evrim teorisini savunanlar maymundan geldiğimize inanmaz. genetik hakkında bilgiye sahip değilken darwin fenotip üzerinden genetik açıklamalar yapmaya çalışmış ve maymun muhabebeti de bu yüzden sıçmıştır. evrimin varolduğunu mutasyonlar ve bunun gelecek nesillere aktarılıyor oluşu ortaya koyar. bunu bilim reddetmez. din de reddetmez. hem evrime hem de bir tanrının varlığına inanan insanlar da oldukça fazladır, bir insanın evrime inanıyor oluşu onun tinsel inancının olmadığını göstermez.
iyi de bu başlıktaki önermeler birbirleriyle çelişen değil birbirlerini destekleyen görüşler.
Evrimin bilimsel olarak kanıtlanmadığını kim söylüyor pardon... Harun Yahya'dan mı aldınız bu görüşü...
Evrime inanmak ya da inanmamak bir dine inanmak gibi değil üstelik. Evrim, Allah'ın varlığının ispatı gibi.
Onun bir şeyi isterse nereden alıp nereye koyabildiğinin ispatı.
Ama dünya üzerinde kafayı din ile bozmuş insanlar dünyanın 6 günde yaratıldığına, Allah'ın her canlıya "ol" dediği anda o canlının varolduğunu düşünüyorlar.
Aslında öyle...
insanların kafasının basmadığı öncesi ve sonrası olmayan bir varlıkla kendi zavallı aciz ömürlerini kıyaslamaları.
Bizim için bir şeyin "ol" denilince olması bir saniyelik bir olaydır ya bunu Tanrı için de aynı sayıyoruz.
Ve kafamda en çok işlemekten korktuğum günah da budur. Allah'ı insanlaştırmak...
Bugün çevremizde gördüğümüz herşey belli kanunlar çevresinde varoluyor.
Tüm varlığımızı borçlu olduğumuz en önemli kanun "Kütle Çekim KAnunu" dur.
Atomlardan oluşuyoruz. Bu trilyonlarca atom bir araya gelince bedenimiz oluşuyor.
Ama etrafımızda gördüğümüz canlı ya cansız herşey için bu geçerli.
Çevrenizde gördüğünüz herşey sizin de yapıtaşlarınızı oluşturan trilyonlarca parçacıktan oluşuyor.
Ve bir tavuğun, bir insanın, bir taşın, bir ağacın hücrelerinin ya da kendisinin yaşı kaç olursa olsun
atomlarının yaşı aynı
Hepimizin ve herşeyin atomları aynı yaşta: 13 milyar!
Bu bilimsel olarak da ispatlanmıştır.
Biliyoruz ki atomlar yaşlanmıyor, bozulmuyor...
Bütünlükleri bozulabiliyor ama tamamen yok olmuyorlar.
Yani ölünce etimizi oluşturan atomlar suyun buharlaşması ile toprağa, havaya karışıyor.
Ama yok olmuyorlar... Başka bir şeyin ya da başka bir kimsenin bir parçası oluyorlar.
Dünya bir gezegen... içtiğimiz su, yağan yağmur,denizler...
Bunlar milyarlarca yıldır şekil değiştirerek dünya üzerinde dolanıyorlar.
Su dolaşım halinde...
Ve hiç düşündünüz mü bardağa koyup içtiğiniz su milyarlarca yıl boyunca ne aşamalardan geçti kimdi...
Belki bir çiçeğin içindeydi, belki de bir dinazorun...
Ve bir süre sonra sizin içinizden de çıkıp dolaşımına devam edecek...
Bu herşey için böyle...
Soluduğumuz havada olduğu gibi...
Demem o ki bütün bu düzeni kuran bir güç var: Allah, Tanrı,Rab ne derseniz deyin.
Eğer onun koyduğu bu biricik "kütle çekim kanunu" olmasaydı atomlar birbirlerini çekmeyecekti.
Yani tüm herşey atom boyutunda olacaktı.
Herşey toz halinde...
Parçacıklar birbirleriyle çarpışmadığı, birbirini çekmediği için hiç bir şey var olmayacaktı...
Tek bir kanun her şeyin varolmasını sağladığı.
Bence bilim Allah'ın varlığını tüm herşeyden daha fazla kanıtlıyor.
Görmesini bilen gözlere.
Demem o ki tüm evren o akılalmaz büyüklüğü ile onun emrinde...
yıldızlar doğuyor, büyüyor, patlıyor, birbirleri etrafında dönüyor,sistemler oluşturuyorlar...
Uçsuz bucaksız bir uzay...
Ve sonra evrimi mi sorguluyoruz. Herşey bir değişim halinde.
Bebek olarak doğuyoruz ama o şekilde devam etmiyor yaşantımız.
Herşeyimiz değişiyor... Sesimiz, boyumuz, kemiklerimiz.
O da bir kanun çerçevesinde oluyor. Asla boyumuz sonsuza dek uzamıyor,
sağ ve sol kollarımız aynı oranda gelişiyorlar.
