soru soran, merak eden, sorgulayan, araştıran, okuyan her insanın içine düştüğü durumdur. başlangıçta korkutur hatta üzer bile ancak sonra korkunun yerini dinginlik ve ferahlık alır "özgür düşüncenin" ferahlığı. binlerce yıldır insanoğlunun peşinden sürüklendiği hikayelerin yerini gerçekler alır.
korkmayın, soru sorun, üzerine gidin. tek söyleyeceğim budur...
Toplumda müslümanığın amacından uzak ve kişilere göre farklılaştırılarak yaşanılmasıya oluşan durumdur.
zaman zaman bende bu duyguyu yaşarım , nitekim inandığım dinin kitabında taşlayarak insan öldürme olmamalıdır.
ahlak kavramının dine muhtaç olmadığını anladığımız içindir. nitekim dindarların ahlaksızlığına $ahit olduktan sonra, insan etrafta ateist olsun hümanist olsun tarzı arkada$lıklar arar oldu...
boşu boşuna inanılıp kaybedilen yıllar, okuyup araştırmanın sorgulamanın sonucunda, bir bakmışsın ki aslında kendi kendini kandırmışlığın farkına varılması ve sonucunda din denilen kandırmacanın! ne kadar tehlikeli ve ilkel birşey olduğunu anlayıp o rahatlama ferahlık gelir dine olan inanç biter.
asıl olay insanın kendi kalıplarını aşmasıdır bence. Bir kere kalıplar yok sayıldığında ve bunun verdiği rahat yaşam ve rahat yaşamın getirdiği yığınla problemle savaşmak göze alındığında bir daha eskisi gibi olamıyor insan. elbette ki inanışın kaybolması ve inanmaya devam ederken inanışın gerektirdiklerini yerine getirmemek de farklı şeylerdir, bunun da bilincinde ve ayırdında olmak gerekir. kabul edelim, çoğu davranışımızı ihtiyaçlarımız şekillendiriyor; aşkın, sevginin ve tutkunun el attıkları hariç...
okuyun. hertürlü dini, felsefi kitapları gözden geçirin, analizini kendiniz yapın. daha sonra aklınıza yatanı seçin ya da çekimser kalın. (bkz: okuyup araştırdıktan sonra hala bi inancın kalması zor)
kulaktan dolma bilgilerle, yeni neslin "cool" olma çabası ile girdiği "inanmıyorum ben aabi yaaa" tarzı söylemler gerçek değildir. inanın yada inanmayın ama kendinizden emin olun. inanıyorsanızda gereklerini yapın.
genel olarak inananların her türlü görevini tam olarak yerine getirmediğini düşünürsek zaten...
birşey yapılıyorsa tam yapılmalı ya da hiç yapılmamalı.
dinsiz kefere sıçmasıdır.zaten hiç olmayan inancın olduğunu sanıp sonra gittiğini farzetmektir.dinin ilk şartı akıllı olmaktır.akıllı olmayan inanamaz zaten.ateistlerin neden inanmadığının sebebi akıldır zaten.olsa inanırlardı.
olaylara kendi zevki, dar görüşlülüğü, subjektif bakışı doğrultusunda bakan insanların yaşadığı durum. dinden bahsediyorsak- ki çoğunluğun müslüman ve yazarların da * islam'dan döndüğü bilindiğine göre islam üzerinden örnek vereceğim; size göre din nasıl olmalı? hiçbir hareketinizi sınırlamayan, hiçbir ibadeti zorunlu kılmayan, kafanıza göre yaşayacağınız bir din mi istiyorsunuz? eminim ki öylesinizdir. aslında eminim ki, içinizde gerçekten var olduğuna inananız var ama belli etmiyor. kendi zevkine göre * yaşarken aslında bunların günah olduğunu ve bunları yapmanın veya yapmaman sonucunda cezalandırılacağını bildiği için isyan ediyor sadece. başka deliller arıyor allah'ı görmememek adına. yaptığının mantıklı olduğuna deliller arıyor sürekli. bu yüzdendir ki evrimin, - ki size göre var olmamızın nedeni, üstelik bunu yalanlayan fosillerin bulunmasına karşın- gerçekleşme imkanı olmayan bir kavramın, her detayını inceleyip durursunuz. görmeyi değil, görmemeyi tercih ediyorsunuz aslında. şu an inanmamanın verdiği geniş sınırlarınız var, inanmayı gerektirecek bir şey de yaşamadınız, bu yüzden şimdilik bu kadar rahatsınız. ayrıca kim kalkıp 5 vakit namaz kılacak; kim bir ay oruç tutup sabahtan akşama kadar aç kalacak; içki içip kafasını güzel yapmayacak; her gördüğü karı kıza karşı şehvetini dizginleyecek, değil mi? zor iş, pek doğrusu. gerçi günümüzde artık dinsizlerle inananlar arasındaki çizgi de giderek kayboluyor, ne siyah ne beyaz, sadece gri bir çizgi bu.
