arkadaşlar, siz de olayı polemik boyutuna taşıyorsunuz. eksinizi verin geçin. sol frame'de hızla aşağı inecektir o başlıklar zaten. niye uğraşıyorsunuz ki bu tarz sıfatsız insanlarla?
kaldı ki, birkaç kendini bilmez kişi son derece ucuz bir ateizm örneği gösterdiği için, solcular parayı görene kadar solcudur falan demek oldukça itici. zaten her ateist solcu değildir, liberal ateistler de oldukça fazladır.
tanrı veya allah eşcinsel midir diye bir başlık açmak su götürmez ki saçmalık. ancak siz de bu saçmalığın oyununa dahil olmayın. o başlığın altına entry girmediğinizde sözlüğün ne kadar huzurlu bir yer haline geldiğini göreceksiniz.
"ekol nedir am*na koyim" demek istiyorum öncelikle ve bunun verdiği rahatlıkla söze başlamak istiyorum.
belki bir ekolün parçası olmak isteniyor ve sırf bu yüzden dinle dalga geçiliyordur. maksat bir ekolün parçası olmak. sana ne.
eğer birilerine tepki veriyorsanız alın size tepki: çok gururluysanız benim alay etttiğim şeye inanmayın. çok mu saçma geldi canlarım. sadece ayak uydurma çabası bazı zavallılara.
insanın kendi içinde yaşaması gereken bir olayı her yerde dile getiren, her yaptığı işin içine sokmaya çalışan insanlar sonucu gerçekleşen bir soğuma durumunun ardından oluşan olaydır.
Sığ ve basit insanların yapabileceği iştir. Bunu yapanlara geçen gün NTV'deki Şerif Mardin konuşmasını tavsiye edebiliriz. Bu yüzyılda inananlar da sığ inanmayanlar da sığ. Kimsede derinlik yok manasına gelen sözler etmiştir üstad. işte o inanmayan sığ insanlar, din nedir, yıllardır neler oluyor bu dünyada dinle alakalı diye sorgulamaya ya da düşünmeye girişmeden dine saldırıvermektedirler. Tanrı Türk'ü sığlıktan korusundur yoksa durumumuz vahimdir netekim.
partilere,derneklere,gazetelere ve internet sitelerine sahip olan ekoldür.örnek vermeye gerek var mı?akl-ı selimin aklına gelen örnekleri hepimiz biliyoruz.
mesela partiye örnek;niye vereyim ki?gören gözler biliyor.
dernek mi?namaz kılmayıp bale yapsınlar diyen ilerici derneklerimiz 7/24 açık.
gazete mi?insanların mahremine girip,duvarlarından atlayıp,yatak odalarını zoomlayıp fotoğraf çeken,sopayı yiyince de irtica çığlıkları atan gazetelerimiz bilmem kaçyüzbin tiraj yapıyor.
kimilerinin vazgeçemediğidir. efendim şimdi adamımız kalkar dalgasını geçer, makarasını yapar ama anlamaz ki birşeyler kutsaldır, ehemmiyeti vardır, dokunur, acıtır. bunları yaşamakda benim hakkımdır misal. benim kimi kutsal seçtiğimle alakalı bir sıkıntı var mı? olamaz. bu olamaz ise dalga geçme hakkı da olamaz. bu tür konuların alaya alınmasının kolaylığı aşikardır. hal böyle olunca hemen özgürlükler, kişisel rahatlıklar ön plana çıkmaktadır. demek ki ne imiş mertebeleri dikkate almayabilirsin, zikretmeyebilirsin kimsenin karıştığı bir nokta değil bu zaten.
ancak zaten inanmayan kimseler inananları dayanaklar ile alt edememiş iken illa ki saygısızlıkla yaklaşacaklardır. sonra saygısızlık görünce de gücenmektedirler. (bkz: ne ekersen onu biçersin)
Birileri bazı şeyleri kutsal olarak gördükleri için, eleştiriyi bile dalga geçme veya aşağılama ekolü olarak görürler. Arada gerçekten aşağılama ve dalga geçme yok mudur? Evet, vardır. Burada din çok sert şekilde iğnelenmiş ve karikatürize edilmiş ise sorun yok, dine boş boş küfür edilmişse, eden kişiyi dikkate almaya değmez.
Burada ilginç olan nokta da kişiye saygıyla, bir dine,inanışa veya düşünceye saygının aynı kefeye konmasıdır. Önemli olan insana saygıdır fakat kimse onun inançlarına saygı göstermek zorunda değil. Aksi taktirde bütün eleştirisel yaklaşımın önü tıkanır.
Oturup düşünmek lazım; "Ben inancıma saygı bekliyorum ama acaba benim inancım inanmayanlara aynı saygıyı gösteriyor mu?" Ayrıca boşuna denmemiş; "Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma." Neyse ki, benim inanmayanları akılsız, kör diye aşağılayan bir kitabım yok. Buna rağmen bu kitaba inananları eleştirsem bile, kendi seçimleridir, onlara saygı duyarım. Fakat, kimse herhangi bir din, inanç, ideoloji, düşünce vs hakkında saygı bekleme gibi bir dogmatizm dayatamaz. Dünya üzerindeki hiç bir dine saygı duymuyorum, ama inananlarına duyarım. Birileri kendilerini dinleriyle özdeşleştiriyorsa, o kendilerinin sorunu.
