tanım: bülent arınç'ın toplumu nasıl ikiye bölebilirz düşüncesiyle içine düştüğü davranışın söze yansımasıdır.
hatırlayalım ilk seçim sloganları neydi? türbana serbestlik. yani akp dini kullanarak %35 le iktidara geldi. ilk dönem pek anti-laik hareket içinde bulunamasalarda bunun altyapısını kendi içlerinde hazırladılar. ilk yapmaları gereken şey istedikleri her yasayı geçirebilmek için kendi kafalarından olan bir cumhurbaşkanı seçmekti. 2007 yılında dindar cumhurbaşkanı seçicez sloganıyla yola çıkan akp, toplumun bazı kesiminde huzursuzluk yarattı. içinde bulundukları tavır korkunçtu. "mecliste çoğunluk bizde istediğimiz her şeyi yaparız" söylemleri bir anda başımızda monarşik bir sistem var hissi uyandırdı buna rağmen 367 olaylarıyla ülkeyi trilyonlarca dolandıran abdullah gül'ün cumhurbaşkanı olarak seçilmesi aksadı. ama sonuç olarak temmuz ayı itibariyle dindar bir cumhurbaşkanımız oldu.
bülent arınç ın ayrıştırma sözüdür. öncekiler bizanslıydı da haberimiz mi yoktu. devlet yönetimin de dindar ya da değil sözünün dile gelmesi haksızlıktır, ayıptır, günahtır.
daha evelki cumhurbaşkanlarının dindar olmadığını belirten bir başlık. dindar olarak nitelediği ve oldu dediği cumhurbaşkanından bir önceki cumhurbaşkanını da kindar olarak nitelemesiyle kafiye oluşturmuş. kimin dindar kimin kindar olduğunu ise yaratıcının kararında olacağını bilemeyen kişi söylemi ki buram buram kin kokuyor.
laiklik, özetle, dinini kamusal alanda milletin gözüne sokmamaktır bir anlamda.
söyleyen kesimin, "dinsiz cumhurbaşkanı seçeceğiz" diyenlere laf söyleme hakkını yitirmelerine neden olan sözdür bu söylem.
insan dinli olsa ne olur, dinsiz olsa ne olur; kayıp trilyon davasına bulaştıktan, oğlu onaltı yaşında başarılı*** bir işadamına dönüştükten sonra, kendi dininde hak yemenin en ağır günah olduğunu bile bile bunu yapıyorsa, dinli ama ahlaksıza dönüşmektense, dinsiz ama ahlaklı olmak yeğdir.
ha o insan cumhurbaşkanı olmuş, mahalle bakkalı olmuş, kamyon şoförü olmuş, ya da doktor olmuş; çok fazla önemli değildir aslında. dini varmış, yokmuş; o da değil önemli olan.
insan olması, etik kurallara uygun davranması önemli olan. ama tanrı için tanrıya rağmen* hareket eden insan, insan olabilmiş midir?
kraldan çok kralcı olanları tarih yermiştir hep. elbet tarih bugünlerin de biletini kesecek...*
ahmet necdet sezer gibi bir kindar cumhurbaşkanını gördükten sonra türk halkının büyük çoğunlukla tasvip ettiği sözdür. evet dindar bir başbakan ve cumhurbaşkanı istedik. oldu da zaten.
kafalarındaki modern dogmalardan ötürü gerçekçi-durumsal, özgür ve özgün düşünme melekelerini yitirmiş olan; aslında, hür olduğu yanılgısındaki modern zaman esirleri olan aldanmış zevatın adeta 'lanetlediği', toplumsal huzura, oligarşik elitisitlerin değil ama milletin cumhuriyetine ve millete büyük faydaları olacak son derece doğal ve isabetli bir faraziye...
olmazsa olmaz değildir. cumhurbaşkanı asli vazifesini bildikten sonra dindar olmasında herhangi bir zarar yoktur, aksine gerçek bir dindarsa fayda bile vardır. çünkü din adil olmayı emreder.
dindarlığın cumhurbaşkanı adaylığı için engel olabileceğini düşünenler ve bu düşünce etrafında toplanıp saçmalayanlara verilmiş bi cevap, lakin çarpıtılmış ve sanki bir gaf gibi önümüze sunulmuştur. sormak istiyorum : demokrasi bir yerinize mi batıyor?
Bülent Arınç "dindar" bir cumhurbaşkanı talebindeymiş! dervişin fikri neyse; zikri de o olurmuş işte...
Laiklik "kaldırılabilinecek bir ilke" olarak görülmektedir. 3 harf daha eklenmek suretiyle Arap alfabesi yaratılmak istenmektedir. Ve evet bunlar Mustafa Kemal Türkiyesi için tehdittir. Ancak tehdit olduğu kadar da tekliftir! Anayasada belirtilen "değiştirilmesinin teklif dahi edilemezliği" hangi cüretle görülmezden gelinmektedir? Değişme/dönüşme safhasından evvel Recep Tayyip Erdoğan 'ın söylediği "Referansımız islam, tek hedefimiz islam devletidir" cümlesi, hangi anayasa maddesinin içeriğindedir?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası;
MADDE 1. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2.Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
MADDE 3.Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı "istiklal Marşı" dır.
Başkenti Ankara 'dır.
MADDE 4.Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
genç parti'nin lideri cem uzan'ı işaret eden istek. (kendisi defalarca umre ziyaretinde bulunmuştur. din kardeşlerimizden, ürdün tarafından dahi vatandaş olarak kabul edilmiştir)