insan esasında varlığın veya maddenin gerçekliğini neye göre belirliyor? kur'an burda insanı aydınlatan bir rehberdir. varlığı veya maddeyi beş duyuya indirgiyorsan sana göre akıl, sevgi, acıma, üzüntü gibi aslını gösteremeyeceğin ancak izdüşümünden yola çıkarak gösterebileceğin varoluşları da reddetme anlamına gelir. çünkü soyut veriler izdüşüm olmadan gösterilemez.
kur'an'ın soyut anlatımlarını yani metanın ardındaki sırrı ancak yine kur'an ve rasulallah s.a.v.'in rehberliği ile anlayabilirsin. "
"lokal olarak gördüğün ayetleri saf düşünce ile yeniden incelediğinde esasında onun tüm insanlığa seslendiğini anlayabilirsin.
örnek olarak "ebu lehebin elleri kurusun" ayeti: ebu leheb, rasulallah s.a.v.'in amcasıdır. ve ona karşı çıkanların ilklerindendir. rasulallah s.a.v. çok eziyet etmiş, alay etmiş onu küçük düşürmeye çalışmış bir idi.
rasulallah bu durumdan çok üzülüyordu. cenab-ı allah c.c. bu sureyi indirdi. sen bunu lokal bir olay olarak yorumlayabilirsin. ancak bu surede insanlığa seslenilen ve öğütler içeren mesajlar vardır.
akrabalarınız sizi dininizden döndürmeye çalışabilirler, siz hakkı anlattıkça en yakınınızdakiler bile size eziyet edebilir sizi alaya alabilir sizi küçük düşürmeye çalışlabilir. ancak onların sonları ebedi cehennemdir.
siz hak yol üstünesiniz ve sabredenlerden olursanız rabbinizin katında yüce bir makama erişeceksiniz.
kendi inançlarınızı bırakın ,bunlar sizin inançlarınızdır diyerek ,az önce kuranın tarihsel olduğunu savunup ,şimdi de bunu reddetmiş oluyorsunuz. yani 10 dakika içinde jet hızıyla dönüş *
iki açıklaması var. ya aklı kenara bırakıp her yazılana muhalif olma dürtüsüyle hareket ediyorsunuz,
ya da gözleriniz ciddi anlamda bozuk, hatta okuduğunuzu anlamakta güçlük çekiyorsunuz.
videodaki anlatıda kur'anın hitap olarak lokalliğine ilişkin bir kaç örneklem yapılmıştır ve bu doğrudur.
kur'an indiği coğrafya, kültür itibariyle tarihsel olmak zorundadır. kuran ilk indiğinde ey insanlar diye hitap ederken eski molardan, asteklilerden vs bahsetmemiştir. mekke halkından, hatta hz muhammede karşı çıkmış üç dört kişiye hitap etmiştir. bunlara tehditler savurmuştur.
keza cennet ve cehennem örneklemleri de, dönemin araplarının bildiği ,arap yarımadasında yer alan yiyecekler ve cezalar üzerinden yapılmıştır.
edit: bu arada cennet ,cehennem ,melek gibi kavramların dil üzerinden izah etmeye çalışıp bin tane görüş ayrılığına falan düşülmemiştir. yine alakasız konular konuşulmaktadır.
ne anlatılmak istendi, 12 tanımlamadan bir şey anlaşılmayan entry.
ama kur'an ayetlerinin evrensel olmadığını iddia etmek ağır sekülerizm kokusu yayıyor.
videoda sayılan durumlardan savaş için at beslemek, ebu lehebin elleri kurusun demenin evrensel olmadığı iddia ediliyor.
tabi ki sığ seküler beyin travması ile bakılınca burdan bir evrensellik çıkaramazsın. sana göre yer çekimi gibi salt ölçülebilir bir şey evrensel olabilir.
meta bağımlılığı, metanın ardındaki sırrı görmeni engelliyorsa iki denizin bir birine kavuşmadığı anlatımı da sana göre evrensel olmaz.
somut verilerle soyut bir bakış açısını değerlendirmek hangi mantığa sığıyor? bu tıpkı sevgiyi beş duyu ile açıklamaya çalışmak gibidir.
karşınızda fikir savunması var ,siz göremiyorsunuz. aslında fikir savunması yaptığımızda da konuyu çarpıtıp ; insanları yalancılık ve şarlatanlıkla suçluyorsunuz. bu yönteminizi değiştirmelisiniz. size hiç bir faydası olmayan bir yöntem bu.
evrendeki her şeyin madde üzerine kurulu olmasıyla ,benim sizden kutsal metinlerim yorumlanamaz oluşuyla ilgili önermenize referans istememin mantıksal ilişkisi yoktur. bu bahis dışıdır.
kuranın klasik arapça oluşunu neden belirttiğimi ,ilgili entrynizi inceleyerek görebilirsiniz. bu arada ad hominem yapan maalesef ki sizsiniz. çünkü hiç alakası olmadığı halde şu konuda uzman değilsiniz vs demeye başladınız. bu konu uzmanlık alanıyla doğrudan ilgili bir konu değil.
hasan aydının eserlerini bende incelerim. fakat kaynak olarak gösterdiğiniz hasan aydın 'ın eserlerinde kuranın nüzul sırası dışında yorum yapmanın yanlışlığı üzerine bir cümlesini , açıklamasını hatırlamıyorum. attığınız videodaki sayılan ayetlerin "evrensel" olmadığını zaten ben de kabul ediyorum fakat bunun konumuzla bir ilgisi yok.
