dinin kendi kendine amacını aşması yada yerine getirememesi gibi bir durum olamayacağından mantık hatası içeren liseli tespitidir.
yazar önce; "bize huzur, ahlak, yaşama gücü, bilgelik vermesi gereken" diyerek hafiften yağlama yapmış, sonra "laikliğin ne denli önemli olduğunu, adeta bir zorunluluk olarak zuhur ettiğini" iddia etmiştir.
ama adama sorarlar; dinin amacı aynı zamanda devlet kanunu belirlemek değil mi? din ile laiklik tamamen birbirine zıttır ve birbirini kollaması, tamamlaması diye bir hede yoktur. böyle bir şey olabileceğini iddia edenler sadece liseli cahillerdir. ulen, laiklik dediğimiz kavram voltaire ve saz arkadaşlarının ürünüdür ve özü jean meslier'in tanrısızlığın ilmihali eserine dayanır. bu tarihi bir gerçekliktir. bilmeden konuşmaya ne kadar meraklısınız. zaten atatürk'te bu gerçekliği "gökten indiği sanılan kitapla hükmetmeyeceğiz" diyerek gayet açık, net bir şekilde ifade etmiştir. yani "allah'ın kanunu bizi bağlamaz" demiştir.
gidin biraz okuyun, araştırın, hiç boşluk bırakmayana kadar olayların örgüsünü inceleyin. sonra böyle tespitler sıçın. en başta da discurso del metodo'yu es geçmeyin. hadi yallah.
Çağımızın en büyük sorunudur. insanlar, bilakis siyasetçiler dini kullanarak insanları etkilemeye çalışmaktadırlar. Yanlış bir şey olduğunu anladıklarında iş işten geçmiş olacak.
