olmayan gerçeklik. 1800'lü yılların ikinci yarısından 1900 lerin son çeyreğine kadar böyle bir süreç işlemesine rağmen ondan sonra çark tersine dönmüş yeniden dine dönüş başlamıştır. sorgulayan insanlar artık bilimsel bilgiye yaklaşımın ne olması gerektiğini de sorgulamayı öğrenmişler dinsizlik temelli komünist devletlerinde yıkılmasıyla dine dönüş süreci ivme kazanmıştır. günümüzde batı da islam, budizm ya da kendi dinlerine yeniden dönüş gibi yadsınamayacak bir hareketlilik mevcut iken bizim gibi ülkelerde batıyı taklit etme ama geriden takip etme anlayışı bu konuda da sürmekte ve dine olan inancın kaybolduğu vehmi altı kuru rahat ateistlerin internet ve sosyal medya da seslerinin eskiye göre daha çok çıkmasından dolayı böyle sanal bir gerçeklik içerisinde inanmak istedikleridir.
dünya sınavının zorlaşmasınının neticesidir..dünya hayatında çeldirici seçenek sayısı bir hayli artmıştır..çünkü cennete herkes alınmayacak..sadece inananlar,amel edenler ve haramlardan sakınanlar alınacak..
dinde de mantık aranmaz..kuran,biyoloji yada fizik kitabı değildir..eğer allah(c.c) kesin olarak bilinmek isteseydi insanlara ayan beyan herşeyi açıklar yada meleklerini gönderirdi..ama bu şekilde olmasını uygun görüyor ve çeldirici seçenekleri de kendisi yaratıyor..
dinde mantık yoktur yani..inançtır..inanan kurtulacak,inanmayan da dünyada ''dine karşı öne sürdüğü bahanelerin hiçbirinden'' ahirette fayda göremeyecek ve helak olup gidecektir..
oluştuğu günden beri hızla değişen dünyada yüzyıllar önce körü körüne inanılan şeylere hala aynı şekilde inanılması saçmadır zaten. ama bazı insanların kendisine kurtuluş kapısı aradığı tartışılamaz bir gerçekken ortadan kaybolması beklenemez dinlerin.
başlangıçta korku hatta üzüntü ancak sonra korkunun yerini dingi(l)liğin aldığı hadisedir.
a: kazım abi dine karşı olan inancım yavaş yavaş azlıyor.
b: ne oldu da azaldı?
a: ne bileyim. sorguladım, araştırdım. başta biraz korktum hatta.
b: neden korktun?
a: onu da bilmiyom ama sonra bir dinginlik geldi.
b: dingillik olmasın o canım?
bir şey ifade etmeyen cümle. dine olan inancın yavaş yavaş arttığını düşünenlerdenim. ayrıca ne kadar soru sorarsan sor bakış açının dışına çıkarak yanıtlayamazsın. bu cümleye inanıp da ellerini ovuşturanlar fala sevinmesinler. dünya islama koşuyor. allah nurunu tamamlayacaktır. peygamberlere düzenbaz diyenlerin kendi düzenlerinin peşinde oldukları gerçeğini de hatırlatarak kafirler için yaşasın cehennem diyorum.
insan kendisine bile inanmazken, kendi içindeki birliğin bile farkındalığını kaybederken, kutsala olan inancın zayıflaması ne yazık ki doğaldır, insan bir olandan tamamen uzaklaşıp kendini diğerlerinden ayrı gördüğü sürece, kutsal olanı kalp gözü ile algılamanın yoksunluğu kaçınılmazdır.
genel bir tavır olarak düşünürsek haklılığı olmayan önermedir. bilakis bir çok eski ateist bile dine dönmeye başlamıştır. 19.yüzyılın ikinci yarısı ve 20.yüzyılın ilk üç çeyreğinde böyle bir durum revaçtaydı, fakat son dönemde din mesnuplarının taassuplarından hareketle dini algılama yerine dinin özüne ilgi duyan insanlar artmış ve bilim ile dinin ayrı iki bilgi alanı olduğu kanısı oturmuştur.
kişisel olarak düşünürsek; bilim ile din'in hala çatıştığını sanan, farklı alanlar olduğunun farkına varmayan; ya da sufli akıl yürütmelerle bir sonuca ulaşan insanların halidir. kaldı ki ben mutlak ateizme inanmıyorum, bir insan ömür boyu ateist olamaz zaman zaman gelgitler yaşayacaktır.
yalnız müslümanın imanı şöyle olmalıdır denir; dünyada inanan tek kişi kalsan bile inancını sonuna kadar savunmalısın.
