Bağlılık, nesnesi ne olursa olsun kişinin başına her türlü felaketi açması bakımından kaçınılması gereken bir duygu. Bir kore filminde, "bağlanma, öldürme isteğini doğurur." repliği geçmişti. Bunun ne anlama geldiğini, kendimi ve çevremi gözlemlediğimde gördüm. Bağlılıkta, o şeyin yokluğundan veya o şeye gelebilecek zarar sonucu ortaya çıkan büyük bir nefret duygusu-öldürme isteği var. Bağlandığın şeyi seversin ve aynı zamanda ondan nefret edersin. Bağlandığın şeyi seversin, bu yüzden onu elinden almaya çalışan kişiden nefret edersin. Bunun yanında bağlanma duygusu insana acı da verir, bir şeye bağlanmanın tehlikesini düşünmesek bile onda bizi rahatsız eden şeyler vardır. Dolayısıyla bağlandığınız şeye duyduğumuz nefret de bundan gelir. Bağlandığın şeyin seni yaşatırken, aslında aynı zamanda öldüren bir şey olduğunu farkedemezsin ancak hissedersin.
Tüm bunların dahilinde bir şeylere bağımlı olmadan yaşayacağımız gerçeği de var. Suya, ekmeğe, oksijene bağımlıyız. Paraya, teknolojiye, birilerine bağımlıyız. Allaha, tanrıya, buddhaya bağımlıyız. Sevgiye bağımlıyız. Bağımlılık insan hayatında yaşamın devamlılığını simgeliyor gibi.
Edit: başlık bana kalmış.