Bunu yapabilen bir gücün milyonlarca yıl boyunca at büyüklüğündeki bir hayvanı fil haline sokmasına neden şaşırıyoruz.
2-3 gram ağırlığındaki bir tohumdan 8.000 tonluk sekoya ağacına dönüşüm aynı derecede mucizevi değil mi?
tamam dine inanmayabilirsiniz ama etrafta bu kadar maymuna giden insan varken evrime nasıl inanabiliyorsunuz? maymunların bize benzemesi lazım, bizim maymunlara değil.
evrim kuramına inanmayıp tek bir insandan en az dört değişik insan ırkı (siyah, beyaz, sarı, kırmızı-çikolata) türediğine inanmak gibisinden bir eylem. bunun geçerli olmasının tek yolunun evrim olması da kanımca ironinin allahıdır.
şöyle bir yanlış anlaşılma vardır ki evrim teorisi bir inanç değildir. materyalizm inançtır ki o da inançsızlık gibi bir şeydir. gerçek inananlar müslümandırlar efendim. zira materyalistler için dünya yok olur gider. müslümanlar için ise sonsuz bir hayat, ahiret hayatı olacaktır.
(bkz: kuran'ı kerim okumak)
evrim teorisi bugün defalarca çürütülmüştür.
eğer evrimden kastımız, darwin evrimiyse tabii ki. yoksa bir bardak suyun, yıllardan yıllara değişim içerisinde olması değil.
ama darwin'in ortaya attığı bu teoriye kendisi bile inanmazken, bizim inanmamız...
ayrıca, bir insanın maymundan gelmesi için, veya şöyle diyelim, maymunun insana dönüşmesi için bir şeyler gerekli. bunlar maymunlar salak mı, durup dururken nasıl ve niçin insana dönüşüyorlar? çevre koşulları demeyin sakın, bu çok saçma çünkü.
hala evrimleşmemiş maymunların da neden evrimleşmediğini sorun bakalım kendinize.
üstelik bunda illa ki bir zaman farkının olması lazım. yani mesela biz şuan maymundan gelmiş bir insansak, çevremizde hala insana dönüşmekte olan maymunlar olmalıydı.
oysaki çok basit bir açıklaması var, insanlar primatlar grubuna aittir, maymunlar da. bu kadar işte. o yüzden benziyoruz.
ateistlerin evrim teorisini bir çıkış olarak görmelerinden kaynaklanır.siz evrimi ne kadar çürütürseniz çürütün ne kadar geçersiz bir teori oldugunu söylerseniz söyleyin ateistler yine sizi takmazlar çünki evrimi reddetmek bir dine inanmayı gerektirir.ateistler için evrim bir kaçıştır.
bazen anlamakta zorlanıyorum evrim teorisini diretenleri. empati kurmaya çalışıyorum ama olmuyor bir türlü eğer gerçekten öyle olsaydı ne kadarda boş imiş her şey diye düşünmeden edemiyorum. yani bir insanın ömrü ortalama 63 sene, senin de bu kadar yaşadığını farz edersek hayatın boyunca çile çekecek kimi zaman gülecek kimi zaman ağlayacaksın. bir rüya gibi geçecek yıllar. sonra bir bakmışsın ölmüşsün ve herşey bitmiş. hiçbir şey kalmamış seninle ilgili. bir de bunlar cesetlerinin yakılmasını isterler. neymiş yoksa yılanlar böcekler yermiş seni toprağın altında. bunu hak etmiyormuş. ilginç bir istek topraktan gelen biri için...eğer gerçekten böyle olsaydı hiç yaşanalacağı olmazdı ki dünyanın. o kadar yaşa çabala hayatta kal sonrada böcekler yesinler seni bu mudur yani. bu kadar düzen yeryüzü ay güneş hepsi bunun için mi vardır?
işin anlamadığım bir de kimyasal yönü var yani insan metabolizması şu zamana kadar hala çözülememişken nasıl olur da bir insan beyni bunun tesadüfi olduğunu söyleyebilir? yada doğum mesela açıklasınlar merak ediyorum o spermlerden nasıl oluyor o çocuk ha şimdi bana anlatmayın sakın spermin yumurtayı döllemesi diye kandırmayalım kendimizi. bu tür insanlar bir de böyle ''cool'' havalarda geziyorlar ilginçtir anlamadığım bir olay yani daha mı güzel hissettiriyor nedir bilmiyorum...
evrim teorisi bugüne kadar hiçbir bilimsel bulgu veya deney tarafından doğrulanamamıstır. ancak çoğu insan bugün bunu bilimsel bir gerçek sanır. bugün biyoloji, mikrobiyoloji, genetik, biyokimya gibi bilim dalları canlılığın hiçbir şekilde tesadüfler veya doğa olayları şeklinde meydana gelemeyeceğini kanıtlamıştır. tek bir hücrenin kompleks tasarımı bile canlılığın Allah tarafından yaratılmış olduğunu açıkça göstermektedir.