Herkesin mutlu olup eğlenebileceği mekan. Çünkü orada her şey serbest. hiç kimse hiç kimseden izin almak zorunda değildir. içeriye istediğiniz zaman, istediğiniz şekilde girip istediğiniz kadar gürültü yapabilir, çılgınlar gibi eğlenebilir, sabaha kadar içebilir, canınızın her istediğini kimseye hesap vermeden yapabilir, kimseye hoşçakal demeden çekip gidebilirsiniz. ayrıca dağınıklığınızı da toplamanız gerekmez. Yaşasın dingo, yaşasın dingo’nun ahırı.
deyimin hikâyesinde bahsedilen dingo aslında oldukça iyi biri imiş… yine deyimde geçen ahır da dingo bey’in sahibi olduğu taksim’deki ahırmış. atlı tramvayların şişhane yokuşunu çıkmakta zorlanması, yorulan, hatta azapkapı’dan desteğe getirilen atların dingo bey’in ahırında sık sık dinlenmeye çekilmesi, daha doğrusu atların dingo’nun ahırına istediği gibi girip çıkması bu deyimi doğurmuş.
Elini kolunu sallaya sallaya girip çıkılan ahır olduğu rivayet edilir.
Bazen, yüreği de, dingonun ahırı sanan insan canlıları vardır ki, düşman başına!
An itibariyle Trt1de ki Kendi düşen ağlamaz programında sorulan sorudur. Dingonun ahırının istanbulun hangi semtinde olduğu sorulmuştur. Cevap taksimdir.
olayın bir boyutu da "dingo" lakaplı vatandaşın içmeye düşkün olduğundan sık sık ahırı başı boş bırakıp meyhaneye takılmasıymış. o yüzden zaten malum işlevi itibariyle hareketli olan ahırda kontrol de çok gevşek hale geldiğinden iş iyice çığrından çıkıyormuş. hatta yorgun atları değiştirmeye gelenler kısa süre önce gelmiş başka yorgun atları bile alıp gidebiliyormuş.
atlı tramvaylar zamanında, tramvaylar 2 atla çekilirken dik Şişhane yokuşunu çıkabilmek için azapkapı dan takviye at alarak yokuşu çıkabilirlermiş. Tramvay bu haliyle Taksim e kadar gelir, burada çıkartılan atlar, bu gün taksim alanının batı kısmındaki sular idaresi maksemi ile fransız konsolosluğu arasında bir ahırda bir süre dinlendirildikten sonra tramvaya bağlanmadan boş olarak azapkapı'ya götürülürlermiş.
taksim deki bu ahırı "dingo" adlı bir rum vatandaş işletirmiş. gün boyu bir sürü atın girip çıkmasından dolayı dilimize girmiş bir deyim.