allah, inancı kati bir şekilde görüp bilmekten üstün kıldı. sınav bunu da kapsamaktadır. sınavın hikmetini ise bize verilen cüz'i akıl ile çözemeyeceğimizi bilmeliyiz.
dinlerin çarptırılması ve kullanılması yüzünden dine olan inanç gittikçe azalıyor, kıyametin bir habercisi olabilir. zaten dünya öyle bir yer haline geldiki inandığınız dinin gereklerini yapmak gitikçe zorlaşıyor, dünyevi zevkler artıyor. çoğu kitabı araştırdım , kutsal kitapları inceledim ve hiçte inancımda bir eksiklik olmadı, tam tersi inandığım dine sıkı sıkı bağlandım. hiç kimsenin dediğine bakmayın, herkesin inancı kendinedir. kutsal kitaplardan başkalarının dediklerini değil, okuduğunuzda aklınızda oluşanları anlayın.
insanların artık doğruları görmeye başladığındandır eskiden insanlar her önüne gelen büyücüye şuna buna inanırlardı o zamanın peygamberlerinin bugünün fethullah gibi düzenbazlarından hiçbir farkı yok.
olaylara kendi zevki, dar görüşlülüğü, subjektif bakışı doğrultusunda bakan insanların yaşadığı durum. dinden bahsediyorsak- ki çoğunluğun müslüman ve yazarların da * islam'dan döndüğü bilindiğine göre islam üzerinden örnek vereceğim; size göre din nasıl olmalı? hiçbir hareketinizi sınırlamayan, hiçbir ibadeti zorunlu kılmayan, kafanıza göre yaşayacağınız bir din mi istiyorsunuz? eminim ki öylesinizdir. aslında eminim ki, içinizde gerçekten var olduğuna inananız var ama belli etmiyor. kendi zevkine göre * yaşarken aslında bunların günah olduğunu ve bunları yapmanın veya yapmaman sonucunda cezalandırılacağını bildiği için isyan ediyor sadece. başka deliller arıyor allah'ı görmememek adına. yaptığının mantıklı olduğuna deliller arıyor sürekli. bu yüzdendir ki evrimin, - ki size göre var olmamızın nedeni, üstelik bunu yalanlayan fosillerin bulunmasına karşın- gerçekleşme imkanı olmayan bir kavramın, her detayını inceleyip durursunuz. görmeyi değil, görmemeyi tercih ediyorsunuz aslında. şu an inanmamanın verdiği geniş sınırlarınız var, inanmayı gerektirecek bir şey de yaşamadınız, bu yüzden şimdilik bu kadar rahatsınız. ayrıca kim kalkıp 5 vakit namaz kılacak; kim bir ay oruç tutup sabahtan akşama kadar aç kalacak; içki içip kafasını güzel yapmayacak; her gördüğü karı kıza karşı şehvetini dizginleyecek, değil mi? zor iş, pek doğrusu. gerçi günümüzde artık dinsizlerle inananlar arasındaki çizgi de giderek kayboluyor, ne siyah ne beyaz, sadece gri bir çizgi bu.
-Sizi karada ve denizde gezdirip dolaştıran O'dur. Hatta gemilerde bulunduğunuz ve o gemiler, içindekilerle beraber hoş bir esinti ile akıp gittikleri ve tam keyiflendikleri sırada o gemilere şiddetli bir fırtına gelir çatar ve her taraftan onlara dalgalar gelmeye başlar. Bütünüyle kuşatılıp artık bittiklerini sanırlar. işte o vakit tam ihlas ile Allah'a yalvarır ve dindar olurlar: ''Eğer bizi buradan kurtarırsan, andolsun ki, şükredenlerden olacağız.''derler. /10:22
dinsiz kefere sıçmasıdır.zaten hiç olmayan inancın olduğunu sanıp sonra gittiğini farzetmektir.dinin ilk şartı akıllı olmaktır.akıllı olmayan inanamaz zaten.ateistlerin neden inanmadığının sebebi akıldır zaten.olsa inanırlardı.
okuyun. hertürlü dini, felsefi kitapları gözden geçirin, analizini kendiniz yapın. daha sonra aklınıza yatanı seçin ya da çekimser kalın. (bkz: okuyup araştırdıktan sonra hala bi inancın kalması zor)
kulaktan dolma bilgilerle, yeni neslin "cool" olma çabası ile girdiği "inanmıyorum ben aabi yaaa" tarzı söylemler gerçek değildir. inanın yada inanmayın ama kendinizden emin olun. inanıyorsanızda gereklerini yapın.
genel olarak inananların her türlü görevini tam olarak yerine getirmediğini düşünürsek zaten...
birşey yapılıyorsa tam yapılmalı ya da hiç yapılmamalı.