zaten bir şey bilmeleri gerekmediğindendir. cahil kesimin daha rahat yönetilmesi ve daha vicdan sahibi olması (göt korkusu) sebebiyle inananların sürekli cahil kalması adına yapılan çalışmaların meyvesidir.
dindarların çoğunun cahil olduğunu anlatan kelimeler dizisi.
en azından liste çıkarabilecek kadar beyin kıvrımlarım çalışıyor. Sende google denen zilleti kullanda sende dinsizlerin cahil olmadığına dair benim savımı çürüt ey akıllı(!)
genellemeye ve tespitlere göre dogru olan, fakat kurunun yaninda yasinda yakilmamasi gereken tezdir.
söyle ki;
dindarlarin cogu bilgisizlikten anlatilan herseye inanirlar. bu da bir cok batil inanci beraberinde getirir. bu ise bir cok kötü niyetli kisiler tarafindan kullanilip, inanc ve duygulari sömürülür.
örnek vermek gerekirse cami, kilise, sinagog yapimi icin toplanan ücretler. bu örnek yanlis anlasilmasin, ibadet merkezlerinin yapimina asla karsi degilim. Yanlis anlasilmamak icin baska örneklerle devam edelim. Bir cok dernekler acilir fakat; hic bir yapimlari yoktur.
Cami yapimi icin acilan cogu dernek sömürü icindir.
Bir cok inanan ve dinine sadik olan insan ise; bilincli davranip ibadeti neyi emrediyorsa onun geregini yapan kisidir. Baskalarinin palavralarina kanmayip, bildigi, ögrendigi ve hatta dogrulugunu arastirdigini yapan kisidir.
Bunun aksine cahil olan kesim (cogunluk); bunun aksine kulaktan dolma bilgilerle yola cikan kisiler toplulugundan olusur.
Bir misyoneri ele alirsak, tamamen cahillik yapip, insanlari yanlis bildigi bilgilerle asilayip, kendisine cekmeye calismasi ve buna inanilmasi cahilliktir.
Islam dinine sahip bir müslümanin *, bazi olaylari abartip, baskalarina hikayeler efsaneler anlatmasi üstüne de cemaatin arastirma yapmadan inanmasi, cahilliktir.
Bu baslik tamamen cümle kurulumu bakimindan düzgün bir baslik olup, genelleme yapmadan bilgili dindar insanlarin haysiyetine leke sürmemekle beraber, bilgi de vermektedir.
Olay kisaca; ibadet etmekle cehaletin yenilmemesinden ibarettir.
müslümanlık için değil genel olarak bütün baskın olan dinler için geçerlidir. aslında sorun din de değil sorgulamayı yasaklayan dogmatik ortamdan dolayıdır.
aynı şeyi antik mısır, roma imparatorluğu, bizans imparatorluğu ve hatta osmanlı imparatorluğu da yaşamıştır. ortaçağ avrupası ve malesef şu an ki müslüman dünyası da yaşamaktadır.
ben günümüz müslümanlığı hakkında değil de zamanın hristiyan avrupasını eleştireyim bu konuda..
ortaçağ avrupasında din o kadar baskındır ki kimse dini sorgulayamaz. din ne derse doğrudur, ne yaparsa yeridir, eleştiren kişiler koskoca tanrının, peygamberin sözlerini eleştirmekle suçlanır. bu baskın dogmatik ortam o kadar güçlüdür ki kilise insanlara para karşılığında cennetten arazi bile satar ama bir allahın kulu da "öle şey olur mu aq" demez onun yerine "abi şuralardan bir arsa kapattık mı, bir de kaçak iki üç kat çıkarız buraya.. merak etme benim belediyede tanıdıklar var ayarlarız" gibi cümleler kurmuşlardır. bu saçma ortamı "allahın emri böyledir bunu sorgulamamalısın" dogması ile eleştirememişlerdir. tabiki bu dini dogmalardan en çok ezilenler yine kadınlar olmuşlardır. mesela ortaçağ avrupasında rahibe vermek istemeyen bir kadın ** cadılık ile suçlanabilir. bu da kadının ölümü demektir. çünkü durup dururken cadılık ile suçlanan bir kadının gerçekten cadı olup olmadığını anlamak için yapılan özgün test inanmazsınız ama össden bile beterdir. kadının elleri kolları bağlanır, ayağına da bir taş bağlanarak denize atılır.. eğer kadın boğulup ölürse kadın cadı değildir, yanlış ihbardır.. ama kadın bir şekilde kendini iplerden kurtarırda su yüzeyine çıkmayı başarırsa işte o zaman kadının cadı olduğu su getirmez bir gerçektir ve hemen canlı canlı ateşe atılır ve orada ölür zira cadılar ateşten kurtulamazlar. *
bu cahiliye döneminin bu şekilde sürmesinin sebebi insanlar bu saçma sapan durumları allahın değil de yobaz insanların ortaya çıkardığını düşünememesidir. düşünememesinin sebebi de sistemi sorgulayamamasıdır. sorgulayamamasının sebebi de "allahın emri böyle sen bunu sorgulayamazsın" diyen dogma dinlerdir. sonucunda dini dogmalarla yaşayan cahil bir toplum kalır.
