mümkün olmayan bir söylemdir. şöyle ki daha kadın erkek eşitliğini sağlayamamış bir toplumun çağdaş olması, aydın olması, her şeyi aşıp bilime önem vermesi bilimde ileri seviyeye ulaşması beklenemez.
çağdaşlık, bana göre tabi, sinema ve tiyatro gibi kültür geliştirme, imkanı tanıyan yerlere destek sağlamaktır, şkşcem değildir onun haricinde ''güzel ilişkilerim , güzel aşklarım olacaktır'' onun gerçeği, en azından başı açık meselesine gelince o türk kadının hakettiği yerde görmek istemeyenlerin uydurmacasıdır
--spoiler--
türk kadını, yüzyıllardır geri bırakılmış ve sosyal hakları elinden alınmış, adeta yok sayılmıştır. medeni ülkeler seviyesine çıkmak isteyen türkiye cumhuriyeti, kadınlarına ikinci sınıf insan muamelesi yapamazdı. zira kadınlar, milli mücadele'de, milli teşkilatlar kurarak çalışmalar yapmışlar, cepheye silah taşımışlar ve vatanın kurtulması için erkeklerle beraber savaşmışlardır.
medeni hukukun kabulüyle, kadın erkek eşitliği benimsenmiş; evlenme, tarafların isteğine bırakılmış, aradaki vekil sistemi kaldırılarak evlendirme memurunun önünde yapıla nikahlar geçerli sayılmış, bu nikahtan sonra isteyenin dini nikah yaptırması serbest bırakılmış; tek eşlilik uygulaması getirilip boşanmalardaki "talak" usulü kaldırılıp boşama yetkisi geçerli sebepler aramak şartıyla mahkemelere bırakılmıştır. ayrıca kadınlar, miras paylaşımında ve şahitlikte de erkeklerle eşit olma hakkına sahip olmuşlardır.
bu hukuki düzenlemelerin yanı sıra, türk kadınının kültür seviyesini yükseltip sosyal hayatta ve çalışma sahasındaki gerçek yerlerini almaları konusunda bütün çalışmalar yapılmıştır. bu girişimler sonrasında, türk kadını dünya kadınlarına örnek teşkil edecek ilerlemeler kaydetmiştir. atatürk kadınlara verdiği değeri aşağıdaki sözleriyle de belirtir:
bir yerlerden alıntıdır.
zaman ilerledikçe, ilim ilerledikçe, medeniyet dev adımlarla yürüdükçe, hayatın, asrın bugünkü gerçeklerine göre evlat yetiştirmenin güçlüklerini biliyoruz... bugünün anaları için gerekli özellikleri taşıyan evlatlar yetiştirmek... pek çok yüksek özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. bu sebeple kadınlarımız daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar.
bir yerlerden alıntıdır.
...türk kadını dünyanın en münevver, en faziletkar ve en ağır kadını olmalıdır. ağır sıklette değil; ahlakta, fazilette ağır vakur olmalıdır. ...milletin kaynağı, sosyal hayatın esası olan kadın, ancak faziletkar olursa vazifesini ifa edebilir. herhalde kadın, çok yüksek olmalıdır...
bir yerlerden alıntıdır.
bir topluluk, cinsinden yalnız birinin asrın icaplarını edinmesiyle yetinirse o topluluk yarıdan fazla güçsüzlük içinde kalır... bizim topluluğumuzun başarısızlığının sebebi kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz kayıtsızlık ve kusurdan ileri gelmektedir...
"bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştemal veya buna benzer birşeyler asararak yüzünü, gözünü gizler ve yanında geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. bu tavrın manası neye delalet eder? medeni bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır."
1925 inebolu gezisinde örtünen kadınlarla ilgili...
"kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. ben muhterem hanımlarımızın avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım."-mustafa kemal atatürk..
içinde tezatlık ve günümüzün şartlarının her saniye değişmesiyle çatışmaları çoğalan garip bir durumdur. Her kültürde çağdaşlık farklılık gösterir ama merak ettiğim 100 yıl sonra nasıl bir durum ortaya çıkacaktır.Çağdaşlık özgürlükle aynı yolda ilerler. gerici bir politika izlersen geride kalırsın bu kadar basittir.
problemin zaten yetişecek neslin çağdaşlık düzeyiyle alakalı olmadığını anlayamayan başbakan açıklaması. sorun nesillerin din seçiminin, devletin burnunu sokmaması gereken bir mevzu olması.
e amk tamam götünüzden anlayın, bunlar çağdaşlık değilse ne ulan çağdaşlık?
* konuk olarak gittiğin bir ülkede uzatılan bir kadeh içkiye, nezaketen dahi olsa ağzını sürmemek çağdaşlık değil hayvanlıktır.
* bale gösterisinde 10 yaşında, el kadar kız çocukları tayt giydi diye, kafanı sağa sola çevireceksen böyle de çağdaşlık olmaz yavşaklık olur.
* gittiğin bir tiyatro oyununda ağzında sakız "çakçakçak" sanattan bi haber, sakız çiğnerken yediğin ayara karşı bütün üst düzey devlet görevlilerini alarma geçirip, tiyatro salonunu terk edersen, buda çağdaşlık olmaz aymazlık olur.
şimdi bana bu zihniyetin ürünü kendini bilmezler, götünden çağdaşlık tanımları uydurmasın!!!
edit: zorunuza gitti demi? e zaten zorunuza kadar gitsin diye yazdık bizde.