konu hakkında tartışmalar bitmez, başlığa yüzlerce entry girebilirim de sadece iki adet kısa anımı çizittireyim...
anı 1: dini bütün bir arkadaşımla türkçe ezan konusunu zikrediyoruz...
b-ben
a-arkadaş
a-yawf, chp nin o türkçe ezan okutma olayı rezalet bi olay, dinin temel taşlarından biri ezan, kesinlikle arapça olmalı, şükür hata anlaşılmış ta tekrar arapçaya dönülmüş vs. vs, vır vır, zır zır...
b-namaz da dinin temel taşı di mi? hacı
a-haralde be abi, taşı diil temel direğidir islamın.
b-ben de onu diyorum hacı, neden namaz diyorum, (anlamıyor tabi).namaz arapça bir kelime diil ki, farsça, temel direk yıkılalı çok olmuş hacı, güzel arapçamız varken, di mi hacı?
hacı kardeşimiz mavi ekran gözler, kırmızı bir suratla binbir savunma yaptı ama arapça ve farsça kabul görüyor da türkçe neden garip kaçıyor.
yanlış anlaşılmasın, ezan illa ki türkçe olsun iddiasında değilim.
anı 1: bir yaz günü arkadaşın dükkanını ziyarete gittim.cadde istünde geniş kaldırımlı dükkanın önüne oturmuş, hacı dedesiyle laflıyolar, daha doğrusu hacı dede her zamanki nasihat modunda, bol bol namuslu ol, namazını aksatma tavsiyelerinde.
bir sandalye de bana verdiler, cadde kenarında çayları yudumluyoruz. cadde cıvıl cıvıl hatun kaynıyor.
b-ben
a-arkadaş
h-hacı dede
h-ahh ulan, şu cıvırlara bak...
a-dede ne diyosun ya (utandı, kırmızı bir suratla)
h-e tabi lan, ulan hacı da olduk, yoksa biliyom ne yapıcaamı...
ben kopuyorum tabi gülmekten, hacı sıfır tebessüm ve açgözlülükle hatunları süzüyor, arkadaş kırmızıdan mora dönmeye başladı...
a-yaw kanki, bizim dede çılgındır biraz, yaw dede bi sus ya rezil ettin beni...
hüseyin üzmeze bağlamış hacı dededen o an beni bir dakika kadar sağır edebilecek derecede kahkahaya boğan bomba laf geldi...
-sus lan eşşek sıpası, hacının yarraa yok mu?
olay birebir yaşanmıştır, eksiği var fazlası yok, yalansız net bir anıdır, bir daha şurdan şuraya entari girmek nasip olmasın ki...
bu dünyada hacılık öbür tarafta cehennnem korkusu olmasa bu üzmezlerin önü kesilmez.din o yüzden şart, olmalı.toplumun çoğunluğunu teşkil eden bu gibi hamları korkutmalı, kamil insana din gerekmez, angaryadır...
kur'an hakkında olumlu sözler söyleyenlerin kur'an'ı okumadığından bilmeden etmeden emin olanların, var olduğundan aynı zihniyetle (aslını bilmeden-anlamadan-dinlemeden, nefsine hoş gelen yorum ve tahminlerle) emin oldukları çelişkilerdir. sonuçta din, inanç meselesidir. insan kur'an'ı baştan sona okuduktan sonra da eninde sonunda inanıp inanmama noktasında olacaktır. bu noktada da karar detaylara göre değil, dinin geneline ve insanın kalbine göre verilir. dinin ne kadar güzelliğini gösterseniz de insan inanmayabilir. akla hitap ettiği düşünülen ne kadar zıt iddia ortaya atılsa da kişi sonuçta inanabilir. sonuçta "çelişki" denen şeyler de cımbızla seçilmiş detaylar ve şahısların kendi mantıklarınca eğilip bükülerek ortaya atılan iddialardır.
5sn dinsiz düşünüp sonrasında kuran baştan sona okunduğunda yüzlercesinin farkedileceği çelişkilerdir. "kuran baştan sona okunduğunda bulunmaz" beylik cümlesini piştolündeki tek kurşun olarak atanların okumadıklarından eminim.
ne olursa olsun, kim ne derse desin, kuranı muhammed anlatmış sonrasında da başkaları işlerine geldiği kitap haline getirmişlerdir. çelişkilerle de doludur. ve ayrıca;
inanmamak ve/veya inandırmamak için bahane arayışları içerisindeki bazı şahıslar tarafından cımbızla aranan, ama kur'an baştan sonra incelendiğinde bulunamayan çelişkilerdir.
eksik anlattigi $eylere bile inananlari, kendisi eksik anlattigi icin cezalandirmak istemek.
evet burada diger kitap ehlinden bashediyorum. "ben onlari eksik yazdirdim. $imdi tamamladim" diyeceksin. o insanlar eksik yazdirdigina bile inanacaklar ki aslinda tam ve eksiksiz olana inananlardan daha samimiler bu durumda. sen onlari sen eksik yazdigin icin yakmakla tehdit edeceksin.
$imdi bakiyorum binlerce yillik du$unce tarihine, tum insanligin binlerce yildir yazdigi cizdigi soyledigi her bir eserde varolu$una dair bir $ey var. bir soru var.
saniyorum tum herkesin ortak sorularinin en bilindik olani, yani insanlik olarak birinci sorumuz neden variz sorusudur.