dini anlamayan kişi söylemi. din bilime açıktır. paralel ilerler hatta. dini örf, adet, töre gibi gerizekalı ürünleriyle karıştıran bünye de olabilir bunu iddia eden zat-ı muhterem. **
üzücü bir ve ilginç bir durumdur:
dinleri, kitapları, peygamberleri hakkında bilgileri yoktur.
diğer dinlerden habersizdirler.
kuran'dan alıntıları dahi reddederler: çünkü yüzde 90 nı kuran okumamıştır.
genel bilgileri sıfırdır:
evrim teorisi, darwin dendi mi hep birlikte, ''maymun'' un kuyruğuna basmak yaptıkları tek etkinliktir.
ilk kağıt fabrikasını kuran --- alim ibni fazil
Kızamık ve çiçek hastalığını keşfeden --- alim razi
Mikrobu ilk tanımlayan --- alim aksemseddin
Cüzzamı bulan alim --- ibni cessar
Vebanın bulaşıcı olduğunu bulan alim --- ibni hatip
Verem mikrobunu bulan alim --- kambur vesîm
Retina tabakasını bulan alim --- ibn rusd
ilk göz ameliyatını yapan alim --- ammar
ilk kanser ameliyatını yapan alim --- ali bin abbas
Küçük kan dolaşımını bulan alim --- ibnunnefis
ilk Tabipler odası başkanı ali --- bin ridvan
Sıfırı ilk kullanan alim --- harizmi
Trigonometriyi ilk bulan alim --- battani
Tanjant, kotanjant ve kosekantı ilk kullanan alim --- ebul vefa
Trigonometri kitabını yazan alim --- nasiruddin tusi
ilk trigonometrik dönüşüm formülünü bulan alim --- ibni yunus
Binom formülünü ilk bulan alim --- omer hayyam
ilk difransiyel kitabını yazan alim. --- sabit bin kurra
Ondalık kesiri ilk bulan alim --- giyaseddin cemsid
ilk usturlabı yapan alim --- zerkali
Dünyanın döndüğünü keşfeden ilk alim --- biruni
Dünyanın çevresini ilk ölçen alim --- musa kardesler
Güneşin yüzündeki lekeleri ilk bulan alim --- fergani
Yıldızların yer ve açıklıklarını ölçen ve ilk cetveli geliştiren alim --- cabir bin eflah
ilk otomatik kontrol sistemleri tasarlayan alim --- ahmet bin musa
Sibernetiği ilk kuran alim. --- ismail el gezeri
ilk optik temellerini koyan alim --- ibni heysem
Sesin, fiziki açıklamasını ilk yapan --- alim farabi
ilk torna tezgahını yapan alim --- ibni karara
Kanatlarla uçan ilk alim hazerfen --- ahmed celebi
ilk uçağı yapan alim --- ebu firnas
Yer çekimini ilk bulan --- alim razi
Sarkaçlı saati ilk yapan alim --- ibni yunus
Maddelerin özgül ağırlığını ilk hesaplayan --- alim hazini
Atomun parçalanabileceğim ilk bulan alim --- cabir bin hayyan
Gök kuşağını ilk açıklayan alim kutbettin --- sirazi
ilk kimya laboratuarını kuran alim. --- cabir
Saf alkolü ilk elde eden alim --- razi
Fosforu ilk bulan alim --- besir
Havan topunu ilk bulan alim --- fatih sultan mehmed
ilk kıta seyahatnamesini yazan alim --- ibni battuta
ilk dünya haritasını çizen alim --- mursiyeli ibrahim
ilk ecza kitabını yazan alim ibni --- baytar
cehaletin aksi "...darlığı" kabul etmez tüme varımının günümüzdeki yansıması.
