dini inancı yüzünden meslekten ihraç edilen insanların,biçare hallerine şahit olup;kendi başına gelebileceklerin de önüne geçemeyeceğini fark eden,dolayısıyla gelecek endişesi yaşadığı için korkak yaşayan insandır.
bu durum kişinin korkaklığı veya fikrini savunamaması değil toplumun bu konulardaki cahil tutumudur.
örneğin;yakın geleceğe kadar alevilerin kendilerini gizlemesi.
sorgulamaya kapalı, tamamen dogmatik olan dinsel tüm konulara karşı korkarak yaklaşan hatta mümkünse muhabbetini bile etmek istemeyen bağnaz yapıda veya cehaletten gelen bir korkaklıkla hareket eden, aslında dinle uzaktan yakından ilgisi olmayan fakat durup durup "elhamdülillah müslimanız" gibi ifadelerin söylemlerini yapmaktan kaçınmayan şahıslardır. bildikleriyle daha doğrusu aile içinde ve çevresinde (küçük yaşta) gördükleriyle kalırlar.
daha sonradan düşünmeye açmayı akıl eden veya sorgulamak isteyip bunu becerebilen çok az insan vardır.
kimisi sorgulama ihtiyacı sezer, kendisini ne kadar kassa da okul, kitap yüzü gören kişi bunların sorusunu düşünür, muhakemesini yapmak ister fakat bilinç altı dediğimiz olgu burada ortaya çıkar, kişi bunu bastıramazsa düşünmeye bile korkar ve kendi kendine "haşa" der; düşündüğü orda kalır.
din üzerine konuşan o kadar çok insan vardır ki ortalıkta, birşey dediğin anda hep birlikte üzerine çıkarlar. bunun için sadece ateist olmak gerekmez, başka dinin ya da mehzebin üyesi de olabilirsin. baskın olan herzaman haklıdır ve haklılığını mazlum edebiyatı ile perçinler. oysa ki insanlar sınırlarını istedikleri oranda geliştirmekte özgür olmalıdırlar. bir insanın özgürlüğünü kısıtlamak, üstelik bunu onun iyiliği için yaptığını sanmak çok yaman bir çelişkidir.
bu ülkede insanlar sadece dinle ilgili konulara değil siyasetle ilgili konulara da çekinerek yaklaşırlar. çünkü üzerinden darbeler geçmiş, baskın yiyip hapislerde çürümüş en az bir yakınları vardır. bu onlara zamanla kendi işlerine bakmayı öğretmiştir. ne zaman ki bir insana türkiye ya da dünyaya dair iki çift aykırı laf etsen, ''aman boş iş bunlar. sen mi kurtaracaksın dünyayı'' der. sanki bu dünya benim gibi işçilerin (ya da işsizlerin) elleriyle defalarca kurtulmamış gibi. kapitalizmin çok iyi öğrettiği bir şeydir suskunluk. ömrünü işe gidip gelmelere verip akşamları da tv. den başka insanların hayatlarını izlersin. sonrasında ise ertesi gün tekrar bu b*ktan hayata yetişebilmek için yatar uyursun. iyi geceler sana türkiyem, iyi uykular dünya...
atmamız gereken adımlar varsa ilahi zeka ne yapmamız gerektiğini bilir ve bize dogru yolu gösterir. bizi yaratan ihtiyacimiz olan tüm fikirlerin kaynağıdır, düşündüğümüz yerdedir. endişelenmemize gerek yok diye düşünmek gerek bence.