bir şeyin etkisine en fazla nasıl kapılınır, bağımlısı olunur ve hayatın merkezine konur diye soruyorsanız dine bakın direk.
aynı eroin gibi kullanıcılarının beynini zamanla zapteder ve onlara normalde yapmayacakları şeyleri yaptırtır yahut söyletir.
ikisinin de bağımlılığı yüksek derecedir.
eroin sahte bir mutluluk hali yaşatırken din ise var olup olmadığı asla bilinemeyecek sahte bir cennet vadeder.
her ikisini de yoğun olarak kullanan kişi bir süre sonra bunu satmaya başlar. aracı olur vs.
din aynı eroin gibi aşırı dozda kullanıldığında ölüme sebebiyet verir.
Her ikisini de satan kimseler mevcuttur.
dinciler de aynı eroinmanlar gibi çoğu zaman tedaviyi reddederler. Tedavi olsalar bile kısa bir süre sonra tekrar eski bağımlılıklarına dönerler.
daha onlarca benzerlik vardır din ve eroin arasında. kitleleri bu kadar düzenli ve sistematik bir şekilde uyuşturarak yönetmenin en güzel yöntemi. valla mütüş ya. süper.
yok sanıldığı gibi değil be kardeş. saygı duyuyorum sana... ateistsin.. tmm ama sende saygı göster.. ne zararı var dincinin sana.. eroinman ne yapar bulamazsa malı adamın anasını beller.. dinci ne yapar.. namazını kılar.. orucunu tutar.. garibanlara zekatını,sadakasını verir.. heee tabi sahte dincileri demiyorum sana... söyle bana ne zararı var diniine sımsıkı bağlı insanın...
din sorgulatmaz.kimse ben neden namaz kılıyorum arkadaş demez zaten dese dinden çıkmış olur.
bir çocuk baba biz neden yere yatıyoruz dese babası onu döver ve çocuk o günden sonra sorgulayamaz sonra da ne olduğu belli olan bir partiye oy veren yüzde ellilik kesimin içinde bulur kendini.
eroin bağımlılığı bir madde bağımlılığıdır malumunuz kelime anlamıyla maddeci anlayışa daha yakındır öncelikle.
dolayısıyla din satıcılığından dem vuran insanlar, kendi maddeci anlayışlarını satmaktan asla geri durmazlar, bu bakımdan madde satıcılığı konusunda eroin satıcıları ile parallellik arzetmeleri ne kadar ilginç.
bir örnekle konuyu zenginleştirirsek başlığı açan yazarın bu hevesini hemencik görüveririz.
eroin bağımlılığına zemin oluşturan en önemli etken kişilik zaafiyetidir; bu bağlamda da nefsinin heva heves ve arzularını hayatının çok önemli bir parçası haline getirmiş zaafiyet sahipleri yani dinin tersi kutuptakiler bu zaafiyetle daha fazla eşleştirilebilinir pekala.
eroin bağımlılığı, geçici yapay bir huzur sunar bu da malumunuz; bu maddeci anlayışta ütopik ortakçılık hayalleri ile zaman zaman kendi entel ortamlarında doyuma ulaşırlar, sonra gerçek hayata döndüklerinde ellerine geçen maaşın yarısını paylaşma konusunda aynı iştahı taşımazlar.
daha da geniş düşünürsek; ruhsuz oldukları fikrinden dolayı ve doğal olarak ruhun ölümsüzlüğüne inanmadıkları için madde bağımlılığındaki o yapay mutluluğu belli yasalarla ve belli bir hikmetle yaratılmış dünya hayatını insanın içinde yer alan sınırsız mutluluk hisleri güdüsünü maddeye indirgeyerek mutlak eşitlik, halkların kardeşliği gibi insanoğlunun bir çoğunun menfaat çatışması, farklı kişilik yapıları gibi bariz özelliklerinden dolayı gerçekleşmeyecek idealler peşinde ve bunu yaparkenki eylemci kimlikleriyle eroinin insana verdiği suni cesareti hatırlatmaktadırlar. halkların kardeşliği, mutlak eşitlik adına devlet terörü yada terör örgütleri kapsamında insanlığa zarar veren marksist örgütler geçmişte ve günümüzde mevcuttur.
