kendinde olan şey: noumenon. *
kant'ın ''saf aklın eleştirisi'' kitabındaki felsefesinde: fenomenin ötesindeki bilinmeyen, tanınmayan gerçek anlamındadır.
aklın ölçülmesini, yargılanmasını ve eleştirilmesini olanaklı kılan us-üstü bir ölçüt ve bakış açısıdır.
bir insanın kendine belli bir uzaklıktan bakarak, düşünme, ifade etme yetisinin analizi
ve bunu
insanın ortak paydalarından biri olarak algılamak üzere gerçekleştirme felsefenin doğum noktasını işaret eder.
ahlakın ve ahlak politikasının en temel ilkelerinin, herhangi bir ilahi vahiye başvurmaksızın insan aklından nasıl türetebilineceğini gösterir.
kendinde şeyi anlamındadır. kant, şeylerin kendilerinin anlamlarını tam ve kesin olarak bilemeyeceğimizi, bilebileceğimiz tek şeyin şeylerin bize nasıl göründükleri olduğunu bu terimle anlatır. kant burada tam anlamıyla olmasada emprizm felsefesine katılır. ama kant'a göre insanın dünyayı algılaması için 2 koşul vardır. birincisi, bildiklerimizin deney ve gözlem sonucu oluştuğudur ve bu, bilginin maddesidir. ama bir taraftada insanın bilgileri öğrenmesi ve öğrendiği yeni olguları kendi içinde kavrayabilmesine sebep olan iç koşullar veya yasalar vardır ki bu yasayada nedensellik yasası der, bu da bilginin biçimidir.
(bkz: thing in itself)
(bkz: kendinde şey)
Kant nesnelerin bizim algılayışımız dışında sahip oldukları bu 'kendinde şey'i bizim bilemeyeceğimizi savunur. Ona göre şeyleri biz ancak görünümlerine (appearance) göre değerlendirebiliriz. Fenomenal dünyadan (görünenlerin dünyası) ancak uzam, zaman ve nedensellik çerçevesinde bahsedebiliriz. Bunların dışına çıkmak fenomenal dünyadan çıkmaktır.
Ayn, değişmeyen gerçeğin, değişen, değişmeye mecbur kalan zihin perdesinde aldığı şekle göre tanımlanır. Zihin sonuca ulaşma noktasında yüce akla erişene kadar çaresizdir. Gazali bu konuda nihai bilgiye kadar, bilgisizliğin hüküm süreceğini savunur.
islam anlayışı bu yönde meyil alır. Türk islam sentezi bunu geliştirerek bir ileri boyuta taşımış, gerçeğe giden izlerin gerçeğin parçası olacağını, yoksa batıl ve hakikatin takip edilemeyeceğini iddia eder.
Bidayeti platon'da bulunan nihayete bir türlü baliğ oldurulamamış bir müfredatın kant'taki tezahürüdür. Noumen ve fenomenin ayrımını, şeyin bizatihi kendisi ve zevahiri tefriki sanan kant elbette ki nietzsche ve fenomenologlar tarafından munfazih edilmiştir. Lakin nietzsche her ne değin bu felsefe açısından menfi halden agah olsa da bu kusrun doğru serimleyicisi ve musannifi olmaktan epey ıraktır. bundan mütevellit ayn'a müteallik aleyhte beyanların, akva ve azhar zatlardan ahz edilmesi ve bu zatlardan tecessüm edenlerinin edimi efdaldir. Marifet bedii sunmaktan ziyade, bes söz etmektir.