herhangi bir tanrının büyük bir ihtimalle var olmamasının, var olduğuna inanan ve var olmadığına inananın zekası ile ilgisi pek yoktur. ama bir de elbette, kültürel birikim ile ateistlik arasında doğru bir orantı da vardır. ama bu zeka hakkında hiç bir fikir yine de vermez.
öte yandan kendi açımdan, olmayan bir şey üzerinden bu derece güç ve para kazanabilmeyi becermiş insanları zeki değil olarak etiketleyemiyorum.
cahillik zeka ile ilgili değil redetme ile ilgilidir. bilmek istememe ve bu bilmek istememe durumunu ve halini genele yaymak istemektir. bir insanın zeki olmaması veya zeki olması olmayan allahın takdiri teşekkürü olabilir olmayabilir ama cahil olması cahil kalmak istemesi ve kendi cahilliğinde bir ışık var sanması tamamen kendi aptallığıdır.
bilinen bir gerçeğin tekrar edilmesine neden olan önerme.
o da şudur ki; şu an içinde bulunulan dünyanın ilerlemesi(bilimsel alanda) büyük oranda ateist bilim insanlarının çabalarıyla gerçekleşmiştir.bu yadsınamaz gerçekliktir.
sonuç şu şekilde ortaya çıkar: ateistler ortalamanın bir hayli üzerinde bir zekaya sahiptir.nedeni de bir deyimle açıklanabilir: "işleyen demir ışıldar"..
yine einsteinin dindar ve aynı zamanda siyonist olduğunu iddia edenlere cevap verilebilir önerme...
"ilkel efsaneler"
The Daily Telegraph'ın haberine göre, ünlü bilim adamı, yeni ortaya çıkarılan ve 3 Ocak 1954 tarihini taşıyan bir mektubunda, dinlerin "çocukça" ve "ilkel efsaneler" olduğunu savunduktan sonra bu olgunun hangi zorlama ve incelikli yorum yapılırsa yapılsın değişmeyeceğini vurguluyor.
Einstein için dinin anlamı
Din ve Tanrı konusundaki görüşleri her zaman tartışma yaratan ve dinsel içerikli en ünlü sözü "Tanrı zar atmaz" olan Einstein, bu sözü nedeniyle Tanrı inancı olan bir bilim adamı olarak algılanıyordu. Ancak Einstein, yeni ortaya çıkan söz konusu mektubunda, filozof Eric Gutkind'in görüşlerine yanıt verirken, yaşamının son döneminde dini duygularının son derece zayıf olduğunu hatta din karşıtı görüşlere sahip olduğunu ortaya koyan ifadelere yer veriyor. Einstein, "Tanrı sözcüğü benim için insanın zaaflarının bir ifadesi ve ürünü olmanın ötesinde bir anlam taşımıyor. incil de yüce bir kitap ama yine de ilkel efsanelerden oluşan bir koleksiyon ve aynı zamanda oldukça çocukca" diye yazıyor.
Yahudiler seçilmiş değil
Bu mektubu yazdıktan bir yıl sonra 76 yaşında ölen Einstein, kendisi de Yahudi olmasına rağmen eleştiri oklarını Yahudilerin inancı Museviliğe karşı yöneltmekten çekinmiyor.
Yahudilerin Tanrı tarafından seçilmiş bir kavim olduğu şeklindeki inancı geçersiz bulan Einstein, "Bence Musevilik de tıpkı öteki dinler gibi en çocukça hurafelerin yeniden canlandırılmasından başka bir şey değil. Mensubu olmaktan memnuniyet duyduğum ve zihnen bana çekici gelen Yahudiler de öteki insanlardan farklı özelliklere ve meziyetlere sahip değil" diyor.
Açık artırmada satılacak
"Hayat tecrübem Yahudilerin öteki insanlardan daha iyi olmadıklarını gösteriyor" diyen Albert Einstein, "Onların seçilmiş kavim olduğunu gösteren herhangi bir şey görmüyorum" ifadelerini kullanıyor.
Einstein'ın söz konusu mektubunun şimdiye kadar özel kişilerce muhafaza edildiği, ingiltere'deki Bloomsbury müzayede şirketi tarafından satışa çıkarılacağı ve 8 bin sterline alıcı bulabileceği belirtildi.
edit:bu ve 16. yazı, 10. yazı için destekler niteliktedir..ve alıntıdır..haliyle kopyala yapıştır yapılmıştır.bu zaten bir başkasından alıntı olduğu için oturup tekrar yazmak aptallıktır..böyle yapan aptallar için kopyala yapıştır yapmış olmam garipsenmiştir.
akıllı olan dine inanmaz, dine inanmak zeka ile orantılıdır,
gibi argümanları olan ateisttir.
mütemadiyen deist biri olarak dine inanamanın akıl ile bir alakası olmadığını söyleyebilirim.
insanoğlu çok fazla yol katetti. çok gelişti. ve bu insanoğlunun gelişimine katkı yapan bir çok bilim adamı bir dine inanıyordu. zaten günümüzde de ilahiyat pprofesörleri yok mu?
yani ne imiş;
dine inanmanın bir zeka göstergesi veya zeka düşüklüğünün göstergesi değilmiş.
hatırlarsanız bir zamanlar çevirmeli ev telefonları vardı. artık yok, çünkü ihtiyaç yok. daha modernleri çıktı.
işte tanrı inancı da böyle.
insan tanrıyı mütemadiyen zorda kaldığında, sıkıştığında anar, hatırlar. ancak bir kurum-bu ancak devlet olabilir- vatandaşına tanrıdan isteyeceği her şeyi verebilirse insanlarda tanrısını unutur. zaten tarihte bunu uygulayıp ateizmi devlet dini benimsemiş devletler vardı. **
modern çağlarda ateizm veya dine inanmamanın oranı da işte bu yüzden arttı. insanlar tanrıya ihtiyaç duymuyor. tanrıya yalvaracağına bilimle teknikle işini hallediyor ve bir süre sonra tanrısını unutuyor, sonra da inanmıyor. bütün sebeb bu.
hristiyan ve yahudiler dine müslümanların baktığı gibi bakmazlar. müslümanlar gibi dini hayatlarının en önemli olgusu olarak görmezler. tevratın üzerinde 'written by moshe'( musa tarafından yazılmıstır) yazar. hristiyanlıktada örtününüz der ama onlar okullarda orda burda türbanı tartışmaz. evlilik dışı ilişki en buyuk gunahlardan biridir onlarda da ama rahiblerden başka herkes 12 yaşında başlar evlilik dışı ilişkiye. yani onlar dini bir felsefe gibi görürler. hayatlarını dine endekslemezler.
asıl sorun müslümanların bilimsel olarak başarısız oluşudur.