dindarların kandırılmaya açık olmasının nedenleridir.
çok basit kandırılıp ikna edilebiliyorlar. bunu günlük hayatta çok kez test ettim.
2 kelime bilimden bahsettiğim anda çok şaşırıyor ve artık ne dersem inanıyorlar (atomlar, atomik ölçüler, kuantum, atom altı parçacıkları, kuark vs) . bana sanki bir ilahmışım gibi bakıyorlar, hayranlık duyuyorlar. sırf bu yüzden bilime yöneldim. çünkü benden beklentileri artıyor. daha fazla öğrenmek istiyorlar. yakında ufak tefek bilimsel 2 numara yapabilirsem eminim beni mehdi ilah edecek küçük bir güruh var etrafımda. kitap indirsem mi indirmesem mi kararsız kaldım. şöyle kapalı kimsenin beni göremeyeceği bir ortamda bir kitap yazabilirim. mesela mağara gibi bir ortam kitap yazmak için el verişli. sonra bu ayetlerde kendime acayip ayrıcalıklar falan tanırım. karı kız bana hep olur falan. sonra bana inananlara cennette de ödüller vaad ederim. sonsuz bir hayat herkesin hoşuna gider eminim. araya 2-3 tanede sınırsız sevişilebilecek hatun koyarım. bunlarda hep çıtırlar olsun. şöyle memeleri yeni filizlenenlerinden. çok iyi lan. hemen bilime yönelip bilgi toplayayım.
dinler soru sormamayı ve koşulsuz inanmayı öğretir. o yüzden hangi dinden olursa olsun dindarlar kolay inanır, kolay kandırılır. hele ki dini konularda ve kendini dindar olarak adlandırılanlar tarafından...
işin aslı şu ki, hiçbirmizin bize sunulan tüm bilgilerin doğruluğunu kontrol etme şansımız yok. atomu sen mi böldün evladım? herkes kandırılmaya açık ve aslında herkes bir şeye "inanıyor"
Dindar olmayıp yalan söylemede deneyimli olan insanların fazla sorgulamayan dindarlara karşı kullandığı özellik. Dindar insanları genellemek gibi saçma fikirleri bırakalım artık. Sadece dindarlar değil dindar olmayan ya da inanmayan insanlar da sorgulamayabilir ki bu da onu her şeye inanmaya açık kılar.
Ne kitap okumak var ne sorgulamak. Din ile alakalı bir şeyi gugıl amcadan araştırırlar, inancına ters düşen şeyleri ' gugıl amerikan oyunu' diyerek gugıldan araştırmazlar. Tayyip makarnanın üstüne ' hi, ım god. ' yazsa, sen allahtın biliyoduk diyecekler.
allaaaam sen bu örümceklere akıl fikir ver yareppim.
dindarlar demek istemiyorum ama dinci bir kesim var bu ülkede. bunların kandırıldığı falan da yok, sadece işlerine geldiği gibi pragmatist takılıyorlar ve bunu yaparken de ahlaki bir sınır koymuyorlar kendilerine.
çocukken etrafımda hoca sıfatıyla takılan çok insanlar vardı. severdim de bazılarını. birisi vardı ki söyledikleriyle, anlattıklarıyla bayağı bir zihnimi bulandırmıştı zamanında. boşandığın kadınla tekrar evlenmek için ne gibi hileler yapılması gerektiğinden tut da ramazan ayında tutulamamış orucun kazasının ne gibi hilelerle azaltılacağına kadar bir yığın saçma sapan bilgiyle doldurmuştu beynimi.
ben çocuk yaşıma rağmen "ulan koskoca Allah'ı nasıl kandırırsın? niyetin apaçık ortadayken böyle bir şey nasıl düşünülebilir?" diye sorgularken o adam bunun Allah'ı kandırmak olmadığını, islamiyetin kolaylık dini olduğunu ve insanlara açık kapı bıraktığını söyler dururdu.
bu kafanın bir benzeri de "faiz yok bizde, kar payı var" bankacılığıdır. hatta belki bir adım ilerisidir. nasıl bir kar payıysa bu, faiz ile aynı orandadır ama faiz değildir. çünkü o para helal usulle döndürülmekte ve müslüman kardeşlerimize helal bir şekilde borç verilmektedir. tabi yerseniz.
şimdi düşünsenize, bu adamlar Allah'ı kandırıyorlar kendi ufak kafalarında. her şeyi bildiğini düşündükleri Allah'ın ciddi ciddi bu saçma sapan oyunlara, dolambaçlara, düzenbazlıklara izin vereceğini, göz yumacağını düşünerek kendilerini kandırabiliyorlar. yani kısacası bu insanlar kafalarında Allah'ı yeniyorlar.
bu saatten sonra bu adama ne ahlakından bahsedeceksin? ne diyeceksin? hukuk desen, adamlar tutturmuşlar bir "insanın yaptığı kurallardan hayır gelir mi" kafası, her şeye bunu söylüyorlar. ulan dangalak, madem çok isteklisin şeriata, meclisteki hırsızlar tek tek çıktılar meydana. kessene kollarını g.tün yiyorsa? bırak kolunu kesmeyi, kalbinizle buğz bile edemiyorsunuz. bizden ırak olsunlar bile diyemiyorsunuz. hala desteğe devam.
çünkü bu adamların şeriatla yönetilmek istediği falan da yok. diyorum ya, bunlar pragmatist. her şeye faydacı bakıyorlar. türkiyede laiklikten şikayet ediyorlar ama kendi çocuklarını ingilterede, abdde okutmaktan geri durmuyorlar. ben bir tane görmedim bunların arasında çocuğunu harvarda, mit'e gönderecek durumda olup da el ezhere falan gönderen. tabii ki samimi olanlarını tenzih ederim ama çoğunluğun hali bu. bunlar din bezirganlığı yaparak prim yapıyorlar. olay bu. onlar için türkiye cennet aslında. şeriatın olmamasından yakınıp da laik devlette yaşamanın avantajlarını sürebilecekleri az sayıdaki ülkeden birisi türkiye.
e tabi bu kadar ahlaksız insanlar sadece kendileri gibi olanlarla geçinebilirler. farklı insanları duymak, dinlemek istemezler. siz onların kandırıldığını düşünürsünüz ama asıl onlar sizi kandırırlar. işlerine geldiğinde aptal numarası yaparlar, ne kadar ahlaksız ne kadar o.ç. olduklarını anlamayın diye.
