(bkz: #43483179) bakın işte bütün problemin kaynağı burası. kibir, kendini varlıkların en kudretlisi sayan anlayış. kim diyor insanın doğanın tepesinde olduğunu ? tüm mahlukların en yücesi olduğunu nerden çıkardınız ? insan da diğer tüm canlılar gibi bu düzenin bir parçasıdır ve zamanı geldiğinde tarih sahnesinden silinecektir. milyarlarca galaksilerden oluşan bu devasa evrenin kendisini imtihan etmek için yaratıldığını düşünmek cehaletlerin en büyüğüdür. böyle düşünen insan dünya içinde de islam üzere olduğu için kendini üstün görmektedir. insan şu an sadece zekasıyla diğer varlıklara bir hakimiyet kurmuş, doğanın meydana getirdiği için belki de pişmanlık duyduğu bir varlıktır. kendimizi bu doğanın sahibi değil parçası olarak gördüğümüzde bu saçma sapan imtihan kafasından sıyrıldığımızda bir şeyler değişebilir.
(bkz: #43490640) eğer din varoluşu adem ile havva miti ile açıklamaya girmese ve bilimin alanına giren olaylara el atmamış olsa din daha tolere edilebilir bir olgu olabilirdi. yani sadece ahlak yasaları getirmekle yetinse öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, tüm insanlar eşittir düzeyinde kalsa çok daha kabullenilebilir olabilirdi. tanrıyı zeusvari mitolojik bir kahramana dönüştürmüş olmasa yine aynı şekilde çok daha masum ve insancıl kalabilirdi. tanrı sözü olduğunu iddia edecek kadar kibirli bir anlayışa sonuna kadar karşıyız.
(doğası gereği düşük zekaya sahip bir canlı türü olan insanın kendinden daha üst düzey bir yaratıcı ihtiyacını) entry'nin bu kısmını neresiyle okuduğunu merak ettiğim okumadan yazarlar tarafından ısrarla kabul edilmemektedir.
din şart değildir, kişinin kendi kendini rahatlatma mekanizmasıdır. anlam veremediğiniz ya da anlamı üzerinde hiç düşünmediğiniz varoluşu sizin için açıklamış birilerinin bünyenizde yarattığı tembellik hissiyatıdır. doğası gereği düşük zekaya sahip bir canlı türü olan insanın kendinden daha üst düzey bir yaratıcı ihtiyacını binlerce yıllık mitlerle açıklayan belki de edebiyatın bir dalıdır. kurgu roman şart mı sorusuyla din şart mı sorusu arasında mantık açısından pek de bir fark yoktur. hiçbir kitap kutsal değildir yazı icad edilmese belki dinler bu kadar etkili bile olmayacaktı. uzun lafın kısası 1500 yıllık korkutmaya dayalı mitlerle geleceğe yönelik akıllı adımlar atılmaz.
Dinlere, maneviyata saygımız olsa da, Dini olduğu halde, onuru, erdemleri, ahlakı olmayan insanların varlığı, dinin şart olmadığını, aslolanın " insan" olmak gerektiğini kısaca gözler önüne serer.
Kapitalist efendilerin kulu kölesi iseniz şart değildir. Nasıl olsa tapınacak bir metanız ve materyaliniz vardır. Halbuki din dünyayı bir geçimlik olarak görür sadece lazım olduğu kadar kullanmanızı salık verir. Emperyal efendiler ise dünyayı bir araç olmaktan çıkarıp bir amaç haline getirmiş, ahiret hesabını hiçe sayarak sadece dünyayı elde etmenin hedefine ve keyfine odaklanmıştır. Bunun neticesi ise helak ve hüsrandır.
