eskiden devlet dairelerine,üniversitelere türbanla girilemiyordu,resmi evraklara başörtülü resim konulmuyordu. yaygara kopuyordu. özgürlükler elden alınıyordu. eylemler yapılıyordu. şimdide aynı kurallar geçerli ama derin bir sessizlik hakim. özgürmü oldunuz yoksa hizmet ettiğiniz güçlerden emirmi aldınız diye sorulacak durum.
edit: eskiden çankaya köşkünede türban girmiyordu. şimdi giriyor. buda yeterli bazı kesimler için.
bir ara "kandirildik" der gibi oldu bu kitle akp'nin ilk doneminin sonlariydi yanlis hatirlamiyorsam, sonra yuksek yargidan donunce turban karari, akp "bakin biz ugrasiyoruz ama yaptirmiyorlar" dedi tabanina, onlar da kabullendiler. simdi yuksek yargiyi ele gecirme savasina girdi akp, bu turbanli/muhafazakar kitle de bu savasta tarafini aliyor, cunku bu savasi kazananin akp olmasi halinde turban meselesinin dogal olarak cozulecegine inaniyorlar.
diger yandan soyle bir sey dikkatimi cekiyor son zamanlarda, bazi devlet kurumlarinda da turbanla calisan kadinlar goruyorum, okullarda olmasa da bazi hastanelerde ornegin, hemsireler, hizmetliler turban takabiliyor, belki de artik yoneticiler "turban taktigi" icin kimseyi sikayet edebilecek cesareti kendinde goremiyor ve bu da turbanlilarin onceki donemlere gore biraz daha gazi alinmis olmasini sagliyor. cok sabirli bir kitle olduklarini zaten biliyoruz, daha epey de sabredecekler ama sonunda istediklerini alacaklar gibi gozukuyor.
kesilmesinin sebebi, türbanı üniversitede serbest bırakma kararı almış bir meclise hayır sizin bu yaptığınız hukuka uygun değil, yasayı iptal ediyorum, yürütmede, yasamada, yargılamada benim diyen bir anayasa mahkemesi olabilir mi?
eylemlerin kesilmesi gerçekten de tiksindiricidir, ancak başlık sahibinin araya sıkıştırarak savunduğu türban yasağı yanlıştır. ters teper. büyük iktimalle türbanlıların sayısını artırmak isteyenlerce getirilmiş bir yasaktır. yasak olanın cazipleşmesi hemen her "kutsal" kitapta yer alan adem ile havva hikayelerinin dahi ana fikirdir. çarşaf ve burka gibi kimliği gizleyici kıyafetler dışındaki örtülere sarınmak, dünyanın her yerinde serbest olmalıdır.
"bkz." açamadım, uzun geldi... voltaire: "düşüncelerinize katılmıyorum, ama söz söyleme özgürlüğünüzü sonuna kadar savunacağım."
otu boku anayasa mahkemesine taşıyan (askere sivil yargı yolunun açılmasını bile son andan dansöz misali kıvırarak) bir muhalefeti göremeyen at yok yok camış gözlüklülerin tespitidir. ayrıca başörtüsü eylemleri hala yurdun dört bir yanında devam ediyor.insan meraklı olursa hele birde araştırısa neler neler öğrenir.klavye başında olmuyor ama.
(bkz: http://www.ozgurder.org/v2/news_detail.php?id=388)