yalnız; tabiki bu görünüşte güzel fikirlerin insanoğluna ve kapitalist dünyaya getirileride olmuştur. bir fikri yererken sırf o fikrin kötü yönlerine vurgu yaparak propaganda amacı gütmek eroin bağımlılarında görülen düşüncelerin donuk ve sabitleşmiş halleriyle pek örtüşüyor. (aslında paragrafa sosyalizm ideolojisinin getirilerinden de bahsetmek için giriş yapmıştım ama burdada bir maddesel kardeşlik önüme çıkıverdi).
sosyalizm'in elbette dünyaya getirileride olmuştur, ırkçılık fikrine karşı çıkışları ve buna parelel hala olaylara insan değerinden önce ırkçılık kapsamında yaklaşanlara karşı, karşı kutup olarak bazen güzel çıkarımları olmaktadır ve politikalara da ciddi bir etkileri olmuştur. vahşi kapitalizmin insanı sadece tüketici ya da modern köle olarak kullanma arzusuna karşı gerçekleşmeyecek hayaller yerine mevcut sistem içerisinde sosyal politikaları savunma yönünde evrilmeleri bu konuda da insanlığa katkı sağlamıştır. ayrıca sol edebiyat ve sanat yine zengin bir içeriği arzeder.
gelgelelim, gerçek sosyalistler (suni olanlar değil) ile samimi dindar insanlar; insanların mutluluğu konusunu dert edinmiş insanlardır ama sosyalistler olayın çıkmaz kısmında savrulurken ve nefsi arzu ve emellerine hakim olamama konusundaki çelişkileriyle üretkenlikleri daha az iken, samimi dindar insanlar zekat, sadaka, sosyal yardımlaşma v.s alanlarda daha aktif rol alabilmekte, sosyal bağların korunması insan ilişkilerinde benmerkezcilikten sıyrılmışlık ile toplum dinamiklerini koruyucu işlevi görmektedirler.
temele maddeyi oturttukları içinde içinde bazı doğrular barındıran, ama genel değerlendirmede insanoğlunu çıkmazlara sürükleyecek bir hayalin avuntusu içerisinde kalmışlardır.
uygulama konusunda ideolojilerinin topluma sunduğu rusya gibi değerleri aşınmış, köleliği farklı bir kavramla sürdüren, sosyal bağları zayıflamış ve nefsaniyetin zirvelere ulaştığı bir sosyalizm artığı ülkede görmek zor değildir.
kaldıki zaten anarşist komunizm devlet kavramıyla komunizmin sürdürülemeyeceği gibi bir gerçeği görebilmiş, ama devletten doğacak boşluğun yerini kavramsal oyunlar hariç dolduramamıştır.
velhasıl bir çırpıda aklıma geliveren bu fikirler ekseninde ütopik, ruhsuz bir maddecilik anlayışı eroin bağımlılığı gibi gözleri kör etmeyi sürdürecek gibi görünüyor bir çok insan için , ölüm ile birlikte gelecek uyanıştan sonra eroin etkisi yapan bu yaklaşımın hazin sonunu görebileceklerdir ancak.
o zamana kadar din afyondur (tarihin belli dönemlerinde ve sahte dinlerce belki afyon olarak kullanıldığı da olmuştur elbet) genellemeci fikir jimnastiklerini eroinin etkisi olarak görücez artık napalım.. birlikte yaşamaya mecburuz..
eroin dinin somut halidir. eroin vardır fakat tanrı yoktur. cehaletin mutluluk olması gibi din de en kaliteli uyuşturucudur. din, insanların dopamin bağımlılığına maalesef kötü bir örnektir.
Bütün dinlerin virüslerin salgınına çok benzer bir akıl hastalığı olduğunu düşünüyorum. Din mükemmel bir kültürel yapı. Ama bu onu gerçek yapmıyor ve beni gerçek ilgilendiriyor. Çiçek virüsü mükemmel bir virüs. işini çok güzel yapıyor. Ama bu onun iyi olduğu, ve yok olmasını istemediğim anlamına gelmiyor. -Richard Dawkins
Sizi saçmalıklara inandırabilenler, size katliam yaptırabilirler. -Voltaire
Tedavi edilemez derecede dindar, birçok insanın ruhi durumu. -Thomas Edison
inanmak, düşünmekten kolay. Bu yüzden, düşünenden çok inanan var. -Bruce Calvert
Kişi incelerse imanın her savunuluşunda mantığa bir saldırı bulur. imanı kucaklamak, aklı terk etmektir. -George Smith