Ayeti kerimede bunun temsili misali şöyle verilir;
"Her kim ki çarçabuk olanı (geçici dünya arzularını) ister (de ahireti önemsemezse), orada istediğimiz kimseye dilediğimiz (nimetleri) çabuklaştırıp (kolaylaştırırız, ama öldükten) sonra da ona cehennemi (yurt) kılarız; kınanmış ve kovulmuş olarak ona (cehenneme) atılır." isra-18
"Kim de (gelip geçici dünyalık heves ve hesaplardan sıyrılarak, sonsuz) ahireti önceleyip irade eder ve bir mü'min olarak (Allah’ın rızasına ve ahiret arzusuna) yakışır bir ciddiyet ve gayretle çalışırsa, işte bunların çalışmaları meşkûr (ve makbul) olacaktır (ödüle, tebrik ve teşekküre layık bulunacaktır)." isra-19
Fakat bu demek değildir ki dünyadan nasibimizi almayalım. Hayır;
"(Öyle ise ey Mü’min!) Allah'ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. (Dünya da, ahiret de Müslümanlarındır. Ey sermaye sahipleri! Allah’ın size verdiği servet ve nimetlerle, ahiret yurdunu kazanmaya çalışın. Zekât ve cihad için harcayın. Bu arada dünyadan da nasibinizi unutmayın. Meşru yollardan çalışıp kazandığınız serveti kendiniz, aileniz ve yakınlarınız için örfe, adetlere ve standartlara uygun olarak helâl yolda harcayın, cimrilik yapmayın.) Allah nasıl sana in’am ve ihsan edip (zenginlik) verdiyse, sen de (fakir fukaraya, işçi ve memuruna) öylece iyilik ve ikramda bulun(un. Sakın fakirin işçi ve memurun hakkını ketmederek) yeryüzünde bozgunculuk (ve anarşi) çıkarma(yın). Zira gerçekten Allah fitne fesat çıkaranları asla sevmez (ve onları felaha-başarıya da ulaştırmayacaktır)." Kasas-77
Sabredenlerin kazandığı bir dünya imtihanındayız. Ama uyuşukluğun adı sabır değildir bunu da unutmayın...
Normalde bakıldığında Ayeti kerimelerde tenakuz (zıtlık) yoktur. Bilakis birbirini tamamlayan iki anlam var. Şöyle izah edelim: icap ve şartlarına riayetle dünyalık için çalışan herkes dünyadan nasibini alır ve kula muhtaç olmadan yaşar. Yok hayır, eğer derse ki; ne olursa olsun ben illede büyük bir servet ve refah içinde yaşıyacam ve bunun için ne gerekirse (helal haram dinini ahiretini satmak da dahil) yapacam, tamam, istediği yine olur ama o zaman ahiretini kaybeder. Herkesin Tercih hakkı saklı. Sen bilirsin..
Çok istediğiniz biri sizin için ağır bir imtihana dönüşebilir. çok istediğiniz bir dünya nimeti Allah'ı unutturup ebedi saadetinize engel olabilir. Duanızı edin ama istediğiniz olmayınca çok üzülmeyin tıpkı Gazali'nin dediği gibi; "Allah senin iyiliğini senden daha iyi bilir". Sana dünya hayatında taktir ettiğine razı olursan, o da senden razı olur. illa da trilyonluk Rolls-Royce a binmek zorunda değilsin. 40-50 binlik bir fiat linea da işini görür. Çalış ama kanaat et, aç gözlü olma.
Sosyal adalete gelince: kuranda 30 yerde zekat lafzı geçer bunun 26 adedi namazla birliktedir. Yani bu ne demek? Şu demek: eğer namazını kılıp zekatını vermiyorsan vay haline senin. Yazıklar olsun sana. Senin kapitalist efendilerden ne farkın var? Cehennem Ateşine hazırla kendini. Cehennem senin için hakk..
Ama ben vergimi veriyorum, vergilendirilmiş kazanç kutsal değil mi? Vergi devletin hakkı. Zekat fakirin hakkı. Biri diğerinin yerini tutmaz. ikisi de hak. Kaldı ki onun da % 70 ini çalıyor tam beyan etmiyorsun zaten..
