Tarihi şahsiyetlerin çoğunda müşahede edilebilecek tutum.
Din adı verilen olgunun saygınlığı ve gerekliliği ileri gelen kesimce tartışılmaz.
Asıl -tartışılması elzem gelen- mesele "din"e cehalet ve hurafelerin karışmasıyla meydana gelen kültürdür; bu kültürden kurtulma mevzusudur.
"Din vardır ve lazımdır. Temeli çok sağlam bir dinimiz var.
Malzemesi iyi; fakat bina uzun asırlardır ihmale uğramış. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş. Aksine olarak bir çok yabancı unsur (tefsirler, hurafeler gibi) binayı fazla hırpalamış. Bugün bu binaya dokunulamaz, tamir de edilmez. Ancak zamanla çatlaklar derinleşecek ve sağlam temeller üzerinde yeni bir bina kurmak lüzumu hasıl olacaktır."