"önermenin referansı olmaması beni cahil yapmaz. cin, şeytan, melek, asayla yarılan deniz, hayvanlarla konuşan insanlar vb. şeylerin bir referansı yoktur."
bu cümle resmen kaçak dövüşmektir. cin ,melek gibi önermeler metafizik önermelerdir bu birincisi. benim sizden istediğim şeyse metin üzerinde objektif bir çalışma yapılarak elde edilmiş bir çalışma..r.
karşınızda kimin olduğunun hiç önemi yok. eğer kelamcı, tarihçi ,hadis uzmanlarının alanına ilişkin bir iddia ortaya atıyorsanız , bunun işkembeden sallama cümleler kurup kenara çekilmeyecek bir durum olduğunun da bilincinde olmalısınız. yani onların alanına ilişkin iddialı cümleler kuruyorsanız, referansınız nedir diye sormak en doğal hakkımdır. aynısını siz yapıyorsunuz çünkü. sürekli hakemli dergilerde yayınlanmış bir makale isteyen sizsiniz * kendinizle çelişmeyin * ,
saldırganlık yapan kimse de yok. durduk yere tartışmayı inanç hürriyetine çekmeyin. asıl biz teistler size bunu öğretemiyoruz. çarpıtmamayı yani.
kendinizle ve benimle ilgili kişisel düşüncelerinizin konuyla ilgisi yok.ama madem bahsini açtınız; ben en azından bu tarz konularda kendimi yetiştirmeyi ilke edindiğim için saydığınız konularda okuyup ,araştırmalar yapıp, konu ehli olan kişilerle bu konuları tartışıyorum.o yüzden hiç bir şey bilmiyoruz demek de yanlış olur. aynı şeyi sizin için de söyleyebilirim. ben uzman değilim deyip kenara çekilmenize gerek yok. bildiğiniz üzerinden tartışabilirsiniz.geçmişte çoğu kez yaptık bunu.
din açıklanabilir, kanıtlanabilir bir olgu değildir. bu yüzden ''inanırlar'' zaten. eğer gerçek olsa idi tartışma gereği bile duymazdık.
yer çekimine, dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyor musun ? diye soran nasıl yok ise, dinin de olmazdı eğer salt bir gerçek olsa.
bu yüzden başlıkta belirtilen hede gereksizdir. dini savunmayınız, saldıran olursa da ''benim inancım, sanane lan dallama'' diyip götüne tekmeyi vurunuz efendim.
"kur'an'ın dili açısından nüzul sırası dışında yorum uydurmak bugünkü arapça diline hakim olmayan cahil insanların eylemidir"
bu önermenizin referansı nedir ? eğer referansını gösteremiyorsanız ası cahil ve bilgisiz siz oluyorsunuz * ikincisi ; bu günkü arapça diline hakim olmak, kuran için yeterli değildir. kuran klasik arapçadır. bu farkı bilmemek cahillik asıl.
"kur'an edebidir demek, kur'an mecazlarla doludur demek, onu doğru yapmaz. "
iyi de bunu iddia eden olmadı. yani mecaz olması onu doğru yapar diyen olmadı. niye savunmanızı direk kuranın doğruluğuna doğru kaydırıp mantık hatası işliyorsunuz ?
ayı yarmaktan bahsetmediniz ,kuranda mecaz ve metafor yoktur dediniz. bu örneği bu yüzden verdim. tabi amacın doğruyu öğrenmek değil, nonteist inancına ne olursa olsun temel hazırlamak olduğu için söylediklerimin ne anlama geldiğini öğrenmek istemiyorsun. hiç değişmiyorsun lan sen *
"orta doğu dinleri için konuşuyorsak birçoğu belli metinler üzerine kurulu olduğu için bu yapılan ancak bambaşka bir dini metin yaratır. var olan metnin tutarsızlığını yok etmez."
hayır. buna yorumsama denir. yorumsamanın sebebi de aradan asırlar geçmiş olması, metnin geldiği çağın ve kültürün değişmesi/evrimleşmesi sonucudur. tabi bu yapılırken metnin özünden sapmamak gerekir. yani metni çağa uydurmaya çalışmamak gerekir.
ikinci olarak kafaları esen her şeye mecaz denilmiyor. sana daha önce örneğini de vermiştim. kamer suresi ilk ayetlerinde mecaz vardır.
"kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı" . bu ayet mecazdır. nereden biliyorum peki ? uyduruyor muyum ? hayır tabikide. hemen imrul kays ve kamer suresi yazıp bu sonuca ulaşabilirsin. kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı ifadesi " her şeyin açığa çıkması" anlamında kullanılır. peki kuranda ne işi var bunun ? kuran edebi değeri olan bir eser. kuranın şiirsel üslubunu inkar edecek kimse yoktur ister nonteist olsun ister teist.
peki niye edebi ,şiirsel üslup ? geldiği dönemle alakalı olabilir. geldiği dönemde şairler ve kahinler bu tarz bir üslupla konuşurdu. bir de ortadoğuda özellikle arap yarımadasında kıssacı ,hikayeci anlatım meşhurdu. e hikaye ve kıssalarda da bol bol metafor, mecaz bulunur. kuranda da bu kıssalardan bolca bulunur.
kur'andaki metaforları inkar etmek ve hayır efendim, bu kitap dümdüz bir kitaptır demeniz için metin üzerinde ciddi bir bilimsel araştırma yapmanız gerekir. işkembeden konuşmak anca kendinizi kandırmak olur. eğer böyle bir bilimsel çalışmanız mevcutsa hemen makale olarak yayınlamalısınız.