farkinda olmadan bir toplumun gelecegini calan ve altini oyan bir zihniyettir.
burada "bilimsel dusunce" den kasit sadece bilim kisilerinin laboratuvarlara girip deneyler yaparken kullandigi sistemli calismalar butunu, veya bunlarin arkasindaki disiplinden degildir. elbette "bilimsel dusunce" denen yaklasimin kaynagi, uretildigi yerler bu calismalardir; ancak gunluk hayatlarinda bilim yapmayan toplumun genis kesimlerinin de bu fikirden faydalanmasi, insanligin son bes yuz senede gelistirdigi en vurucu soru sorma mekanizmasinin kulture yansimasi ya da yansiyamamasi soz konusudur.
"biz tembeliz o yuzden bilimle isimiz olmaz" mantigini kabul etmek istemiyorum; "gerceklerden kacmak" icin degil, sadece insan evladinin kendinden tembel olabilecegini dusunmedigim icin. peki geriye ne kaliyor? her alanda bir toplumu oldugundan cok daha oteye tasiyabilen, kemiklesmis bircok sorunu halledebilen, hayata, insana ve topluma dair yepyeni bir cerceve getirebilen bir bakis acisi nasil olur da toplumdan gizli tutulur? denecektir ki, "kimse saklamiyor, iste orada". ama devlet politikasi degil; hicbir kurum "bilimsel verilere gore hareket etmekteyiz" tarzinda prensiplerle gudulendiginden bahsetmiyor. cocuklar yetistirilirken, bir konu incelenirken, bir karar alinirken bilimi referans almak soz konusu degil. bilim, "ancak gavurlarin yapabildigi bir sihir" seklinde uzakta bir yerde tutuluyor.
bunun arkasinda bir kasit oldugundan ciddi olarak suphelenmekteyim. geriye kalan yegane sebep, din kokenli gelenekselci toplum yapisini muhafaza etmek icin, insanlarin olani tekrar tekrar pisirip sonunda cozum uretmekten aciz yaratiklara donusturulmesini saglamak olabilir. cunku bati tarihinde gorulen ve sonunda dini anlayisin sorgulanmasi ve toplumsal hayattan ihrac edilmesi ile sonuclanan surecten korkmaktadirlar. cunku dinin bilim karsisinda sansi olmadigini, bilimsel dusunce ile yetisen bireylerin sorularina cevap ararken dini cevap ile bilimsel cevabi yanyana koyup oyle karar vereceklerini, hayatlarini ve anlayislarini bu dogrultuda sekillendireceklerini tahmin etmektedirler.
eger bilimin surekli geri planda tutulmasinin, "zaten hicbirseyi cozemedi daha" diye yalan yanlis propagandasinin yapilmasinin; ve cok sikisildigi zaman ise "bilim zaten teknoloji demek, cihaz demek, alkol muayene testi demek" diye yabancilastirilmasinin arkasinda yatan sebepler kisaca "olani korumak" ise, sozkonusu toplum icin gelecek diye birsey yoktur, olamaz. hep kendisine pisirilip onune sunulani tuketerek gecmisi yasamaya mahkum kalacaktir.
ne din adamları dini bilimden nede modern fiziğin babası einstein bilimi dinden ayırmıştır. ha sizin bilim dediğiniz şey hala evrim saçmalığıysa bilemiyeceğim fakat izafiyet teorisine gerçek bilimadamları ve gerçek bilim (bkz: insanın tanrıyı keşfi adını vermektedir.) hiçbir peygamber mucizesi yoktur ki izafiyetle zıt düşsün. aklı olan bilimsever akıl yorup anlar.
kemalistlerin sıkça başvurdukları yöntemdir. üniversitelerdeki akademisyenleri sırf "iman" etmiyorlar diye yakın zaman kadar engellemeye ya da okuldan atmaya çalışmışlardır.
bilimsel düşünce teori'nin pratiğe dönüşünü gösterir.dini bilimle karşılaştırmak kadar saçma bir şey yoktur.bilim senin elmayı atınca yere hangi hızla düşeceğini söyleyebilir.din ise allah ile kul arasındadır.
