bunu yapan kişi, dini filmleri çok seyrettiğinden, oradaki figüranlar gibi gavuru imana getireceği düşüncesiyle yapar. Ama gerçek hayatta pekte umulduğu gibi gitmez işler. Şansı varsa acemi bi gavura dek gelir. yoksa gavur bu figüranıda dinden imandan edebilir.
Din, tamamen inanç temeli üzerine oturduğundan aslında göründüğü kadar mantıksız olmayan fakat etkisiz olması muhtemel bir eylemdir. Şöyle ki; dine inanan bir kimse kayıtsız şarstız olarak, bin yılları aşkın süredir bahsedilen olayları kabul etmiştir. Tıpkı, ekonomi derslerindeki varsayımlar gibidir. Bu varsayımlara inandığınızda, gerçek hayatla uyuşmasa dahi, herşey çok mantıklıymış gibi görünebilir. Din de işte böyledir. Siz Tevrat,incil ve Kuran'ın Tanrı'dan geldiğine kayıtsız şartsız inandığınızda herşey inanılmaz mantıklı görünür, netekim, din eksenli yayın yapan radyo ve televizyonlarda da " Görüyorsunuz ya herşey akıl ve mantığa nasıl da uygun ? " şeklinde bir tavır takınıldığı görebilirsiniz. Dinde olan hikaye tarzı şeyler, kayıtsız şartsız gerçekler olarak kabul edilir, sorgulanmaz. Mesela ilkokula başladığım günden itibaren çokça Hz.Musa peygamberin, Allah'ı görmek istediği, Allah'ın bunu gözlerin görmez hale gelir diye reddettiği, Hz.Musa'nın ısrarları üzerine Allah'ın yüzünü dağa yansıttığını bir çok kişiden duydum bunların arasından bazıları da italyan asıllı Katoliklerdi. Fakat, bu olayın hangi dağda gerçekleştiğini, parçalanan dağın parçalarının nerede olduğu ya da böyle bir olayın varlığına dair bilimsel bir kanıt bulunup bulunmadığıyla nedense kimse ilgilenmiyor. Bunun yanı sıra, Tanrıların Olimpos dağında oturduğuna inanan eski Yunan dinleri için sadece hikaye demek bir gelenek haline gelmiş ve bu tüm dünyada bir mit olarak kabul edilmiştir. Halbuki bilimsel açıdan ilk anlattığım ne kadar doğruysa ikincisi de o kadar doğrudur. ikisi de sadece birer hikayeden ibarettir ve binlerce yıl yaşındadır.
Dine inanlar genelde dini, sırf akılla çelişmemesi için, çok farklı şekillerde algılayabilirler ki bazen oldukça da komik olur. Örneğin bir Arapla konuşmuştum bu konuyu, islam'da kadın ikinci sınıftır konusunu tartışıyorduk. Konu " Kadınlar sizin tarlalarınızdır, istediğiniz gibi girin çıkın" ayetine geldi. Burada kadınlar sizin malınızdır tepe tepe kullanın gibi bir anlam olduğunu bu arkadaşa söylediğimde bana verdiği cevap şu oldu: " Hayır orada, anal seks yapmayın diyor, zira islam geldiği zamanlarda Arabistan'da bakirelik çok önemli olduğundan anal seks çok yaygınmış. Orada da demek istiyor ki, kadınlar tarla gibidir, tarlaya tohumu ters yerden değil doğru yerden ekin. " demişti. Bunun yorumunu okuyucuya bırakarak hepinize iyi günler diliyorum.
ornegin bir ateist araf suresi 179'u okudugunda, aklina klasik olarak kader celiskisi gelir. allah'in insanlarin bazilarini cennetlik ama bircogunu cehennem icin yaratip sonra da "ne guzel yaratmisim" diyerek cehenneme gonderip yakmasinin tanrinin iyilik ve adil olma nitelikleriyle uyusmadigini gorur, neden-sonuc iliskilendirmesini goz ardi etmedigi icin inanmaz olur. ayni sureye inanan bakar "aha bak ayni bizim inanmayan damned ghost in the machine, nasil da tasvir edilmis bu surede. gercekten bir davar gibi, belki de biraz daha saskin, hay yaradana gurban, bak kuran'da yaziyor" der. iki taraf icin de anlamsizdir gercekten.
bir ateist olarak, kuran-ı kerimle aynı fikirde olmak ilginç olsa gerek. buyrun:
yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. davarlar gibidir bunlar. belki daha da şaşkın. gafillerin ta kendileridir bunlar. araf suresi 179
dine inanana evrim anlatmaktan bile mantiksizdir. cunku dine inanan en azindan elindeki bir seyin yere dususunu, ya da dugmeye bastiginda bilgisayarin acildigini*** gormustur, neden-sonuc iliskisinden haberdardir, meseleye ideolojik yaklasmasa ve bilimsel bir teoriyi din ile teste sokmaya kalkmasa evrimi anlayabilecegini bekleyebilirsin. yalniz inanmayan adama kutsal kitaptan bir yer okumak ona varligini reddetttigi ilahi bir varliktan geldigini iddia ettigin bir seyi anlatmaya calismaktir, "ben ona isigi gostereyim, ben kul olarak ustume duseni yapayim" demek avuntudur, abesle istigaldir, zira o adam muhtemelen kitabi senden daha once okumus ve tam da okuduklari yuzunden inanmaz olmustur.
okunabilir, tartisilabilir... hangi kutsal kitabin okundugu cok önemlidir. okunan kuran´sa, is degisir. kuran da inanmayan bir adamin öyle önyargiyla falan aciklayamayacagi, bir sürü bilimsel konular vardir, inanan adam kuran´dan bir pasaji inanmayan adama soru yöneltmek babindan okuyabilir. inanmayan kendisine sorulan sorunun yanitini verdigini sanmakla birlikte belki, kafasinda soru isaretleri olusur...ama adamin inancsiz olmasi zaten her yerde bulunabilen bir kitaba karsi önyargiyla karisik nefret hissi beslemesindendir.
o zaman söyle toparliyalim. okunabilir, ama orada kavga cikabilecegini, kutsal kitabin yirtilabilecegini falan, inanan sahsin göze alarak o ortama o kitapla gitmesini tavsiye ederiz.
düşünelim, islamiyet öncesi insanlar bir dine inanmamayı bırak, başka bir dine inanıyordu. Kur'an indirildikten sonra onun çevresini lamba etrafında ki sinekcikler gibi sardılar. yani onda ki mükemmellik,hakikat ve nur onları kendine çekti.
nasıl ki bir ateist, ateizme inanmayan birine sürekli olarak ateist görüşlerinden, forumlarından örnekler veriyor ise müslüman kişi de kendi inancı için, elbette kendi kitabından cevap verme hakkına sahiptir. Tamamen sizin iyiliğinizi kapsar, belki biraz olsun içinize iman işlesin diye. içlere işlenmiş mi bilinmez ama açılan başlığa bakılırsa hafif bir tesir olmuş.
belki bir feyiz alır amacıyla yapılan konuşmadır. bizler anlatırız hidayeti verecek olan Allah'tır bizim görevimiz anlattıktan sonra bite karşıdaki bişeyle alır veya almaz. hadis: "ameller niyetlere göredir."
elbette kisiden kisiye göre degisir. ama adam zaten inanmiyor, sen kalkip hala inanmadigi kutsalliktan kitaptan dem vuruyorsan iyi bir sonuc beklemeyeceksin. farkli bir yöntem denenmelidir.