Hiçbir özgür zihin hiç bir olgunun peşinde körü körüne koşmaz ve yaygın düşüncenin aksine islam dini, sorgulamayı, düşünmeyi, bilip kabul etmeyi teşvik eder.
din istismarcıları nın çoğunun cahil olmasıdır zannımca.
her dindar, din istismarcısı olmadığı gibi;
her din istismarı yapanın da dindar olmadığı su götürmez bir gerçektir.
yalnızca dindarların değil, herhangi bir ideolojiye körükörüne bağlanan herkesin yaşadığına tanık olunabilinen sorundur.
kişi, bağlı olduğu ideolojinin tüm kalıp cümlelerini ezberleyerek başlar işe ve bunu kendi fikirleriymişçesine orada burada savunmak takip eder. ideolojisi dışında kalan fikirleri değil okumak, dinlemek bile istemediğinden, yeni hiçbir şey öğrenemez ve öğrenmediği için olacak ki cahil kalır.
kısacası bu sorunun dindarlıkla, dinsizlikle alakası olmayıp; kişinin, kendi aklını kullanma cesaretini gösterememesi ve aklının kullanımını otoritelere teslim etmesiyle ilgili bir sorundur.
müslümanların farzı kifayeler konusunda bir tembelliğe düştüğünün göstergesidir.
tabi hemen itirazlar gelecek, nasıl farzı kifaye diye; kasdettiğim okuma emri değil, hayatını ilme adama hususudur.
islam ilme çok büyük önem vermekle beraber Allah'ın rahmeti sadece ilmiye sınıfına değildir. üstelik bir şeyler bilenin sorumluluğu çok çok daha fazladır, tıpkı ecri fazla olduğu gibi. bir şeyler bilmenin gururuna kapılmış biri, allamei cihan olsa belki allah katında cehlinin farkında ama mütevazi kibirsiz birinden daha az sevimlidir. ailesini allah emaneti görüp de onları aç koymamak için çırpınan biri zahirde sadece ve sadece geçim derdinde gözüküyor bile olsa, niyeti allah rızası ise insanlara bir şeyler anlatırken aslında kendini tatmin eden birinden daha takvalı bir durumda olabilir.
islam, hayattır... herkese hitap eder, herkese kendi hal ve şartları içersinde yapılacak ve yapılmayacak şeyler bildirir. bir bedevi için şehadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zakat vermek, hacca gelmek onu kurtarır; * onun şartları içersinde bunlar yeterli olabilir, ama bu diğer meseleleri halleden başkaları olduğu içindir. ilmin kapısı ali, aşkın ve tefekkürün doruğu ebubekir, adaletin müşahhas hali ömer, siyaset dehası amr, allah'ın kılıcı halid ilanihaye... var olduğu içindir. bu mübarekler olmasa idi, o bedevinin görevi de o kadarla sınırlı kalmayacaktı.
şimdi hal böyle olunca nefis, bu ikinci durumun inceliğini farketmiyor; ya insanız işte diyor, namaz kılıp oruç tuttuk mu bi de insanlarla iyi geçindik mi sorumluluktan kurtulduk. ama unutuyoruz ki, farzı kifayeler yerine getirilmezse farzı ayın olur...
itiraf etmeliyiz ki, öğretilen dinimiz bizi gelişme konusunda çok geriye götürüyor. bugün protestanlığın kapitalizmi ortaya çıkardığı herkes birçok insan tarafından bilinir. (bkz: max weber)
dindarların halk kısmı fukaradır... o zaten aza tamah etmiş, şükrediyordur... saftır o adamlar, devletin yürüttüğü politikadan haberleri yoktur. verdiği verginin gocuntusunu yaşamazlar. bu halkı yöneten bir dinci burjuvazi vardır. bunlar da dini alet ederek bu dindar insanları sömürürler*. yani bize öğretilen din, kapitalizm ruhuna çok terstir. biz, azıcık aşım dertsiz başım deriz. bu insanların eğitime ihtiyacı vardır! özetle de bu genelleme isabetlidir.