ahırını merak ettiğim canlıdır.
(bkz: dingonun ahırı)
bir diğer benzer atasözü (bkz: it eniğini yitirse bulamaz)sanırım bu enik dingonun ahırında kaybolmaktadır ve yine sandığıma göre bu itin ve eniğinin cinsi dingodur.
avustralya çöllerinin fırsatçı avcılarındandır. hiçbir özel adaptasyonu yoktur, zira yakın geçmişte insanlar tarafından adaya getirilmiştir. zekası ve azmi sayesinde bu zorlu coğrafyada hızla üreyebilmiş ve hatta tehdit haline gelebilmiştir.
dingoların kıta'daki varlığı tartışmalı. dna kalıntıları, atalarının asyalı kurtlar olduğunu gösteriyor. az önce de yazdığım gibi, insan eliyle getirildiler. 3500 yıl ya da daha önce, asyalı gezginler tarafından getirildikleri düşünülüyor. gezginler kıta'dan ayrıldıkları zaman köpekleri arkada bıraktılar. sıkıntı da bu andan itibaren başladı.
avustralya'daki hayvanlar keseli etoburlarla karşılaşmıştı, ama daha önce böyle bir avcı görmediler. dingolar, yalnız başına ya da sürü halinde avlanabilen çok yönlü bir avcı. avı herkesin paylaştığı aile yapısı sayesinde, bütün bireylerin hayatta kalma şansı çok yüksek.
ilerleyen zamanlarda avrupalı yerleşimciler geldiğinde, yeni bir av kaynağına sahip oldular ve hemen uyum sağladılar. koyunları katleden dingolar, bu vakitten sonra felaketi yaşadılar. koyunları öldürülen insanlar, onları gördükleri yerde öldürdüler. ama bu da bir çözüm getirmedi, öldürmeyi bıraktılar. bunun yerine dingoları çok az insanın ayak bastığı topraklara sürdüler ve yaklaşık 5000 kilometre uzunluğunda çit inşa ederek, onları hapsettiler. bu çözüm, 20. yüzyılın başlarında düşünülmüş ve de hayata geçirilmiştir.
tutsak olan dingolar, eyre gölü'nün tuz beyazıyla ve büyük victoria çölü'nün demir kırmızısı topraklarında yaşamlarını sürdürmeyi başardılar. bu zorlu coğrafya bile onları durdurmaya yetmedi.
çok yönlü ve de zeki bir hayvan. kıta'da binlerce yıldır evrimleşen ve adaptasyon sağlayan onca hayvanın arasından sıyrılmış ve de oldukça başarılı bir avcı olduğunu ispatlamıştır. köpek familyasının belki de en tatlı eniklerine sahipler.
Atlı tramvay istanbul’da ilk kez 1872’de kullanıldı. Şişhane yokuşunda yorulan atlar Taksim’de dinlendirilirdi. Şişhane – Kurtuluş hattında kullanılan en işlek ahır Dingo’ya aitti. Kendisi kayıtları düzgün tutmamasıyla ve ahıra gelip gidenleri kontrol etmemesiyle nam salmıştı.
Sık sık başında bulunduğu ahırı meyhaneye giderken boş bırakan Dingo, ahırda olmayınca yorulan atları dinlendirmek için vagonlara at tedarik eden seyisler ahıra diledikleri gibi girip çıkar, yedeğe alınmış yorgun atlara yem verir ve yokuş tırmanacak atları vagonlara bağlamak için alırmış.
Bu durum o günden bu güne istanbullular arasında gireni çıkanı belli olmayan yer anlamında “Dingo’nun ahırı” deyimiyle kullanılmış… Karışıklık ve karmaşayı tarif eden deyim de dilimize o günlerde yerleşmeye başlamış.