her şey gayet nettir de peygamberin dini yayarken savaşmasını anlamaz bazıları. bak canım kardeşim olay şöyledir:
allah diyor ki peygambere "bak şunu şunu şunu anlat insanlara senden olmayan olmaz senden olan olur".
sonra peygamber bunu insanlara söyleyince "bazı insanlarda" diyor ki: bu peygamber denilen adam kötülük yapıyor. bizim için tehdittir, bizim kapitalist, kast sistemimizi yıkacaktır, neymiş kölelere kötü davranılmamalıymış, neymiş mal paylaşılmalıymış, derhal öldürülmelidir bu peygamber denen adam.
heeeeh işte zurnanın zırt dediği yerde burasıdır. bu sefer n'olur? allah'ın izniyle peygamber ve ona inanlar "ona savaş açanlar ile" savaşırlar. kapiş?
herkes müslüman ise denerek devam edilebilecek bir iddia. zorlayacak kimse kalmamış oluyor böylece ondan sonra ise kim daha iyi müslüman diye zorlanabilir.
bunların hepsi, muhammedin kendi gücüne güvenemediği, toplasan 40 adet müslümanın bulunduğu mekke zamanı sözleridir. öyle açık açık asıcaz kesicez denilemeyecek zamanlar. sonra medineye gidilir biraz güçlenilir ve acıtmadan öldürün tadına geçilir. muhammedin ölümü yaklaştıkça, iyice zıvanadan çıkması ile, islamı değil muhammedin peygamberliğini değil, sadece bazı konulardaki yönetim şeklini eleştirenlere muhammed kendi suikastçilerini gönderir.
dinde zorlama yoktur ama müslüman ise karşındaki kişi hadi namaza gidelim diye davet edebilirsin bu zorlama değildir zira karşındaki müslümandır,
hatırlatmak, uyarmak zorlama olarak algılanıyor bazı bünyelerde ben de öyleydim hak veriyorum ve ona göre davranıyorum çevremdekilere,
bir kardeşinin koynunda akrep görsen ve o farkında olmasa onu uyarmazmısın? aynen o misal benim içinde bulunduğum durum, koynunda akrep var dediğim kişilerden yediğim küfürlerin haddi hesabı yok, ama hepsine dua ettim tek tek, zira o dehşetli gün gelince, yeni doğurmuş kadının bebeğini atıp kendi derdine düşeceği gün gelince, kimseden kimseye fayda olmayacak.
din sömürüsü üzerinden geçinenlere hatırlatılması gereken cümledir. ha bunların inandığına islam deniyorsa hala o zaman bu cümleye ben de ancak yalanınızı sikeyim derim.
dinde zorlama denilen kavramın, hayatın olağan akışında herhangi bir konuda kendi fikirlerini insanlara empoze etmeye çalışmalarından farkı yoktur. tek fark, konu dindir.
doğrudur. iranda kadınlar araba sürer, yani atma mazlum. suudi arabistanda erkek iktidarı buna izin vermez. müslümanım deyip kurallara uymuyorsan cezasını çekmeye de razı olacaksın. müslümanım namaz kılmıyorum ama müslüman olduğum için cehenneme gitmeyeyim. t.c vatandaşıyım uyuşturucu satmak yasak ama satarken yakalanırsam hapse atılmayayım. ne güzel? misal bugünlerde şu suudi çocuk konuşuluyor. nasıl bir ruh hali ki mevlid gecesi böyle saçma sapan bir yazı yazıyor. geçin bunları. ülkesinin kurallarını bilmiyor mu? bir insan kurallarını bildiği ülkesinde neden böyle davranır? haber doğruysa tabii.
Doğrudur. Dinde gerçekten de zorlama yoktur. Zorlamayı yapanlar ve kılıfına uydurmak için hadisleri öne sürmeye çalışanlar dini, siyasi erklerinin devamlılığı ve kalıcılığı için kullanan bezirganlar ve din tüccarlarıdır...
"dinde zorlama yoktur" insanlar istediği dini seçebilirler. anlamındaki sözdür. hiç bir din mensubuna "bizim dinimiz bunları gerektiriyor ama yapmasan da olur" gibi bir şey söylemez.
akdeniz üniversitesinden "akıl fikir nakli" başlarsa kaçırmayın derim.*
kişiyi müslüman olmaya zorlama yoktur. Kimseyi dayak zoruyla müslüman yapamazsın demektir.Ama müslüman olduktan sonra bazı şartları vardır amk söyletmeyin beni. Fenerbahçeye transfer olduysan GS formasıyla çıkamzsın sahalara...
müslüman olduysan da domuz eti yiyemezsin örneğin..bunun gibi şeyler..
kesinlikle doğru olan önermedir. hele birilerinin gelip islam'ı dikte ettiğini zannetmesi ve buna göre bireyler yetiştirebileceklerine inanması tamamen ütopyadır. siyasetin dini yoktur. olsaydı bu memleket adam olurdu 60 yıldır!
nokta a.q.!
bütünüyle yalan önermedir. çocukluğumuzdan beri "zorunlu din eğitimi" alıyoruz. kaçımız hocalarımızdan memnun kaldık? kaçımızın hocası bize düşünmeyi öğretti? ben çok iyi hatırlıyorum ki, ilkokuldaki din öğretmeninin bize şu sözleri söylediğini:
- kur'an'ı allah'ımız yüce rabbimiz, peygamberimiz aracılığıyla bize göndermiştir. *söyle ahmet?
+ öğretmenim peki islam'a inanmayanlar ne olacak? mesela daniel arkadaşımız müslüman değil. hristiyan. *
- allah'ımız der ki kur'an'a, peygamberimize ve yüce rabbimize inanmayan her aklı yerinde insan oğlu, cayır cayır cehennemde yanacaktır!
+ ama onun dinini de allah göndermedi mi? sadece farklı bir peygamberle, farklı bir kitapla gönderdi.
- yahu inanmayın. o kitap sadece gavurların uygulaması için uydurulmuş bir kitaptır! asıl din islam'dır!
şimdi küçücük çocukların kafasına, inanmazsan yanarsın!, inanmazsan cehenneme gidersin! diye fikirleri sokarsanız, nasıl bir zorlama olmaz ki?
ayrıca benim tanrım madem bu kadar yüce ve hoşgörülü bir varlık, nasıl bir cezalama yöntemidir ki cehennemde cayır cayır yakmak? şimdi ister kızın ister haklı bulun ama, bu şekilde bir eğitim yöntemi yüzünden ben dinlere inanmıyorum. buna da * (bkz: deizm) deniyor. yani demek istediğim şudur ki: bir insanı ne kadar üstelerseniz ya korkup ya da büyük bir hayranlık duyup o öğrettiğiniz dine sığınıyor, ya da benim gibi hepsini saçma bularak bütün dinlere bir uzaklık hissediyor.
o zaman niye din kültürü ve ahlak bilgisi okullarda zorunlu ders olarak veriliyor diye sorar insan.hem de tek bir mezhebin bakış açısından.
(bkz: çelişkiler çelişkiler)