din eğitimi ile din öğretimi arasındaki ayrımı yapmaktan aciz bir zihniyetin tüm öğrencilerimize armağanı.
hayatını, nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türk gençliği türünü * kurtarmaya adayan edibe sözenhanfendiye ev ödevi olmasını dilediğimdir ayrıca. **
insanların yaşadıkları ülkedeki insanların yüzde doksanının dinini tanıtan ders.bu dersde kimya ve fizik gibi zorunlu olmalıdır.çünkü kimya dersi neden gerekli diye sorduğunuzda bile verilen cevap çevrenizdeki olaylardan haberdar olmanız için okutuyoruz olur.ayrıca inanan insanların bağnazlığa düşmemesi için gerekli olan ders
türkiyenin bir türlü tam anlamıyla laikleşemediğinin kanıtıdır.'din eğitimi tarafsız ve bir dinin propagandası yapılmadan verilmelidir' diyen bir ülkenin din dersleri...
din kültürü.adı gayet masum.'sadece dinleri tanıtıyoruz.inanmayan yoldan çıkar.neye inanırsanız inanın ama inandığınız bir şey olsun' der gibi.içi ve dışı bir değil tabi.evet din dersleri zorunlu eğitim.peki yaptınız zorunlu iyi güzel hoş.inanmayan boş insan ya ne de olsa ama neden laikliğe karşı?laik devlette din eğitimi tarafsız olmaz mıydı?hani dinin propagandası yapılmazdı?
bu sorular sorulduğunda alınan cevaplar açık: 'size islamın temel şartları öğretiliyor sadece, uygulamalı yapmadıktan sonra sorun yok' hayır.uygulamadan kastedilen namaz kılmaksa her din hocasının ağzındadır 'namaz kılmayı öğrenmezseniz geçirmem bu yıl' ya da başka bir cevap 'istemiyorsan dilekçe ver.derse girmeme hakkın var.' bunun doğruluğunu bilmiyorum açıkçası tam olarak ama bildiğim kadarıyla bunun için nüfus kağıdındaki 'dini:islam' bölümünü değiştirmek gerekiyor.doğar doğmaz damgalandık islam! diye bir kere.hem zaten sırf din dersine girmemek için, çevresindeki herkesin nüfus kağıdında islam yazarken kişinin bunu değiştirmesi normal bi durum olmasa gerek.
sadece, laik denilen şu ülkemde, nüfus cüzdanına doğar doğmaz 'dini:islam' yazılan biri olarak, yalnızca islamın öğretildiği* din derslerine girmek istemiyorum.
olabilecek en gereksiz derstir. din kültürü olsa olsa genel kültür olabilir. ders, yalnızca Ahlak bilgisi adı altında verilmeli ve dinler de hoşgörü konusunun çatısı altında işlenmelidir. türkiye'de ki gibi belli bir dini temayı yetişmekte olan insanlara aşılarsanız ahlak dersini başta yoketmiş olursunuz. belli bir dine yönelen insan ister istemez gavur - dindar ayrımına da yönelir. insanlara, iyiliği iyilik yapmak için yapmayı öğretmek gerekir, tanrı korkusu için değil...
insanların hayatını dine bağlılıkları yüzünden kısıtlayanlara savaş açan zihniyetin ilk öğretim ve lisede bu dersin gösterilmesine karşı çıkmayışı çelişkidir. dini vicdan ahlakı aile öğretir. bu ders öğrencilerin 5 alıp sevinmesinden başka işe yaramaz.
bu ders zayıf geldiğinde 3 dalda da baba tarafından yargılanabilecek kötü olay.tıpkı eniştemin oğluna yaptığı gibi.
+ya bir müslüman çocuğunun hemde bizim gibi bir ailenin çocuğu!nasıl zayıf gelir ya dini..
+din kültürü ve ahlak bilgisi 1 diyo yaaahuu.
+demekki bu çocuğun kültürü de zayıf!!! (yiğen dumur)
+ahlakı da yok demekki bu çocuğun !!!
+ahlaksız mısın olum sen!!!!
Kenan Evren öncülüğünde yapılan 82 ihtilali sonrasında zorunlu kılınmıştır. Diğer komutanların; "Aman paşam, ne iştir bu?" şeklindeki tepkilerine de yaptığı açıklamalar;
1- Bu sayede, "kızlar okumaz, ne işi var kızların okulda?" mantalitesindeki insanları, çocuklarını okula göndermeye teşvik etmek,
2- "Din kulturu ve ahlak bilgisi" adından da anlaşılacağı gibi, insanların tüm dinler hakkında genel bir bilgi edinmesi ve ahlaki olarak, güzel eğitim alması,
3- insanların müslümanlığın şartlarını ve uygulamalarını okulda öğrenmesi, hocacılık ve tarikatçılığı ortadan kaldırmak için,
bu dersin zorunlu olması gerektiğini söylemiştir.
üçüncü maddeyi yorumlamak gerekirse; Tabi ki tüm halk müslüman değil ve herkes abdest almayı, namaz kılmayı öğrenmek zorunda değil fakat o zamanın şartları incelenecek olursa, tıpkı bugün ki gibi islamiyet, halk içinde önemli bir baskı unsuruydu ve şuan ki kadar da anlayış ortamı yoktu. Bu nedendendir ki; kenan evren, darbeden sonraki devletin başına geçtiği dönemde halka seslenişlerinde, zaman zaman dini uslup ve hatta kurandan ayetler bile kullanıyormuş.
eğitimsiz din öğretmenleri nedeniyle insanları kesinlikle dinden soğutan ders.
kendimden bir anı...
her ders, giriş zili çaldığında hoca arkadaşım x'i yanına çağırıp nedensiz yere döverdi. ardından git dersi kapının arkasından dinle derdi. tekrar söylüyorum nedensiz yere.
adam gibi işlendiği takdirde çok faydalı olacak derstir.
ama tebareke'yi ezberletip sözlü yapan bir lise hocasıyla değil tabii..
ya da cennet, cehennem mavallarıyla küçücük ilkokul öğrencilerini korkutarak..
böyle olmaz. olmamalı.
salt islamiyeti değil, dünyadaki diğer inanç şekillerini de -tarafsız olarak- anlatabilecek,
tanrının kötülükleri nasıl cezalandırdığından ziyade iyiliklere nasıl karşılık verdiğinden, affediciliğinden, merhametinden dem vuracak,
özellikle ilkokul öğrencilerinin tanrıya korku değil sevgi, yakınlık beslemesini sağlayacak,
lise ve ortaokuldaysa kesinlikle öğrencilerini görüntüleri ve düşünceleriyle yargılamayıp inancını köreltmeyecek,
bir din kültürü öğretmeni olsaydı diyorum.. benim olmadı. umarım gelecek nesillerin olur.
evren paşa sayesinde seçmeli olan bu ders 80 darbesinden sonra zorunlu hale gelmiştir. bu derste din hakkında pek birşey öğretilmediği gün gibi ortadadır. hatta bu dersi veren hocalar - en azından benim dersime girenler - basit bir soruya bile cevap verememektedir. işte bir örnek...
ders din kültürü , konu kurban bayramı.
hoca = h
isi degistirgeci= id
h: kurban bayramında kurban kesilir ve kurban kesemeyenlere dağıtılır. en az 7 kapıya pay verilmelidir.
id: hocam kurban kesmesek de onun yerine kurbanlık hayvanın ederi bir kaç fakire pay edilse daha iyi olmaz mı?
h: olmaz. kurban kesilip etinden kurban kesemeyenlere dağıtılmalı.
id: ama hocam kurban bayramında dağıtılan payın asıl amacı et alamayanların evine et girmesiyse eğer biz bu amaca hizmet etmiyoruzki.
h: nasıl yani?
id: şöyle ki. biz kesiyoruz kurbanı ve evimize en yakın kim varsa onlara veriyoruz payı. ama bu insanlar fakir değil ki sadece kurban kesmemişler bizden tek farkı bu. müşkül durumda değiller. bence onun yerine zor durumda olanları bulup para vermek daha doğru. mantık bunu sölüyor. siz ne diyorsunuz hocam?
h: otur yerine kızım.
id: ama hocam daha diyeceklerim bitmedi.
h: sus bakim çok konuşuyosun sen.
id: ama..
h: sus dedim.
id: ben hala aynı şeyi düşünüyorum ama.
h: ... evet nerde kalmıştık?
ilk ve orta öğretimde zorunlu olmaması gereken zorunlu bir derstir.. bakalım karşındaki almak istiyor mu bu dersi?
aynı zamanda
sınavında kitap açarak topluca kopya çektiğimiz tüm arkadaşlar 100 alırken benim 75 aldığım ve "hocam ben de onlarla aynı yeri yazdım neden ben eksik alıyorum" dediğimde "sen arka sayfayı yazmışsın, onlar doğru sayfayı" cevabını aldığım anda kendime "vay hayvan vay" dediğim gereksiz bir derstir!!!
bazı insanların din kültürü olup ta ahlak bilgisi olmadığını gördükten sonra ikisinin bir arada verilmesinin bi mana taşımadığı kanaatine varmaktayız...
sınavları komediye sebebiyet veren derstir de.kopya çekimiyle meşhurdur.
-soru:kumarın neden kötü olduğunu örnek vererek açıklayınız. arkadaşın cevabı:benim bir arkadaşımın babası kumar yüzünden çok borca girdi ve kendini intihar etti. cevabı yazan arkadaşın sıra arkadaşı da aynen şöyle yazmıştır:benim bir arkadaşımın arkadaşının babası kumar yüzünden çok borca girdi ve kendini intihar etti.*
bir başka sınavda.
sıra arkadaşımın lakabı inekti.ve soru şöyle:
-hinduların tanrılarının ismi?(böyle bir şey tam olarak anımsamıyorum)
öndeki arkadaşımız sorunun cevabını biliyor ama ben ve sıra arkadaşım bilmiyoruz. hoca bakmazken sıra arkadaşım öndekini dürtüyor "lan bu soru ne olcak" diyor. öndeki cevaplıyor " altın inek " olacak.ee tabi arkadaşın lakabı inek olduğundan biz inanmıyoruz ben diyorum ki " lan oğlum doğru söyle lan bak sınav bu"arkadaş ısrar ediyor tabi.o sınavda o soruyu arkadaşa 10larca kez soruyoruz ve hep aynı cevabı alıyoruz.ee durum böyle olunca biz sıra arkadaşımla cevabı yazmıyoruz. fakat gel gör ki sınav sonunda acı gerçek ortaya çıkıyor. cevap altın inek.*