Eğer birlikte yaşıyor ve buna mecbursak, Her cenahtan inançlı ve inançsızların birbirine saygılı olması gerekmektedir.
Ama gel gör ki ben bu ülkede inançsız bir birey olarak sürekli saygı duyan taraf olmak zorunda kalıyorum. Müslümanlar oruç tutuyor, rahatsız olmasınlar diye sokakta yeme, içme gibi temel haklarımı kısıtlamak zorunda kalıyorum.
islam hakkında bir görüş beyan etsek, düşünce özgürlüğümüzü dahi kısıtlıyorlar. Çünkü inanmıyorsan saygı duy değil, inanmıyorsan sus diyorlar.
Yani inançlı insanlara elbette saygı duyuyorum fakat ritüellerini ve geleneklerini bize dayatmalarına saygı duymuyorum
Inanca sahip olmasina saygi duyuyorum. Inanclarin icerigine ve uygulanisina saygi duymak zorunda degilim.Oruc tutup tutmamasi beni ilgilendirmez, istedigi zaman oruc tutabilir ve ben bu konuda ahkam kesemem.
Ama ben oruc tutarken yanimda yemek yemeyin diye zirlamaya basladigi anda, inanclarinin icerigine de saygi duymami dayatmaya baslar, o zaman saygi bitiyor malesef. Ben diyet yaparken kimseye gidip de "kebap yemeyin" demiyorum. Sen de oruc tutarken bana su icme diyemezsin.
bu konuda imparatorlukların avantajlı olabileceğini düşünüyorum. farklı milletten-inançtan-coğrafyadan insanları barındırdığı için yönetim de herkesi kucaklayan daha iddalı bir kapsayıcılığa bürünebilir.
Bir zamanlar hristiyan olmuş bir Türk'le ahbap olduk,hristiyan kitapevinde çalışıyordu.gelzaman git zaman dini konulara girdik.o anlattı ben anlattım,o inanmış ben inanmış.küfürleşmedik hakaret etmedik bilgileri konuşturduk.o isevi ben mümin olarak ayrıldık. Durum budur.
Saygısı olana saygım var. Benim dini inancima saygısı olmayan insana ise ebedi düşmanım. Ayrıca o kadar aptalca düşünceler ile insanları ve dünyayı saçma bir düzene çekmeye çalışan insanlara da saygı duyacak değiliz. Gereksiz saygı sizi kullanmalarına yol açar. Aptal olmaya gerek yok.
adam kalkıp mürted öldürülür, kadın recmedilir diye dolanan mezhepçi ibnenin tekiyse başkasının yaşam hakkına saygı duymayan bu ite saygı duyulmaz. dinini düzelt öyle gel denir.