(resim:#1)
Literatürdeki tarifi, kriterlerine uygun yaşamak istemeyenler tarafından belirlenmiş, etkileşmekte olduğumuz sistem. Yaratıcısının isimlendirmesi ile islam. Elçileriyle bildirdiği Şeriat* ile uygun yaşanabilir. Helal* yaşam alanı oldukça geniş olmakla beraber tarik*Ler ile işi bilenlere uyularak da yaşanabilir. Tekbaşına ilerlemekte mümkün fakat doğru ve yanlış arasında tereddüt edildiğinde etrafta ölçü alınabilecek birilerinin olması hayat kurtarır.
genelde yaptığı bilinmeyeni anlamsızca sahiplenip her kısmını anlamlı veya anlamsız kendine yontmaktır.
düşünsense hayatın eski mısırda bir tarikatın çevresinde geçiyor ve bütün yaşamın boyunca başka hiç bir şey öğrenemiyor ve orada rahiplere hizmet ediyorsun ve yaşamın tüm sırrını çözdüğünü sanıyorsun.
sosyal düzen kurmak ve yaşamını anlamlandırmak için pek çok insanın gerçek olup olmadığını bile umursamadan peşinde gittiği şey.bütün kültürü ve çevresi bunun üstüne kuruluysa tersini düşünmez.
ilkel hukuk sistemi. Dinde sürekli bir adalet arayışı vardır. Günahlarınız ile cezalandırılır sevaplarınızla ödüllenirsiniz içinde cezanın olduğu her sistem hukukdur. Din adaletin olmadığı toplumlarda daha dominantdır. Bu da ülkemizde hukuk sistemine yapılan tecavüzleri açıklar.
ortadoğu din geleneği tamamen sümerden gelir, ortadogu kökenli semavi dinlerde gecen ;adem ile havva'nin hikayesi, nuh tufani, habil ve kabil'in hikayesi, hz isa'nin hayat hikayesinin nerdeyse aynisinin anlatilmis olmasi, hz davut'un tasvirindeki bir kralin yasamis olmasi, lanetli meyve, cennet ve cehennem kavramlari, tanrilarin yardimcilarinin oldugu anlayisi, yilan ve agac sembolleri, kurtarici fikri, vs. hepsini sümer metinlerinde geçer.
islamiyetin bu konudaki savunmasi gercekten kusursuz. "biz onceki her kavme zaten peygamber yollamistik" diyor. bu aslina bakinca, rastgele bir onerme. yani basi olmayan bir onkabul. guzel tarafi, her durumda kendi kendine kanit olabilmesi.
yani burada semavi dinlerle sumer'in arasindaki baglantilari yazdikca, denilecek ki "e tabii benzesecekler, iki topluma da ayni kaynaktan peygamberler gelmis". dinler arasindaki bazen cok temel olabilen farkliliklar isaret edildiginde de "e tabii farkli olacak, onlarinki zamanla bozulmus, o yuzden islamiyet var". iki zit durum uzerinden de kendi kendini onaylayabilen bir onkabul bu, yani teoride dahi aksi ispat edilemez, hatta ispati birak destekleyici kanit bile olamaz. zira tum kanitlar o on kabulu destekliyor.
Manevi destek ve isteğini başka hangi ideolojinin dolduracağını düşünüyorum. Bilmiyorum. Olmaması gereken seviyede rasyonellik insanı yoruyor, umudu yok ediyor. Rasyonel olmayan düşünceye sahip dini ideolojileri benimseyen insanların kötü ve içinden çıkılamayacak durumlar için yarattıkları tanrı yanımızda, bunda da bir hayır vardır, kaderdir gibi telkinleri tanrı’ya atfederek daha hızlı uyum sağlıyor veya atlatabiliyorlar.
Dini inancı bulunmayan insanların ölüm, korku veya hastalık gibi hassas konularda sığınacak bir metafiziksel varlık veya ögesi, nesnesi yoktur. Dinsiz insanlardaki tek iyi olmayanın bu olduğunu düşünüyorum. Vahşice bir savaş durumunda bağı olan kişiler yanında yoksa dinsiz insan kendini yalnız hissedip intihar edebilir çünkü içinde bulunduğu durumdan kurtulmaya veya bitse de acılarının dindirilemeyeceğine inanır ama kişinin dini intiharı yasaklıyorsa dindar insan her kötü durumda tecavüz edilse, işkence görse, ailesi öldürülse bile tanrısına sığınarak hayatta kalır, ve duruma alışır. Kafasındaki varlığa değer atfeder onun yanında olduğuna inanır hatta rüyalarında tanrı’nın onunla konuştuğunu bile bilinç altında yaratabilir. Bu ona yaşamda kalmak için mutlak manevi güç yaratır.
Dinsiz insan olağanüstü bir durum veya buhran halinde yaşama nedeni zor bulur. Din, zorlukları ve kötü durumları üstün bir varlığa dayanarak göğüs germe ve kişinin yalnız hissetmemesini sağlaması yönüyle çok önemli bir ideolojidir.
3-4 yıllık sorgulama sürecimin sonunda farkettim ki aslında çok da düşünmeye gerek yok, insanların hayatları üzerine en büyük düşmanıyla iddiaya giren bir tanrıya tapmak pek bana göre ve akıllıca değil. bakın ne kitaba ne sünnete ne tefsire girmeye gerek var.
ben dinlere inanmıyor ve hatta artırıyor kendi tanrımı yaratıp ona tapıyorum tapma da değil aslında arkadaş ve yardımcı gibi, özelliklerini filan kendim seçiyorum, daha özgür ve mutluyum.
esasında toplumun belli bir yaşam biçimi içinde yaşaması esas alınan ve ilahi gücün değil daha çok insanların kendi benliklerini hoş etmek için basitçe kullandıkları araç asıl hoş etmemiz gereken EGo değil ilahi varlık olmalıdır.
din her zaman kullanılmaya açık bir şeydi ancak kullanılmak istenmiyorsanız dinin bir vicdan işi olduğunu ve dininizi büsbütün yaşamanız gerektiğini başkalarından görüp dini ona göre ele almamak gerektiğinin de bilincinde olmalısınız bu bilinçte olmayan insanlar her zaman bu yönde kullanılmaya mahkumdur.