Sürekli ve yeniden dini eğitime zorlayarak sayısız insanın yaşamını çalıyorlar ve bunda hiç bir yanlış göremiyorlar. Sırf uzak bir yerde doğdu diye tüm yaşamı psikoz içinde sakallinin tekinin büyülü güçleri olduğunu düşünerek geçecek ve bu garibana kötülük yaptığını bile göremiyor. Ya da görüyor ve onu akıl kölesi olarak kullanmak hoşuna gidiyor. Sonsuz bir kibirle ilahi gücün seçilmiş kişileri olduğuna eminler. Objektif ahlak düşünceleri de yok. Bir kız çocuğuna tüm ömrü boyunca saçının teli görünse sonsuza kadar cayır cayır yanacağını soylememenin korkunç bir psikopatlık olduğunu anlamıyor, ciddi ciddi onu kurtardığını sanıyor. O zavallı kızlar da tüm ömürlerini korkular içinde geçiriyor. Böyle bitmek bilmez bir saplantı bunlarınki.
küçük çocukları zorla sünnet ettirmek
küçük çocukları camiye göndermek
küçük kızları tesettüre zorlamak
küçük çocukları namaz kılmaya zorlamak
bunlar var olduğuna göre dinde zorlama vardır.
Kendi halinde yaşayan insanlardan nefret ediyorlar. Kendi halinde bir bira içip şarkı söylemek, o bira içip şarkı söyleyeni katletmek ya da kafese atıp satmaktan daha büyük suç. Bir de bu psikopat şerefsizler kendini ahlaklı sanıyor. Bütün sorunları yaratanlar kendileri olduğu halde. insanlar, boyuna sizin deliliginizi çekmek zorunda mı?
kuran'a baktığımızda Mekke'de inen ayetlere Mekki, ve Medine'ye Hicret'ten sonra inmiş olanlara ise Medeni ayetler denir. bu iki farklı zamanda indirildiğine inanılan ayetler, yumusaklik ve sertlik, bakimindan birbirlerinden çok farkli ve genellikle çeliskili niteliktelerdir. bu farkliliklar ve bu çeliskilerin nedeni, Muhammed'in Mekke döneminde henüz güçsüz iken, Medîne'ye geçtikten sonra ise giderek güçlenmis olmasindandır. Mekke döneminde iken pek az taraftar toplayabildigi, yâni henüz güçsüz durumda bulundugu için. Kur'ân'a, hösgörülü, yumusak, barisci, ögüt verici (teblig edici) gibi görünümlü âyetler koymustur. Bunlar arasinda:
"Allah'tan baska yalvardiklarina sövmeyin ki onlar da Allah'a sövmesinler." (K. 6 En'am 108)
"Ey Muhmammed !Rabbin isteseydi dunyadakilerin hepsi inanirdi.Hal boyle olunca,insanlar inansinlar diye sen zor mu uyguluyorsun " (Yunus suresi 99.ayet )
''(Ey Muhammed!) Yine de yüz çevirirlerse, artik sana düsen anacak açik bir teblig'dir'' (Nahl, 82)
"Ey Muhammed de ki !ben dinimde ihlasla ile ancak Allaha ibadet ederim.Siz (musrikler) de Allahtan baska istediginize tapin." (Zumer 14 ve 15)
''(Ey Muhammed!) Ayet'lerimiz hakkinda ileri geri konusmaya dalanlari gördügünde, onlar baska bir söze geçinceye kadar onlardan uzak dur'' (En'âma 68),
''Ben de sizin taptiklariniza asla tapacak degilim. Evet siz de benim taptigima tapiyor degilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadir'' (Kâfirûn, 6)
''Biz Resûl'leri, sadece müjdeciler ve uyaricilar olarak göndeririz'' (Kehf 56)
"Ey Muhammed, sen ögüt ver, esasen sen sadece bir ögütcüsün . Sen onlara zor kullanacak degilsin" (Gâsiye 22-24)
"Dinde zorlama olmaz" (K. 2 Bakara 256)
''onlar savasmadikça, siz de onlarla savasmayin" (Bakara 191)
Fakat daha sonraki Medine döneminde Kuran'a yerlestirdigi ayet'ler (yani Medeni olan ayet'ler), sertlik ve siddet ifâdesidir:
''Müsrikleri, bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin; her gözetleme yerinde onları bekleyin. eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. '' (Tevbe sûresi, âyet 5)
''Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir.'' (TAHRiM 9)
''allah ve peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir.'' (maide 33)
''onlar kendileri inkar ettikleri gibi, keşki siz de inkar etseniz de eşit olsanız isterler. allah yolunda hicret etmedikçe onlardan dost edinmeyin. eğer yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün. onlardan dost ve yardımcı edinmeyin.'' (nisa:89)
''Allah yolunda savaş. Kendinden başkasından sorumlu değilsin. inananları da teşvik et. Umulur ki Allah, küfre sapanların gücünü kırar. Allah, kuvvetçe daha üstün, cezalandırmada daha güçlüdür.'' (Nisa 84),
"Onlari buldugunuz yerde öldürün, Fitne kalmayip yalniz Allah'in dini ortada kalana kadar onlarla savasin" (Bakara 191-193)
(Kitab ehli'ne yani Yahudilere ve Hiristiyanlara ve Islam'i din edinmeyenlere karsi) boyunlarini büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savasin" (Tevbe 29)
bu durum sadece islam'ın yayılışında değil hemen hemen tüm dinlerin otorite olması sürecinde yaşanmıştır. başlarda demokrasi inanç özgürlüğü sloganları altında iktidarı ele geçiren dini sistemler, kendilerini o iktidarda kalıcı kılmak için diğer inanç sistemlerine karşı savaş açmışlardır hep.
kur'an ın herşeyi apaçık söylemediğini düşünürsek bir sürü anlam çıkabilir. ''dinde zorlama yoktur.'' ayetini ele alırsak şöyle bi soru türetebiliriz mesela.
dinde neye zorlama yoktur?
inanmaya mı inandırtmaya mı? yoksa herhangi bir konuda zorlama mı? yoksa her şeye karşı mı?
burda zorlayıcı olmayan din mi? yoksa din insanların zorlayıcı olmaması gerektğini mi söyler?
zorlanma olgusu olmassa sanırım din olmaz.din vazgeçme ve zorlanma anateması üzrine kurulmuştur.zorun ve zorlanmanın sonunda ödül vaad edilmiştidir.
(bkz: ders çalışmak için babanın annenin zorlaması)