her cuma günü vaazdan sonra "o düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor." mealinde ki ayeti insanlara hatırlatan bir din aklın ve düşünmenin sonucu olan tartışmaya karşı olamaz. *
sürekli tartışılan bir şeydir. tartışılmaz diye bir şey yoktur.
ancak tartışanlar kesin bir şeklide taraftırlar.
din deyince yerli münnevver ve münevveriyelerimizin aklına nedense (belki de işlerine geldiği için) ortaçağ avrupa dinleri gelir. ben kendi dinimizden örnek vereyim;
ebu cehil ve saz arkadaşları mezarlığın birinde eski mi eski, çürük mü çürük bir kemik parçası bulurlar ve peygamberimize (sav) getirip;
- ya, yani şimdi bu tekrar mı diriltilecek. nasıl olur? gibisinden kendilerince ayar çekerlerdir. bilmezlerdi ki garipler daha o dönemden dna'yı, falanı filanı.
- evet. denirdi onlara. sizi yoktan var eden, kemikten de var edebilecektir.
böyle işte. dini tartışmaya başladığınızda kendinize (kendinizce) iyi ya da kötü bir taraf seçersiniz. ve o taraftan tartışabilirsiniz. çünkü iman (adı üzerinde iman) şüphe kaldıramaz.
inanç meselesidir keşke kimse kimsenin neye inandığını bilmese de rahat rahat kardeş kardeş yaşasak da bu sonsuz tartışma bir somut kanıta ulaşana kadar bir sessizlik huzur ortamı olsa.
imkanından önce gerekliliği tartısılmalı belki de.. inanmıyorsan inanma birader sana zorla iman et diyen mi var.. * ama bırak inanları sürekli itham etmeye calısmayı..
kısmi doğruluklar içeren önermedir. şöyle diyelim; ''babanızdan size bir araba kaldı ve siz bu arabanın fiyatını hiç umursamazsınız''
bu dogru mu? evet! neden? çünkü zaten arabayı sen almamışsın, baban almış arabayı, sen de bana ne parasından babam almış nasıl olsa diye düşünüyorsun, bu da onun gibi işte. her ne kadar pek çok din ve inanış olsa da, sen sana öğretileni benimsedin, kaideleri, ritüelleri, vadettiklerini aklına yatsa da yatmasa da inandın çünkü sana inanman söylendi. kimin kulu, kimin ümmeti olduğuna kendin seçmedin öğretileni kabullendin.
demem o ki; çoğu kişi dini içinde tartışmaz, aklına yatmayan yeri olursa üstüne gitmemeyi yeğler, çünkü tembeldir, nasıl olsa mantıklı bi açıklaması vardır der, inanç da budur zaten, kayıtsız şartsız kabullenmektir. bu yüzdendir ki iman etmiş olanla dini tartışmanız beş dakika sonra tıkanır. aşikar olanı iyice gözüne soksanız bile ''olabilir ama vardır bir hikmeti'' der. aynı şeyi sizin için düşünür. ''bu kadar alamet, işaret varken nasıl inanmazsın' der. herkes kendi tarafınca haklıdır aslında, velhasılı dini tartışmak olanaksızdır...