başbakan geçen hafta yaptığı açıklamada dindar bir gençlik yetiştirmek istediklerini söyledi. baştan söyleyeyim dindarların devletten böyle bir beklentisi yok. elbette komünistler komünist, ateistler ateist, dindarlar dindar bir nesil yetiştirmek ister ama devletin eliyle bir ideolejinin ya da yaşam biçiminin zorla kabul ettirilmesi kabul edilemez.
peki dindarlar devletten hiçbir şey istemiyor mu elbette istiyor. dindarlar hala daha fazla özgürlük istiyor. ergenlik çağına girmiş her müslüman beş vakit namaz kılmakla yükümlüdür. ancak liselerde öğrencilerin namaz kılabilme imkanı hala yok. bir şekilde namaz kılan gençler ise gizli kameraya alınıp ana haber bültenlerine çıkarılıp satanist ayini yapıyormuş gibi muamele görüyor maalesef.
dini inancı gereği başını örten genç kızlar belki üniversiteye gidiyor ama ilköğretim ikinci kademeye liseye gidemiyor. gitmek için kendi inancından fedakarlık yapıyor. üniversite bittikten sonra dini vecibelerini yerine getiren bir bayan doktorluk, öğretmenlik yapamıyor. gizli gizli yapan bir kaç kişi ise kamuoyu önünde linç edilmeye çalışılıyor.
herşeyden önce dindarlar eşi başörtülü ve beş vakit namaz kılan birisinin de genelkurmaybaşkanı olabilmesini istiyor. başbakan dindar bir nesil yetiştirmek yerine dindarlara özlük haklarını versin önce. devlet ideolejisi ile nesil yetiştirilemez. bugün doğuda hergün binlerce kürt çocuğu ''varlığım türk varlığına armağan olsun'' diyor ama hiçbirisi kendini türk hissetmiyor. başbakan bu şekilde ancak münafık yetiştirir dindar yetiştiremez. bu arada yıllarca faşist kemalist ideolejiyi genç nesillere empoze eden kemalistlerin başbakanı eleştirmye hakları yoktur diye düşünüyorum.