dine karşı din

entry7 galeri0
    1.
  1. ali şeriati'nin yayınlandığı tarihte hadef tahtası haline gelmesine neden olan kitabı.
    4 ...
  2. 2.
  3. gerçek islam'ı daha doğrusu adı her ne ise tanrı'nın yolladığı gerçek dini anlamak için okunması gereken bir kitap.
    3 ...
  4. 3.
  5. allah'ın dini ile insanların yarattığı sosyolojik şirk dinlerinin uzlaşmaz bir çelişki halinde olduklarını, allah'ın dininin düşmanının tarihin her dönemimde uydurulan din olduğunu sosyolojik ve teolojik bilgilerle açıklayan mükemmel bir ali şeriati kitabı. kendisinin de dediği gibi bizi rahatsız etmeye gelmiş bu adam.

    --spoiler--
    1-dinler tarihinde görüldüğü gibi şirk dininin, kendine mahsus bir hareket çizgisi vardır. bu hareket, totem, tabu, mana, grup tanrısı, çok tanrıcılık ve ruhlara tapınma şeklinde bir seyir çizmiştir. dinler tarihindeki bu şirk dinleri, aslında şirk dininin farklı tezahür biçimleridir.

    2-şirk dininin en tehlikeli, en sinsi olan ve insana ve hakikate en çok zarar veren şekli gizli şirktir. bu, tevhid perdesi altında gizlenen şirk biçimidir. tevhid peygamberleri şirke karşı çıktığı sürece şirk dini de onlara karşı çıkmıştır. ne zaman ki peygamberler, muzaffer olmuşlar ve şirk dinine diz çöktürmüşlerse, şirk dini, tevhid dininin takipçileri arasında gizli bir şekilde varlığını sürdürmeye devam etmiştir. mesela musa"ya (a.s) ve onun davasına karşı çıkan bel"am-i ba"ur, musevî din adamları olan hahamlar ve isa"yı (a.s) öldürmeye teşebbüs eden ferisiler kılığında ortaya çıkıp iş yapmıştır.

    isa'yı (a.s) öldürmek isteyen, ona karşı çıkan ve putperest rum kayseri ile el ele, omuz omuza, tevhide karşı mücadele eden güruhun içinde, musa"ya (a.s) inananların takipçisi olan kimseler de vardı. bel"am-i ba"ur ve sâmirî, musa"nın (a.s) getirdiği dinin kisvesi altında sahneye çıkmışlardır. orta çağdaki hıristiyan keşişlerin, sevgi, dostluk, vefa ve sabır dini olan hıristiyanlık ve barış ve affın timsali olan isa (a.s) adına işledikleri cinayetleri, moğollar rüyalarında bile işlememişlerdir. peki, bunlar isa"nın (a.s) izleyicileri ve havarîleri miydiler, yoksa şirk dininin mensupları mıydılar? aynı ferisiler, bu sefer keşişler kılığında sahnedeydiler, musa"nın dinini şirk ile öldürmek istediler ve bunu başardılar da.

    hal böyle olunca 19. yüzyılda din hakkında söylenen şu sözün doğruluğunda hiçbir şüphe yoktur: “din, insanların, ölümden sonraki hayat ümidiyle bu dünyadaki fakirlik ve mahrumiyete karşı tahammül edebilmeleri ve yaşadıkları her sıkıntının ve kendilerine sunulan her durumun tanrının iradesi ile olduğuna, dolayısıyla da bu durumu değiştirmelerinin mümkün olmadığına inanmaları için bir afyondur.” yine 18 ve 19. yüzyıldaki bilginlerin söylediği şu sözler de doğrudur:

    “din, insanların, bilimsel gerçekler konusundaki cehaletlerinden doğmuştur.”

    “din, insanların mevhum korkularının ürünüdür.”

    “din, feodal yapıdaki ayrımcılık, sermayedarlık ve fakirlik sonucu ortaya çıkmıştır.”

    peki, bu hangi dindir? bu din, gizli kalmayan hemen tümüyle tarihe geçmiş olan şirk dinidir. bu din, kimi zaman tevhid, musevilik, isevîlik adlarını kullandığı gibi hilafet, abbasîlik ve ehl-i beyt adlarını da kullanmıştır. aslında bunlar, tevhid, cihad ve kur"an kisvesi altındaki şirk dinleridir. üstüne üstlük bu dinlerin mensupları, kur"an"ı mızraklarının ucuna takmak suretiyle bu konuda önde görünmekten de geri durmamışlar.

    kur"an"ı mızrağının ucuna takıp sokağa çıkanlar, lât ve uzzâ için hz. peygambere karşı çıkan kureyşliler değildi. zira onlar, durumlarını o dönemde açıkça ortaya koyamıyorlardı. bunun için mızraklarının ucuna kur"an"ı takarak dâhilde ali, dolayısıyla da allah ve muhammed (s) ile savaşıyorlardı. halife, cihada ve hacca gidip peygamber (s) ve onun ailesi adına kur"an esasına dayalı islâm devletini yönetirken aslında şirk dinini yönetiyordu.
    --spoiler--

    detaylı olarak okumak isteyenler için link şudur.
    http://www.tevhidhaber.com/news_detail.php?id=12313
    5 ...
  6. 4.
  7. dördüncü baskısındaki arka kapağında şu alıntının olduğu nicelik olarak ufak nitelik olarak devasa eserdir.

