bakara suresi 62. ayet araştırlabilir diyor ki müslüman olmayanlar da inandığı kitapların gerekliliklerini yerine getirip iman ettikleri müddetçe ödüllendirileceklerdir.
ama bu ayeti görmezden gelmek için başka ayetler öne sürülmektedir.
Miras paylaşımında herhangi bir hata yoktur onun açıklaması şu an bende yok bakıp tekrar bilgi veririm.Kuranı Türkçeye çevirirken anlam kaymaların dan oluşan hatalar vardır bu hataları gidermek için Arapça öğrenilmelidir.
Arkadaşlar çevirisini okuduğunuz Kuranın Türkçeye çevrilmesin den dolayı oluşan hatalar elbette vardır bunun için çevirilerini okuduğunuz kaynağa dikkat edin lütfen.
--spoiler--
Maide 5 baska bir dinden bir arkadasin olursa otomatikman dinden cikacagin acikca net bir dille belirtilmekte.
--spoiler--
--spoiler--
10 / YÛNUS - 62: E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Muhakkak ki Allah'ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi?
Evliya olmanın gerçekleşebilmesi için Allah'a ulaşmayı dilemek, mürşide ulaşmak ve nefs tezkiyesine başlamak lâzımdır. Bunun sonunda hedefe ulaşmak, korkudan ve mahzun olmaktan berî olmak vardır:
10 / YÛNUS - 63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).
Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır.
10 / YÛNUS - 64: Lehumul buşrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhırah(âhırati), lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).
Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardır. Allah'ın sözü değişmez. işte O, fevz-ül azîmdir.
Bakara Suresinin 62. âyet-i kerimesiyle Yunus Suresinin 62, 63 ve 64. âyet-i kerimeleri arasında çok açık bir illiyet rabıtası vardır. Her ikisinde de korku ve mahzun olmak yoktur. Âmenû olanlar (ruhlarını Allah'a ulaştırmayı dileyenler) ve ruhunu Allah'a ulaştıranlar takva sahibidirler.
Bakara Suresinin 62. âyet-i kerimesinde ıslâh edici ameller işleyenler anlatılmaktadır. Islâh edici amelin işlenebilmesi için kişinin zaten takva sahibi olması gerekir.
Kim Allah'a inanıyorsa,
Kim Allah'a ulaşmayı dilerse,
Kim mürşidine ulaşıp, önünde diz çöküp, tövbe ederse,
Kim nefs tezkiyesini yaparsa, böylece kim ruhunu Allah'a ulaştırırsa, onlar Allah'ın ermiş (ruhu Allah'a ermiş) evliyası olur.
Dîn farklılığının hiç geçerli olmadığı, önemli olanın bütün dînlerde bu işlemlerin yapılması olduğu bu âyette açık ve kesin bir dille ifade edilmektedir. Sonuç da bellidir: Allahû Tealâ "Onlara korku yoktur." diyor. Bunun mânâsı cennettir.
öncelikle dinde mantık aramak başlı başına bir hatadır. dogmatik bir yapı varken eleştiri gelemezken nasıl mantık aranır ki? ve sonsuz bir kainat yarat, sonra bu kainatta bir şeker tanesi kadar hacmi olmayan bir dünya yarat ve bu dünyada adaletsiz olan milyonlarca şey varken sen yediğim içtiğim sex yaptığım için beni sonsuz cehenneme yolla ya da yapmadığım için sonsuz cennete.
Ne gariptirki müslümanların ateistlerle sorunu yoktur bu tur muhabbet yapmazlar da ısrarla ateistler allah ve kuran ı Kerîm ile ilgili yanlis bir sey bulmaya çalışırlar. Kısaca nasıl yasamak istiyorsan öyle yaşa sonucta allah sana akıl ve tercih hakkı vermis. Reyinde hürsün. Rahat ol. Rolaks.
Dine bütün bakılmalıdır, ayrıntılar her zaman hata verir çünkü. Tanrı insanı kusurlu yarattıktan sonra pişman oldu belki dinler bunun bir telafisidir. Bana sorarsan dostum bu kusurun telafisi olamaz ama bazısı mutlaka dinle arınıyordur, dinde mantık aramak mantıksızlıktır. Arınma yöntemi diyorum ne mantıgı.
O, sana kitab'ı indirendir. onun (kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. diğerleri de müteşabihdir. kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih ayetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak allah bilir. ilimde derinleşmiş olanlar, "ona inandık, hepsi rabbimiz katındandır" derler. (bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar. al-i imran suresi 7. ayet.