hangi din olursa olsun, dinlerin ortak özelliği olarak, bir toplumu cahil, korku dolu, aldatılmaya müsait, geri kalmış bıraktırmasıdır. bir dine ne kadar mutlak olarak inanılıp, hayatın her alanına uygulanırsa, o ülkenin kaçınılmaz olarak güçsüzleşmesi, trajik bir biçimde başka ülkelere sömürge olmasıdır..
bilim ve akıl, dinle beraber kullanılamaz. tarihte büyük medeniyetler, güçlü ülkeler, dini sadece araç olarak kullanan, gündelik hayatta olabildiğince seküler yaşayan, sorgulayan, "tanrıya" yeri geldiğinde meydan okuyan cesur toplumlar tarafından oluşturulmuştur.
din doğru uygulandığı taktirde toplumda birliği, beraberliği, gelişmeyi, mutluluğu arttırır. yardımseverlik arttıkça zengin ile fakir arasındaki maddi fark azalır. yeni nesiller daha iyi yetişerek devamlılık sağlanmış olur. ancak dinin iyi kullanılması burada ki en önemli etmendir. hangi din olursa olsun, din insanı iyiye ve doğruya yönelttiği için toplumlarında gelişmesini sağlar. ancak din ne yazık ki günümüz toplumlarında farklı yerlere çekildiği için, çoğu topluma zarar veriyor.