-Sizi karada ve denizde gezdirip dolaştıran O'dur. Hatta gemilerde bulunduğunuz ve o gemiler, içindekilerle beraber hoş bir esinti ile akıp gittikleri ve tam keyiflendikleri sırada o gemilere şiddetli bir fırtına gelir çatar ve her taraftan onlara dalgalar gelmeye başlar. Bütünüyle kuşatılıp artık bittiklerini sanırlar. işte o vakit tam ihlas ile Allah'a yalvarır ve dindar olurlar: ''Eğer bizi buradan kurtarırsan, andolsun ki, şükredenlerden olacağız.''derler. /10:22
insanların artık doğruları görmeye başladığındandır eskiden insanlar her önüne gelen büyücüye şuna buna inanırlardı o zamanın peygamberlerinin bugünün fethullah gibi düzenbazlarından hiçbir farkı yok.
dinlerin çarptırılması ve kullanılması yüzünden dine olan inanç gittikçe azalıyor, kıyametin bir habercisi olabilir. zaten dünya öyle bir yer haline geldiki inandığınız dinin gereklerini yapmak gitikçe zorlaşıyor, dünyevi zevkler artıyor. çoğu kitabı araştırdım , kutsal kitapları inceledim ve hiçte inancımda bir eksiklik olmadı, tam tersi inandığım dine sıkı sıkı bağlandım. hiç kimsenin dediğine bakmayın, herkesin inancı kendinedir. kutsal kitaplardan başkalarının dediklerini değil, okuduğunuzda aklınızda oluşanları anlayın.
genel bir tavır olarak düşünürsek haklılığı olmayan önermedir. bilakis bir çok eski ateist bile dine dönmeye başlamıştır. 19.yüzyılın ikinci yarısı ve 20.yüzyılın ilk üç çeyreğinde böyle bir durum revaçtaydı, fakat son dönemde din mesnuplarının taassuplarından hareketle dini algılama yerine dinin özüne ilgi duyan insanlar artmış ve bilim ile dinin ayrı iki bilgi alanı olduğu kanısı oturmuştur.
kişisel olarak düşünürsek; bilim ile din'in hala çatıştığını sanan, farklı alanlar olduğunun farkına varmayan; ya da sufli akıl yürütmelerle bir sonuca ulaşan insanların halidir. kaldı ki ben mutlak ateizme inanmıyorum, bir insan ömür boyu ateist olamaz zaman zaman gelgitler yaşayacaktır.
yalnız müslümanın imanı şöyle olmalıdır denir; dünyada inanan tek kişi kalsan bile inancını sonuna kadar savunmalısın.
allah, inancı kati bir şekilde görüp bilmekten üstün kıldı. sınav bunu da kapsamaktadır. sınavın hikmetini ise bize verilen cüz'i akıl ile çözemeyeceğimizi bilmeliyiz.
insan kendisine bile inanmazken, kendi içindeki birliğin bile farkındalığını kaybederken, kutsala olan inancın zayıflaması ne yazık ki doğaldır, insan bir olandan tamamen uzaklaşıp kendini diğerlerinden ayrı gördüğü sürece, kutsal olanı kalp gözü ile algılamanın yoksunluğu kaçınılmazdır.
bir şey ifade etmeyen cümle. dine olan inancın yavaş yavaş arttığını düşünenlerdenim. ayrıca ne kadar soru sorarsan sor bakış açının dışına çıkarak yanıtlayamazsın. bu cümleye inanıp da ellerini ovuşturanlar fala sevinmesinler. dünya islama koşuyor. allah nurunu tamamlayacaktır. peygamberlere düzenbaz diyenlerin kendi düzenlerinin peşinde oldukları gerçeğini de hatırlatarak kafirler için yaşasın cehennem diyorum.