sünnete mutlak bağlılık tam ve doğru ahlak'ı doğurur.çünkü hazreti muhammed(s.a.v) en üstün ahlak üzere gönderilmiştir dolayısıyla ona uyan her mü'minin üstün bir ahlaka sahip olduğu söylenilebilir.
felsefe, din olgusunu, dinin objelerini ve dinin temel sorunlarını konu eder.akıl ve mantıksal düşünme süreçlerini kullanarak tüm bu olgulara felsefenin bir dalı olan din felsefesi açıklama getirmeye çalışır.aslında din de felsefe de "evrenin kaynağı nedir?" sorusuna cevap arar.kaynağı ilahi varlık olan dinsel bilgiler dogmatiktir; mutlatktır değişmez dolayısıyla inanca dayalıdır.felsefe ne din içindir ne de dine karışıdır.
din ahlakı öğütler fakat, ahlakın yetersizliğinden dine neredeyse öğüt verilecektir.Bunu yaparak tabu yıkdıklarını düşünenler elbette vardır fakat anlamadıkları tabuları önlerinden alıp arkalarına koyduklarıdır.
bazen doğru orantılı, bazen de ters orantılı olan ilişkidir. zira satanizm de bir dindir çünkü. ahlaklı satanistler kulağa ne kadar komik gelmekte. sadece müslümanlığı baz almayın derim. fakat islamla ahlak arasındaki ilişki dersek her zaman doğru orantılıdır.
Bu ilişkiyi Ateş ilyas Başsoy güzel özetlemişti: "Din doğru olan şey ne olursa olsun emredileni yapmaktır. Ahlak emredilen şey ne olursa olsun doğru olanı yapmaktır."
doğrudan ilişki olmasa da kültürümüzde din kültürü ve ahlak bilgisi diye okutulan dersler neticesinde böyle algılanmaya başlamıştır.
ateist, desit bir insan da ahlak sahibi olabilir, nitekim dindar kesimden de bir çok insanın ahlaksız olduğu kanıtlarla mevcuttur. fakat dindarlar ahlaksızdır ya da ateistler ahlaksızdır diye bir çıkarım yapılamaz.