Ha sen allah denen, kainatı ve atomu aynı anda yaratabilecek kudretteki bir varlığın, "kadinlariniz tarlalariniz gibidir, ona istediğiniz gibi girin" demesini mantıklı buluyorsan sorun yok.
gerçek din bir tanedir. hükmü kaldırılmış ya da sahte dinler nedeniyle din kavramı vardır, anlaşılırlık için.
allah benden toplumsal düzeni bozanlar adına bireysel olmaktan ziyade bir kurallar çerçevesinde insan öldürülmesini ister (idam), kimse gidip masum birini öldürmesin diye. hümanizm afla ya da bir süre sonunda dışarı çıkıp yeni birini öldüren katilin safında olmaktır bir anlamda (hümanizmin dayanılmaz hafifliği) ama yine de kişi gerçek mana da pişman ve aile razı olursa diyet vardır ve öncelikle bu tavsiye edilir. adaletsizlik ve zulme karşı koymak vatan savunmak adına da öldürmek vardır ama denirki savaşı dilemeyin savaş olursa da kaçmayın. dünya barışı ve toplumlarda nefsine hakim olamayan insanların varlığını yadsıyarak her şeyi zihinde çözmek kolay. herkesin damarına basmak gerekirse abdullah öcalan'ın öldürülmemesi o masum bebek (fotolardan hatırla) ve şehitlerin yakınları için bir gurur kaynağı değil. yakını şehit olmamış altı kuru insanlar için hümanist yaklaşım kolaydır.
Din yoktur demek aslında yanlış olur. Çünkü Allah'ın indirdiği kitaplara saygısızlık olur. Burda bahsedilmek istenen mesele insanların insanları dinlerine göre ayırdığı düşüncesi ise haklısınız.
teknolojinin geldiği nokta kesinlikle bir yaratıcının olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kusursuz sistemin tesadüfler sonucu oluşmasının mümkün olmayacağı günümüzde apaçık bir gerçek haline gelmiştir. Bunun sonucunda insanları nasıl dinden caydırırızın soruları sorulmaya başlanmıştır. ve sonuç din yoktur allah vardır... Şunu kafanıza sokun din vardır ve bu din sizin insanları sömürmenize engel olacaktır ve olmaya devam edecektir. Siz ve sizin gibiler trilyonlar kazanıp işçisine asgari ücret verirken din daima işçiye hakettiğini verin demeyi savunacaktır.. noldu şaşırdınız mı ..
Kaymakamın yanına imza attırmaya dahi girilemeyen trilyonlarca gezegen arasındaki bit kadar dünyamızda yaşamasına rağmen Allahın kendisiyle konuşmasını, hatta oturup sohbet etmesini isteyen kişi temennisidir.
gayet mantıklıdır. koskoca tanrı işi gücü bırakıp bize böyle saçmasapan bir kitap mı gönderecek? yok kocası vefat etmiş dulları zevcenize almak mübahtır felan. koskoca tanrısın ulan allahsız! bunları mı düşünüyorsun?
kendi kendini oluşturan bir evren düşüncesine göre içinde bir nebze insaf vardır fakat ulaşılan allah fikrindeki
o'nun her türlü eksiklikten uzak olması özelliği yanlış algılanmış o'na yarattığı şeylerle ilgilenmeme gibi bir misyon biçmiştir. incilde betimlemek amaçlı kullanılan baba ifadesinin tahrifler neticesinde yanlış yorumlanmasına yol açan örnekler vardır ki buraya denk düşüyor biraz. bir babanın varlığına sebebiyet verdiği çocuğunu beğenmeyip onunla ilgilenmeyi reddetmesi gibi allah kullarına karşı bir mesafe mi koymuştur yani.
elbette insana bilinç ve irade veren allah insandan bunların kullanılış yönü güzel-doğru ve çirkin-kötü işlerle ilgili bir önerisi ve sorgusu olacaktır. güzel çirkin doğru yanlış noktasında insanı yaratan elbette insan için en doğrusunu bilecektir ve bu bilgi insanlara kendi içlerinden elçilerle bildirilmiştir. islam insana ruh-beden dengesini kurarak ruhsal olana yönelirken bedensel yönüyle ilgili hallerini tamamen terketmemesi gibi temel önermeyi sunmuş ve fıtrat denilen yaradılış özelliklerini muhafaza etmesini içinde yer alan nefsaniyeti ne tamamen terk etmesi ne de nefsani yönünü ruhsal yönüne öncelemesini istemiştir. yani bir bebekteki masumiyet ve iyi niyeti bozacak potansiyel tehlikeye karşı kendi varoluşunun özüne sadık kalmalıdır bu noktada hikmetli bir deneme söz konusudur.
insan için doğa ile bütünleşik kozmosa uyum sağlayan iradesini bu yönde kullanan aşırılıktan kaçınan orta yol belirlenmiştir. irade ile insanlığındaki öz çerçevesinde ruhsal olarak insanlığını ileri evrelere taşıyabilir ya da bilinç verilmeden belli bir fıtratla davranan hayvanattan daha aşağı seviyeye inebilir. bu noktada allah insana güvenmiş o'nu yeryüzünde halife kılmış o'nu gerçekten haberdar etmiştir ve insanla ilgili bir hükmü elbette olacaktır, bu da insana verilen mühlet sonrası gerçekleşecek ahiret hayatıdır.
insanlık tarihi boyunca menfaat odaklı ya da başka kültürlerin etkisi ile gönderdiği dinler tahrif edilmiş yerine yeni elçiler gönderilmiştir. deizmin ulaştığı tek tanrı fikri ilahi mesajlar olmadan bile insanın varlıkla ilgili ana gerçekliğe ulaşacak akılla donatılmış olduğunu göstermesi yönüyle ilginçtir.
bu durumda allah'a giden, herkesin uyacağı ortak bir yol da olmak zorundadır diyerek karşı çıkılabilecek görüştür. iş sadece akla kalırsa ortada ne norm kalır, ne doğru, ne yanlış. malum, herkesin aklı kendine.
şimdi söylenen o ki şu peygamberin şu mucizesi var, bunun şu mucizesi. ee hani nerede mucizeler bizim devrimizde mi son buldu?
filozoflar biraz daha ahlaksız olsa idi hepsi birer din oluşturmuş idi. şimdi nereden çıkardın bunu diyeceksiniz.
dikkat edelim peygamberlerin tümü aynı yarım adadan çıkıyor. hepsi ahlaksızları ile meşru kılınmış bir toplumun içinden geliyor.
allah'ın emir ve buyrukları vardır. biz zaten bu buyruklara din ismini veriyoruz. din zaten allah'ın varlığına kanıttır, allah'ı anlayabilmemiz ona kulluk edebilmemiz için vardır.