    --spoiler--
    insan fıtratındaki tapınma arzusu, Tevhid dini ve evrende hakim olan kudretin tanınması vesilesiyle bütün beşeriyetin, halkların, sosyal sınıfların, ailelerin ve fertlerin birliğine dönüşür ve bunun neticesinde hukuk birliğinin, değer ve onur birliğinin ortaya çıkmasına sebep olur.

    Diğer tarafta ise söz konusu dini duygu, şirk şeklinde tarih sahnesine çıkar. Şirk, her dönemde farklı bir şekilde ortaya çıkar ve Tevhid dininin karşısına büyük, dirençli ve saldırgan bir güç ortaya çıkarır.

    Burada, her Tevhid dinin karşısına bütün güçleri tek tek açıklama imkanı yoksa da, en azından büyük peygamberlerin yaşam hikayelerine göz atabiliriz. Bu durumda da, şirk dinini inceleme imkanını elde etmiş oluruz.

    Şirk dini tarihte iki şekilde devam etmiştir. Daha önce değindiğim gibi şirk dininin amacı, statükoyu savunmak ve muhafaza etmektir. Tarih boyunca insanların asil olan-olmayan, edendi-köle, sömüren-sömürülen, yöneten-yönetilen ve özgür-tutsak şekilde iki kısma ayrıldığını görüyoruz. bunların bir kısmı yiyecek, içecek, altın ve soy sop sahibi iken, diğerleri herhangi bir şeye sahip değildir. Daima bir millet diğer milletlere egemen olmuş, bir sınıf diğer sınıfa tercih edilmiş ve bir aile diğer ailelere üstün tutulmuştur. Bu durum, statükonun muhafaza edilmesi ve savunulması sonucunu doğurmuştur. Bunun için de her bölgeye ait bir tanrı olmalıdır ki, her ırk ve her hanedan varlığını sürdürebilesin, anlayışı ortaya çıkmıştır.
    --spoiler--
    3 ...
  8. 5.
  9. şiiliği, safevi şialığı mantığına oranla daha saf ve temiz bir biçimde açıklarken hatta bu tevillerine siyasi taklalar attırarak safevi şiilerinin kur'an'a yaptıklarını tarihe ve tarihi kişiliklerin misyonları zorlaya zorlaya yükleyerek imamet mevzusunu açıklamaya kendince ispatlamaya çalışan ali şeriati'nin bu kitapta mürcie hakkında yazdıklarının ciddiye alınacak hiçbir tarafı yoktur. şeriati bir din sosyoloğu olarak çoğu zaman kaynak gösterdiğim biridir, ancak her aciz kul gibi o da mezhebi, milli taasuplarının esiri olmaktan bazı durumlarda kurtulamamıştır. mürcie hakkında dine karşı din kitabında yazdıkları şudur;

    --spoiler--
    Mesela Mürcie mezhebine bakın; bu mezhep, islâm toplumundaki günahkâr ve suçluların, bu durumlarından sorumlu olmadıklarını iddia etmektedir. Mürcie'nin görüşü şudur:Allah mahşerde, Ali ve Muaviye"nin hesabını görmek için terazi kurar. Bu şu demektir: Allah hesaplarını göreceğine göre, Ali ve Muaviye hakkında bir şey söylemek sana düşmez; sen, neyin doğru neyin yanlış olduğuyla ilgilenmeden hayatını yaşamaya bak!
    --spoiler--

    ilk cümlesi olan,

    --spoiler--
    bu mezhep, islâm toplumundaki günahkâr ve suçluların, bu durumlarından sorumlu olmadıklarını iddia etmektedir.
    --spoiler--

    tamamıyla rafızi karalamasından ibarettir. ali şeriati mürcie'yi hiç araştırmadı mı yoksa işine mi gelmedi buna çok anlam veremedim. bilindik en eski mürcie'ye ait eser olan KiTABÜ'L iRCA'yı okumuş olsaydı şayet, artık hangi mantığa göre bu şekilde yorumladığı mürcie'de böyle bir görüşün hakim olmadığını tersine günahların imani umdeleri öldürmeyeceğini, günahın bireyselliği konusunu işlediklerini, siyasi mülahazalar ile (kitaplarında şiiliği allandıra ballandıra anlatmak için siyasi taklalar atarak ali şeriati'nin yaptığı gibi yani) islam toplumunun kutuplaşmaması gerektiğini, kişilerin siyasi tutumlarının sonuçlarının hesabını görecek olanın allah olduğu, bundan dolayı islam toplumunda farklı kutuplar yaratma eğilimin yanlış olacağı fikrini işlemiştir kitab'ul irca. ayrıca kitabu'l irca adlı eseri hz.ali'nin fatıma'dan olmayan oğlu muhammed bin hanefiyye'nin olan hasan bin muhammed kaleme almıştır. yani ali'nin kendi sülbünden biri. ced soy olayını pek sever kendileri ve mensup olduğu halk. bir şeyler ifade etmeli ali şeriati için en azından din sosyoloğu sanını taşıyan biri için etmeliydi.

    ayrıca alıntılama yaptığımız yazının devamı da ali şeriati'nin allandırıp pullandırdığı ve safevi şiiliğinin karşısına koyduğu şiiliğin tezahürlerinden bir kısmını ortaya koyuyor. dedim ya, ya hiç mürcie'yi araştırmadı ezbere yazdı bunları ya da başka bir şey var işin içinde. mürcie kimin kime haksızlık yaptığından sana ne hayatını yaşamaya bak demez, sadece kutuplaşmalarla tekfircilikle islam toplumunun bir yere varamayacağını söyler. bunu söylemekle zulme sessiz kalmış olmuyor mürcie; ayrıca islam aleminin bugününü kurtaracak tek yol mürcie ve maturidiliktir bunu da ekleyeyim.

    genel olarak eserlerinden sıkça yararlandığım ve din olgusu konusunda eserlerinden alıntılamalar yaptığım şeriati'nin bu eseri muhteşem ötesi olmakla birlikte, kitaplarının bazılarında ve burada olduğu şekli ile kendi kafasına göre bir şiilik kendi kafasına göre bir ali portresi çiziyor olması, eleştirdiği safevi şiiliğinin buveyhi şiiliğinin belki de iranlı olmanın tesirinden kurtulamamasından ileri geldiği çok açıktır. çünkü bazı durumlarda şeriati'nin yazdıklarının inanın ilmi hiçbir değeri yoktur, siyasi ıkınmalardan başka.

    edit: okumak isteyenler için, bir kaynak, http://www.islamkutuphane...itap/online/dinekarsidin/
    0 ...
  10. 6.
  11. Ali şeriati özetle islam tarihi boyunca savaşılanın dinsizlik değil din olduğunu anlatıyor. Ama bu din Allahın indirdiği gerçek din değil insanların çıkarları için kullandığı din. Hatta kazananın da hemen her zaman işte bu insanların yarattığı sahte din olduğunu söylüyor.

    Şeriati Onyedi, onsekiz ve ondokuzuncu yüzyıllarda avrupalı alimlerin din toplumların afyonudur sözünün doğru olduğunu söyleyerek beni şaşırttı. Ama devamında neden böyle söylediğini açıkladığında ona hak verdim. Şeriati diyorki toplumda ezilen, yoksulluk çeken, çile çeken insanlara sizin bu haliniz Allahın iradesi ile oluyor. Demekki kaderiniz böyle. Buna karşı bir şey yapamazsınız. Allahın takdirine karşı çıkamazsınız. Zaten cennette bu dünyada çektiklerinizin karşılığını misli ile alacaksınız diyorlar. Peki bunu diyenler kimler? Hepimizin tanıdığı, her gün TV lerde izlediği o insanlar. Toplumun sırtına basıp iktidarın keyfini sürenler. Cahil halkı Allah ile aldatıp, din ile kandırıp, onlar yokluk ve çaresizlik içindeyken kendileri sefa sürenler.

    Bir düşünün bakalım ey ezilmiş, kandırılmış, yoksul kalmış kardeşlerim neden bizi kandıranlar zevkü sefa içinde, dünyanın bütün nimetlerini har vurup harman savururken biz halimize şükretmekle yetiniyoruz.

    Halimize ancak şu durumda şükretmeyi kabul edebilirim ben. Herkes çalıştığı kadarının karşılığını alıyor, kimsenin hakkı kimseye geçmiyorsa ve yoksulluk gibi zenginlikte paylaşılıyorsa ama buna rağmen elimizde olan yetmiyorsa işte o zaman şükrederim. Aksi halde bizi kandıranların oyununa gelmiş oluruz.

    Kısacası kesinlikle okunması gereken bir eser.
    2 ...
  12. 7.
  13. -dine karşı dincilere-
    "Biz Türkler de dahil hiç kimse kapitalizmin düşünülen en mücerret haliyle bile Türk düşmanlığıyla ayakta durduğunu anlayabilmiş değil. Kafasına geçirdiği beysbol(baseball) kasketiyle mücahit havası atma hevesine kapılanlardan kimin ne beklediği ise yutulmuş bir hakaretin(mel'anetin) bayrağını dalgalandırıyor?"
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük