neden insanlar hala bunu anlamakta zorluk çekiyorlar bilemiyorum.
herkesin dini kendinedir. "kapanın, kuran kursuna gidin, imam hatib okuyun" diyen bir insanın mantığı nedir, şahsen ben anlayamıyorum.
neden hala 2010 türkiye'sinde insanlar "ali dinsizdir, ayşe kafirdir, canan açık cık cık" şeklinde konuşuyor?
bir insanı nasıl açık olduğu için veya giyim tarzı farklı olduğu için dinsizlikle suçlayabiliyorsunuz?
(bkz: izmirliler dinsizdir) diyen bir insanın dinsiz olmadığını nasıl anlayabiliriz?
çoğu insan atatürk'e din düşmanı der. ama kimse geçmişte yaşanan bir olayı hatırlamaz. kimsenin işine gelmez çünkü. "savaştan sonra, bir grup isyancı medine taraflarında önlerine çıkan tüm türbeleri ve camileri yakıp yıkmaya başlarlar. sıra peygamberin mezarına geldiğinde atatürk haber yollar. 'eğer o mezara dokunursanız, ordumu çöle yollarım.'"
mustafa kemal atatürk din düşmanı değildir. atatürk dini kişiselleştirerek dinimize yapabileceği en büyük yardımı yapmıştır.
bir sürü ateist,kapalı ve hristiyan arkadaşım var. benim inanmam veya onların inanmaması umrumuzda değil.
çünkü her insanın kendi öz iradesi ve kendi aklı vardır. isteyen, istediği şeye inanır.
bunu sokaklarda haykırmak veya toplumu örgütlemeye çalışmak zorunda değiliz.
lütfen biraz kendimize gelelim. bu dünya bir çatı ve hepimiz bu çatının altında hep beraber yaşıyoruz. önemli olan tek şey, birbirimize sevgi göstermek.
bizler kardeşiz.
artık bunun farkına varın.
bu teoremi şöyle ele alabiliriz. iki insan düşünelim ikisi de x dinine mensup. bu iki insandan birisi küçük yaştan beri serbest yaşamış ve serbest düşünceye inanarak büyümüş. diğeri ise baskıcı bir ailede baskılar altında büyümüş. bu iki insanın doğruları aynı olamaz. bu iki insan aynı kıyafetleri giymiş bir insana aynı gözle bakamaz. aynı eğlenme aynı yaşama tarzı iki insana da olumlu gelmez.
Din kişisel olursa yaşanamaz ve inanç eksenine hapsolur. Din toplumsaldır. Tüm toplumu ilgilendirir. Toplumsal kuralların başı boş ve bozuk olduğu yerde kişisel özgürlüklerden söz edemezsiniz. Dinin ahlâki boyutunun teminatı, içerinde barındırdığı olmazsa olmaz hukuki kurallarını eğer devre dışı bırakırsanız o halde düzenin bozulmasından dolayı siz sorumlu olursunuz. Dinin yaşanmasının esas gayesi toplum düzeninin sağlanması ve devam etmesidir. Bu esaslara riayet etmeyen toplumların yıkılması mukadderdir.