$imdi trilyonlarca galaksi yaratip icine trilyonlarca yildiz koymu$ bunlarin yanina da her birine onlarca gezegen katmi$ bir tanrinin "son kitabindan" bir aciklama bekliyorsun.
lostta bile son sezonda bir aciklama bekleyen insanoglunun bunu tanridan beklemesi kotu degil.
onun yerine, peygamberin cinsel hayatindan, peygamberin ne kadar az misafirperver oldugundan, peygamberin sakatlari a$agiladigindan, peygamberin insanlari yanindan kovmak istemesinden, peygamberin deli olup olmamasindan, peygamberin evlenebilecegi kadinlardan, dogru/yanli$ olmasini geciyorum miras bolu$umunden bahsediyorsun.
hangi dinden bahsedildiğine göre değişen çelişkilerdir. dinden kastımız islâm ise, dinden çıkmak için kuran okumanızın yeterli oluşu din adına bir çelişkidir. zira kuran, dini yaymak için gönderilmiştir!
allah (ccc) nin kitabında "de ki" ile başlayan ayetler bulunması.
resulun ne anlama geldiğini yüce allahımızın bilmeme gibi bir durumu yok olmalı değil mi? ya da muhammedin görevlendirmesini yapmış ve tebliğ ile vazifelendirmiş iken bir "de ki" demesi. ne olacaktır ki elbette diyecek? unutacak mıydı?
tabi "de ki" lerin çeviri sırasında eklendiği gerçeğini tamamen yok sayarak bu çekişkiden bahsediyorum.
buraya ne kadar yazarsak yazalım, şöyle diyenler var; arapçasından okudun mu, tesfir baktın mı.
e sen, sen bunlara vakıf mısın? değilsin. olmamakla birlikte, hadis denilen arapoğlu arabın gözü ile görüp anlattığına yalan deyip, senin dilinde yazan biri amerikan kucağı hayranı diğeri bildiğin raporlu deli iki kişinin yazdıklarını kanıt diye sunuyorsun. bu halinle dininin en büyük çelişkisi de sensin.
insan çelişkisinin olağan tezahürüdür, zira din saftır, arıdır, ikileme düşürmeyecek şekilde açıktır, açıklayıcıdır fakat; mezheplerde farklılık vardır bu da doğaldır ibadetlerde şekil ve uygulama yöntemleri yaşam tarzı, coğrafi yapı , iklim gibi farklılaşmaya neden olmuştur.
çelişki dinde değildir. dini kendine göre yorumlayanlardadır. rant elde etmeye çalışan kimselerdedir. çelişki ortamını hazırlayanlar onlardır. sadece din adamları değildir tabikide.
lakin her din adamı kendi kafasına göre konuşabiliyor. bir papaz ile başka bir papazın ya da bir haham ile başka bir hahamın dedikleri birbirine zıt düşebiliyor. bu da doğal olarak insanların kafalarında soru işaretleri bırakabiliyor. insanlar bence sadece kutsal kitaplarında yazanlara inanmalı. sadece peygamberlerin hadislerine kulak vermeli. birde başka bir dinin buyrukları ile kendi dininin buyruklarını karıştırmamalı. özellikle günümüzde kulaktan duyma bilgilere inanıldığı için başka dinlerde var olan bilgiler din adamlarınca harmanlanıp insanların önüne serilebiliyor.
birde en önemlisi insan mantığı ile hareket edebilmesini öğrenebilmelidir. ama objektif olmalıdır.
örnekler yerine mana sağlamasıyla anlatacak olursak; tahmin ediyorum ki cehennemde sonsuz kalmak en kötü cezadır. ve bunu sağlayan başat kebair allahın varlığını reddetmek. yani; kişi allahın varlığını reddettikten sonra dünyanın en iyi insanı da olsa, dünyanın taallukatını sikertmiş veya muadili eylemler gerçekleştirmiş bir insan da olsa aynı cezayı çekecek. oysa sorgulamayı ve reddetmeyi bırakıp inançlı bir hitler kıvamına gelirsen bir süre sonra cennete gidebilirsin. ne gerek var düşünmeye...
hatta islam inancından süregelmiş kısa bir hikayede ne deniyor; inançsız ölürsem hiç bir şey kazanmayacağım ama inançlı ölürsem bir şeyler kazanma ihtimalim var. aferin çocuğum, aferin benim zeki yiğitlerim. böyle pragmatist olun işte.
her ne kadar çelişki yerine adaletsizlikle tanımlanacak olsa da; sadece allahın varlığını kabul etmeyen sade birinin de sonsuz cehennemde kalacak olması, allahın varlığını kabul etmeyen stalin kalibresindeki ölüm makinasının da sonsuz cehennemde kalacak olması.
şimdi ben sırf allah a inanmıyorum diye stalin ile aynı cezayı mı çekeceğim?
veya
hitler sırf tanrı inancı var diye benden daha mı az ceza çekecek?
adem ve havvanın işledikleri suç yüzünden dünyaya gönderilerek cezalandırılmaları ve onların çocukları olan bizlerin de hem onların suçunu burada çekiyor iken hem de bir de burada işleyeceğimiz suçların karşılığı olarak cehennemde cezalandırılacak olmamız. ne nefretmiş ne cezaymış çek çek bitmiyor.