Öte yanda teknolojik gelişmeler var, ee sen çalışmaz yatarsan, bilgisayar araba uçak gemi tank v.s. yapmaz elin gavurundan alırsan elbetteki ona muhtaç olursun. Çalışıp kendin yapsana tembel uyuşuk pısırık gafil müslüman..yalan talan dolan hırsızlık ihale yolsuzluk usulsüzlük rüşvetle devleti, hile hurda tahkir fahiş fiyat artışı ve karaborsayla milleti soyan müslüman..
Öte yanda kumarla faizle zinayla içki ve uyuşturucuyla kendini ailesini ve toplumu perişan eden müslüman, mazluma zulmeden, zalime yardım eden, emanete ihanet eden, hakkı hukuku çiğneyen, dul öksüz yetim hakkı yiyen, adaleti ve merhameti terkeden, onurunu izzetini şeref ve haysiyetini satan, edepsiz hayasız ahlaksız, eyy allahtan korkmayan müslüman..
Çağdaşlık medeniyet demokrasi seküler yaşam özgürlük maskesi altında kafana ve keyfine göre yaşayıp bir de bunu felsefeleştirip din sayıyorsan, her türlü marjinalliği sefihliği cibilliyetsizliği ve rezilliği normal hale getirip meşru kılıyorsan, ayetlerle oynayıp sünneti hadisleri fıkhı (hukuku) iptal ile dini parçalayıp hz. peygamberi (s.a.s.) safdışı ediyorsan, islamın hukukunu tanımıyorsan, senin ateist deist agnostik humanist farmason budist v.s. yada şeytan deccal tağut tuğyan süfyan veya bilmem hangi ..izm sahibi olmaya da ihtiyacın yok, zaten onlardan hiçbir farkın da yok. Yok yere kendini kandırma, eğer Nefsine tapıyorsan, hevayı heves, arzu ve haz peşinde koşuyorsan, sen ilahlığını ilan etmiş hükümranlığını kurmuşsun. sana din iman allah kitap peygamber lazım değil ki. Ha zaten bunlar safsata, masal, hikaye anlatıyoruz biz burada. Diyorlar ya "bunlar eskilerin masalları" değil mi ya? Sen ki o yüce aklınla her şeyi bilen bilmin o muhteşem ışığıyla andınlanmış mümtaz bir şahsiyetsin. Akıl hocanda aklın ve felsefenin çağdaş bilmin ve rönesansın babası plato. Hani varya hocası sokrat kendisi (plato, eflatun) ve ardından gelen aristo ile birlikte kendilerini erkek öğrencilere düdüklettiren felsefenin babası plato. Hah işte senin yok göstericin o. Kılavuzun sağlam..! Oyalanmana bak, dalgana bak sen, Yürü, korkma, sana din lazım değil..
Sen dayanışma yerine birlik olmak yerine milli manevi değerleri hiçe sayıp birbirini yersen, maddi manevi değerleri ötelersen, dışarıdan içine atılan fitnelerle hareket eder yozlaşır hristiyanlar gibi yaşarsan, 3 kuruşluk dünya menfaatine her şeyini (toprak da dahil) satarsan, bekle, alırsın 3 ün 1 ini öbür tarafta..
inançsız veya feminist bir kadınla sevgili ol bir süre sonra neden şart olduğunu anlarsın. Çünkü karşıdaki hiçbir şeye inanmıyor, hiçbir değere saygı duymuyor. Bu yüzden yalnızca maddi ve çıkarımsal ilişkiler içerisine giriyor.
En ufak bir zayıf yönün ortaya çıkınca seni harcayıp başkasının koynuna atlıyor.
Hep bana hep bana, hep ben ben ben diyor.
Allah Göğsü iman dolu, merhametli ve inanan kadınlarla yolumuzu bir kılsın.
Diğerleri ise birbirlerinin hayatını mahvederler zaten.
Tabii ki şart değil. Din olmadan da hayatının sonuna kadar yaşarsın. Tabi hepsini toplasan bir kuruş değeri olmayan bir hayat olur ama yaşarsın sonuçta.
