din üzerine diyalog

    1.
  1. - tanrıya inanıyor musun?
    + o ne?
    - tanrı işte canım. hani evreni yaratan...
    + öyle biri mi var?
    - onu soruyorum işte; var mı sence öyle biri?
    + bilmem.
    - sence önemli bir soru değil mi bu?
    + bence bu gelişigüzel bir soru.
    - peki aynı tanrının seni öldükten sonra yargılayacağını söylesem?
    + öldükten sonra dirileceğimi mi söylüyorsun?
    - ölmek ve dirilmekten çok, ruhunun vücuttan ayrılması diyebiliriz.
    + ruh ne?
    - vücudunu denetleyen, seni sen yapan şey.
    + beynim olabilir mi mesela?
    - hayır. vücudunun herhangi bir parçası olamaz.
    + anlamıyorum. ne o zaman bu? nerede?
    - evrenin başka bir boyutu gibi düşünebilirsin onu. bu boyutun arkasındaki bir perde gibi.
    + peki. bunu kabul edebilirim.
    - e? inanıyor musun?
    + ruha mı?
    - ruha, tanrıya...
    + inanmam için herhangi bir sebep göremedim henüz.
    - ona inanmazsan seni cezalandıracağını söylediğini de eklesem?
    + hm. bu biraz korkutucu tabii. tam olarak neye inanmam gerekiyor cezalandırılmamak için?
    - çeşitli dinler var. hepsi farklı şeyler söylüyor bu konuda.
    + bu "dinler" nereden biliyorlar neye inanılması gerektiğini?
    - tanrı peygamberler aracılığıyla emirlerini iletiyor. farklı emirler var. hepsi ayrı bir dini oluşturuyor.
    + kaç din var?
    - bolca var. ama hepsinin emirleri tutarlı değil.
    + tutarlı emir yazmak ne kadar zor olabilir ki?
    - sadece tutarlı demek istemedim aslında. bazıları mucizeler içeriyor.
    + mucize nedir?
    - tanrının isteğiyle olan, normalde olması imkansız şeyler.
    + ne gibi mesela?
    - kimsenin yazamayacağı sözler gibi.
    + örneğin?
    - örneğin henüz bilmediğin bir şeyi söyleyen sözler.
    + henüz keşfedilmemiş bilimsel bir gerçek gibi mi?
    - kesinlikle.
    + var mı ilk kez tanrının emirlerinden öğrenilmiş bilimsel bir gerçek?
    - sanırım yok. emirler doğrudan gerçekleri yazmıyorlar. ama bir gerçeğe ulaşınca bakıp tanrının bir emrinde onu çoktan söylemiş olduğunu anlayabiliyoruz.
    + bana nostradamus' u hatırlattı bu...
    - mucizeler sadece gerçeklerle ilgili değil, ahlakla da ilgili.
    + ne gibi?
    - tanrı bize iyi olmamızı öğütlüyor.
    + annem de yapıyor bunu.
    - ama tanrı iyi olmanın yollarını da açıklıyor.
    + annem bunu da yapıyor.
    - annen neyin iyi olduğunu nereden biliyor?
    + bilmem. tanrı neyin iyi olduğunu nereden biliyor?
    - tanrı her şeyin en iyisini bilir çünkü.
    + biraz döngüsel olmadı mı? tanrı en iyiyi söylediği için sözleri mucizedir. ama en iyiyi sadece kendisi bilir. öyleyse sözler mucizeyse mucizedir, değilse değildir demiş oldun.
    - ya fiziksel mucizeler? peygamberlerin tanrıyla iletişim kurması, ırmakların yarılması, vs.?
    + öyle şeyler okumuştum. odyssey destanındaki olaylar daha yaratıcı geliyor bana.
    - bu olaylara inanmıyorsun yani?
    + sen odyssey' de ki olaylara inanıyor musun?
    - kim inanıyor ki onlara?
    + senin dediklerine daha çok insanın inanıyor olmasını bir argüman olarak sürmeyeceksin umarım?
    - bu gerçeğin bir sürü insanın inanmasında etkili olduğuna eminim. özellikle anne baba inanıyorsa, çocuk da inanır genellikle.
    + çocukları kandırır isen noel baba'ya da inanırlar.
    - anladım seni. ateistsin yani?
    + neyim?
    - ateist. tanrıya inanmıyorsun.
    + baştan beri tanımladığın şeylere, tanrı, ruh, peygamber, din, mucize, bunlara inanmak için hiçbir sebep görmüyorum, evet.
    - bence sorun yok. en azından bazı ateistler gibi bu kavramlarla dalga geçmiyorsun.
    + açıkçası dalga geçmemek için de bir sebep görmüyorum. himinileri gubardatacak hobaraklar arıyorum dersem komik olur değil mi?
    - eh.
    + sen de şu anda bana evreni yaratan, "ruhları" cezalandıran, "peygamberle" konuşan, "mucizeler" yapan bir "tanrıdan" bahsediyorsun.
    - ama buna bir sürü insan inanıyor.
    + toplanıp döverler mi demek istiyorsun?
    - yani...
    + evet, bu dalga geçmemek için iyi bir sebep olabilir.
    - insanlar bu yüzden savaşabiliyor.
    + beni karıştırmayacaklar ise o çok dert değil.
    - maalesef bir bomba patladığında senin de ölmemen için bir sebep yok.
    + hm. ne öneriyorsun?
    - yanlış inançlara karşı devamlı bir savaş halindeyiz zaten.
    + eminim şu anda bomba patlatmak üzere olan herkes aynı şeyi söylüyordur.
    - ne demek istiyorsun?
    + insanların dinler yüzünden savaştığını söylüyorsun. ancak bunu engellemek için önerdiğin şey de dinler arası bir savaştan başka bir şey değil.
    - peki sen ne öneriyorsun?
    + illa bir şey önermem gerekseydi insanlara dinlerden kurtulmalarını önerirdim.
    - kimse dinlemez ki?
    + tam da bu yüzden bir şey önermeyeceğim.
    - e? ne yapacaksın?
    + izninle takılacağım biraz. dışarıda güneş açtı, sahil çok güzeldir şimdi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük