cehennem korkusundan öte yalnızlık korkusu diyebiliriz. evrende başiboşluk ve sonsuz bir yok oluş psikolojik olarak insanın içine sinen bir şey değil. insanların tanri inancı kesinlik değil, umut içeriyor aslında.
içinde bulunduğumuz toplum bizi ölene kadar belli bir kalıbın içerisine sokar ve bu normların dışına çıkmamızı istemez. Sen ben o diye ayrım yapmaz. Herkes sen herkes ben herkes o olmalıdır. Toplum normlarının en büyük düşmanı başkaldırıdır. Toplumun elimizden almaya çalıştığı ifade ve düşünce özgürlüğümüzü savunmak bizim hür ve huzurlu bir şekilde yaşamamız için vereceğimiz en önemli savaşımız olmalıdır. Din algısı bu normaların bize yönelttiği silahlardan bir tanesidir. Biz ne kadar çok başkaldırırsak o kadar çok başları ezilecektir. Kurtuluşun tek yolu başkaldırmaktır.
inancın zorunluluk ile bir alakası yoktur. Vardır diyenler asıl cahillerdir. Kimseye saygısızlık yapmadığın sürece herkes tarafından kabul görürsün. Ki ben dinsiz bir şekilde 4 sene yaşadım. Allah'a şükür o günler geride kaldı. Bu hayat her nefes size verilen bir fırsattır. Siz bu fırsatı düşünce akımı diye zırtapoz laflar ile geri tepiyorsunuz. Hiçbiriniz bit nietzsche değilsiniz, dawkins, darwin değilsiniz. Olsanız bile tıkanacak bir noktanız olacaktır. Fıtratınızın önüne geçemezsiniz. Burada "evrim yalan diyenler var" diyerek ahkam kesmenin anlamı da yok. Çünkü sizin bu tür fikir akımlarına katkınız sıfır. Yani artistce konuşacak en son insanlardansınız. ibadet ve inanç allahın bize verdiği bu hayat bu nefes bu doğa için bir şükür etme şeklidir. Ancak insanın egosu ve nankörlüğü Allaha secde etmeyecek kadar alçaklaşmıştır. Beyninizin sırrını çözememişken onun yaratıcısı olduğunu savunduğunuz akımlar düşüncelerde geçersizdir. Yaratıcının olmayışına inanmak için elinizde ne kanıt varda yaratıcı yok diyebilirsiniz... Her neyse. Hayatınızı inanmayarakta devam ettirebilirsiniz, kimse gırtlağınıza bıçak dayamıyor.
kişişsel tercihtir kimseyi alakadar etmemelidir çünkü ibadet içten gelen samimi duygularla yapılmalı millete yaranmak hoş görünmek için değil malesef bunu ayırt edemeyen insanlar hala daha var gösterişte bir şeyler yapmaktansa o ışığı hissedip ondan sonra gereklerini yerine getirmelidir zorlamaya hiçbir şey olmaz .
Kanımca zorunluluk gerektirmeyen bir önerme. Dine inanmak istemiyorsan inanmazsın. Namaz kılmak belki içinde kalmış inancı alevlendirir. Lakin inanmak istemek yada istememek büyük bir kumardır. Böyle bir evrende varlığınızı sürdürüyor iken böyle bir kumara gerek var mı ? Sizden istenilen sadece şükür etmenizken hemde...
Uçak düşerken baş gösteren durumdur... Yusuf yusuf semptomu ile ortaya çıkan bu durum kimilerinde kalıcı olup kimilerinde durum yusufun gitmesi ile eskiye dönmektedir.
burada bahsedilen şey yanarım korkusu veya da ''ya varsa'' düşüncesi değildir.
kıçınızdan niye element uyduruyorsunuz ?
burada bahsedilen durum inanmayınca içinde bir şeylerin huzursuz olması, sanki suçluymuş gibi hissetmektir ama inanıyorum dediğinde de içinin rahat etmemesi, kafanda binlerce sorunun dolanmasıdır.
oğlum ya gerçekten varsa o zaman b.ku yeriz korkusuyla hissedilen zorunluluk.inanmıyorsan inanma arkadaş korkarak inanmaktan daha iyidir.Tövbe haşa Allahı mı kandırıyorsun?
temelde yanma korkusudur,biraz daha derine inecek olursak da bir yaratıcının olduğuna inanırsın fakat dinle ilgili şüphelerin devam eder.çoğu dinde gecen şudur,tanrı tanınmak için yaratmış insanoğlunu;seçeceğin yol sana kalmış sonuçta hepsi aynı kapıya çıkıyor.